• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Salonda spor daha güvenli FİLİZ İÇKE ÖNAL

Salonda spor daha güvenli

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.11.2009, 00:00
Havaların soğumasıyla açık hava yürüyüşleri ve yüzme, egzersiz için iyi birer alternatig olmaktan çıkıyor. Biraz da bu nedenle yöneldiğimiz salonlar ise pek çok bakımdan daha büyük avantajlar sağlıyor

Sağlıklı yaşam ve formda kalmak için düzenli egzersiz şart. Deniz kenarında veya açık havada yapılacak düzenli yürüyüş, bir salona kayıt yaptırmak veya yüzme havuzlarından faydalanmak ilk akla gelen seçenekler. Peki bir salona devam etmenin avantajları neler?
* Sağlıklıdır: Salonlarda dikkatle uygulanacak hijyen kuralları ve iyi havalandırma şartları üyelere bu imkanı sunar.
* Güvenlik sağlar: Özellikle büyükşehirlerde kapkaç, gasp, gibi olayların tedirginlik yarattığı düşünülürse, bir salona devam etmek çok daha güvenli olabilir.
* Sağlık risklerini azaltır: Bu işi ciddiyetle yapan spor salonlarında uzmanlar tarafından size yaş, boy, kilo ve genel sağlık durumunuza uygun bir egzersiz reçetesi sunulur. Bu da hem egzersizden en üst düzeyde faydalanmanıza hem de kalp krizi başta olmak üzere birçok riskten korunmanıza yardımcı olur.
* Disiplin sağlar: Egzersiz ancak düzenli yapıldığı zaman fayda sağlar. Bir salona devam etmek, kararsızlık ve tembellik gibi olumsuzlukları engelleyebilir.
* Karşılığını almak isteriz: Seçtiğimiz salona ödediğimiz aidat, bizde yatırım yaptığımız ve karşılığını almamız gerektiği düşüncesi yaratacak ve düzenli spor yapmamız konusunda motivasyonumuzu artıracaktır.
* Sosyal çevre ediniriz: Düzenli olarak bir spor salonuna gittiğinizde bir süre sonra orada, sizin gibi sağlığına önem veren, sporu seven kişilerle kuracağınız dostluklar da sizi motive eden bir unsur olacaktır.

Kayınvalide baskısı ve eşin ilgisizliği depresyon nedeni!
Doğum gerçekleştikten sonraki ilk dört hafta içinde ortaya çıkan depresyona "Doğum Sonrası Depresyon" adı veriliyor. Nedeni ise hamilelik sırasında yükselişe geçen bazı hormonların gebeliğin sonlanmasıyla birlikte birden düşmesi. Ancak ortada biyolojik bir yatkınlık olsa da tek neden bu değil. Bu depresyon türünü "kaynana baskısı" ve "eşin ilgisizliği" de tetikliyor. Geçtiğimiz yıllarda Manisa'da yapılmış bir çalışmada doğum sonrası depresyonda çok büyük oranda kayınvalide baskısının etkili olduğu görülmüş. Narlıdere bölgesinde yapılan bir başka araştırmada da eşi ile ilişkisinin sorunlu olduğunu ifade eden kadınlarda depresyon oranı daha yüksek bulunmuş. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Psikiyatrist Almıla Erol, "Şehirdeki kadın daha yalnız. Destek alabileceği en yakınındaki iki insan eşi ve kayınvalidesi oluyor. Onlardan da bu dönemde yeterli yakınlık ve sevgiyi göremeyince doğum sonrası depresyon kaçınılmaz oluyor" diyor.

Erkeği akciğer, kadını meme kanseri vuruyor!

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve İzmir'de de kadınlarda en sık rastlanan kanser türü meme kanseri. Erkeklerde ise akciğer kanseri birinci sırada yer alıyor


Özellikle meme kanserinde gelişen tanı ve tedavi imkanları sayesinde hastaların çok uzun süre yaşayabildiğine dikkat çeken uzmanlar,
"Ancak erken tanı şart" diyor. Buna göre 40 yaş üzeri kadınların meme taramalarını düzenli olarak yaptırmaları gerekiyor. Erkeklerde en sık rastlanan akciğer kanserin ile mücadelede ise sigaradan uzak durmak çok önemli. Bağımlılar mutlaka bırakma merkezlerinde tedavi olmalı. Çocuk ve gençlerde de eğitim yolu ile hiç başlamama bilinci mutlaka kazandırılmalı.

Tanı ve tedavide 6 temel adım
1- Hastanın tümörünün muayene ve görüntüleme yöntemleri ile tespit edilmesi.
2- Teşhis için doku tanısı (ameliyat ve biyopsi) yapılması.
3-Kan tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri ile uzak organlara sıçrama olup olmadığının araştırılması.
4- Gerekli vakalarda ameliyat yapılması.
5- Gerekli vakalarda ilaç tedavisi (kemoterapi, hormonal tedavi veya akıllı moleküllerle tedavi) yapılması.
6- Gerekli vakalarda ışın tedavisi yapılması.

Doktordan ilk tavsiye
1- Kanser hastalığı kişiye özeldir.
2- Size uygulanacak tedavi de size özeldir.
3-Diğer hastalarla kendinizi karşılaştırmayın.
4-Başkalarını başına gelen şeyler sizin de başınıza gelecek demek değildir.

Doktorunuz
* Hastalığınız konusunda uzman ve olmalı.
* Tecrübeli olmalı.
* Sorduğunuz sorulara cevap vermeli.
* Sorunlarınıza çözüm bulabilmeli.
* Kolay ulaşabilmelisiniz.

Korunmak için
1- Tütünün hiçbir çeşidini kullanmayın, dumanına maruz kalmayın.
2- İdeal kilonuzu koruyun.
3- Egzersiz yapın (günde en az 30 dakika).
4- Yüksek kalorili, aşırı şekerli ve yağlı yiyeceklerden uzak durun.
5- Aşırı kırmızı et, tuz ve tuzlanmış gıdalardan uzak durun.
6- Haftada 2 kez balık yemeye özen gösterin.
7- Günde 5 porsiyon taze meyve sebze tüketin.
8- Özellikle tahıl ve taneli yiyecekleri sık tüketin.
9- Alkolü çok az miktarda tüketin.
10- Güneş ışığına aşırı maruz kalmayın.
11- Viral ve bakteriyel enfeksiyonlardan korunun. (Korunmasız ve kontrolsüz cinsel ilişki yaşamayın, hepatite karşı aşı olun, rahim ağzı kanseri aşısı olun, güvenli olmayan sağlık kuruluşlarına gitmeyin)
12- Gereksiz radyolojik (röntgen, tomografi vb) tetkiklerden sakının.
13- İlaçlamalara (zirai ya da böceklere karşı) maruz kalmayın.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA