Psikoterapi de kendi içinde pek çok tekniği barındıran bir bilimsel yöntemdir. Bazı psikoterapi tekniklerini sıralarsak; destekleyici terapiler, eğitici terapiler, yapılandırıcı terapiler, transaksiyonel analiz, sanat terapisi gibi terapinin de farklı tedavi şekilleri var. Bu yöntemleri kişinin gittiği psikoterapist kişinin içinde bulunduğu duruma ve kişilik yapısına göre belirler. Örneğin; destekleyici terapilerde amaç; sağlıklı savunma mekanizmalarını güçlendirmek ve kişinin kontolünü sağlayabilmesi için daha sağlıklı ve alternatif yollar oluşturmasını sağlamak. Eğitici terapilerde ise yeni bir model oluşturuyoruz. Kişinin kendisi ve çevresiyle arasındaki uyumu sağlamaya yöneliyoruz. İçindeki yaratıcılığı öne çıkarması için oluşturulan bir terapi şekli. Danışanı merkez alan bir terapi şeklidir. Bilişsel terapiler, aile terapileri, eş terapileri gibi. Yapılandırıcı terapiler ise bilinçdışı çatışmalara yönelik içgörü kazandırma, kişilik değişimine yönelik değişim ve olgunluk kazandırma amaçlıdır.
Öte yandan bazı insanlar psikoterapi ortamını sohbet ortamı gibi algılayabiliyorlar yani bazı insanlar şu şekilde düşünebiliyorlar; "İki kişi konuşuyor, sohbet ediyor. Biri diğerine akıl veriyor, şunu yap bunu yap" diyor. Ama bu kesinlikle böyle değil. Her şeyden öte terapistin akıl verme gibi bir lüksü yok. Bir terapist yol gösterici değildir. Sadece bireyin gitmek istediği yolda ona destek olan ve o yolda sağlıklı adımlar atmasına yardımcı olandır. Yol engebeliyse işte bu nokta da terapistin yaratıcılığı öne çıkar. O yolu engebeli ve bozuk olduğunu fark etmesi için bireye yardımcı olmaya çalışır. Ama bunu direk söylemez. Çünkü birey kendi farkına vardıkları üzerinden değişimi gerçekleştirir. Terapi bilimsel bir süreçtir çünkü yol bozuksa ve engebeliyse bilimsel teknikler kullanarak terapist bireye zarar vermeden o yolda ilerlemesi için ona destek olur. Terapinin ilk şartı yardım almaya gelene zarar vermemektir. Kişiye zarar vermemek için de siz bu işin eğitimini almış olmalısınız.
Halkımız zanneder ki psikolog konuşarak tedavi eder psikiyatrist ilaç verir. Oysa bu doğru değildir. Bir psikoterapi kitabı okumak psikoterapi uygulamak için yeterli değildir. Ancak elbette ilk kriter psikoloji lisansına sahip olmak yani psikolog olmak ya da psikiyatrist olmaktır. Ancak ülkemizde üniversitelerde psikoterapi eğitimi çok da nitelikli şekilde verilmediği için çoğunlukla bu eğitimler okul sonrası bazı özel derneklerin açtığı eğitimlerle kazanılabilmektedir. Bütün bunların ötesinde ikinci önemli kriter de psikoterapistin de kendi defolarından kurtulması için kendisinin de analitik süreçten geçmesi ve kendi defolarının farkında varması son derece önemlidir.
Psikoterapi... Farkındalık süreci
Psikoterapi, bireyin kendi iç dünyasına yaptığı uzun, sabır isteyen bazen zorlu ama genel olarak zevkli bir yolculuktur. Her yolculuğun bir başlangıcı gelişim süreci ve bir sonu vardır. Terapi sürecinin de başlangıcı gelişim süreci ve elbette sonu vardır. Terapilerin başında birey varmak istediği yolu belirler. Kılavuzu yardımıyla ve desteğiyle o yola ulaşmak için çaba sarfederler. Yolculuk iki kişiyi gerektirir. Taşın altına hem terapist hem de danışan elini sokarsa ancak yolun sonuna öyle varılır. Terapist tek başına hiçbir şey yapamaz. Hiçbirimizin elinde sihirli değnek yok. Terapi, zihinsel ve duygusal bozukluk gösteren bireylerde daha sağlıklı bir ruhsal denge sağlamak amacı güder. Ve bu süreçte danışan ve terapist arasında düşünce ve duygu alışverişi kurulur. Bu alışverişin kurulduğu süreç hem bir bilimsel süreçtir çünkü kendi içinde sistemi vardır hem de sanattır çünkü yaratıcılık ve zeka gerektirir.
Kimlerin psikoterapiye ihtiyacı vardır?
"Acaba benim terapiye ihtiyacım var mı?" sorusunu sorabilen bir insanın psikoterapi desteğine ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz. Kişi günlük yaşam sorunlarıyla başa çıkmada güçlük çekiyorsa, daha önce çok rahat yapabildiği sıradan şeyleri bile artık yaparken daha fazla güç harcıyorsa, kendisine karşı ve çevresindeki insalara karşı tolere gücü düşmeye başlamışsa, yaşama karamsar bakıyorsa, kendini değersiz ve anlamsız buluyorsa ve içsel sorgulamaları ve çatışmaları; yaşama dair korkuları artmışsa ve mutsuzsa işte o zaman psikoterapi desteği alması gerekir..
