• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Giriş Tarihi: 14.06.2015, 00:00
Önümüz Ramazan!
Dolayısıyla yine benzer bir döngü yaşayacağız.
Yazın orucun zorluğundan dem vuracağız.
Tv kanalları 'hocalara' emanet olacak ve hem ağzımız bir karış açık izleyecek hem de kim ramazan için kanaldan kaç para almış, onu büyük bir iştahla tartışacağız.
Haberlerde sağlıklı iftar sofralarından örnekler verilecek, büyük bir kısmı el yakan meyve fiyatlarından bahsedecek.
Daha oruç tutmanın mantığını anlamamış binlerce vatandaşımız kaçak güreşmenin yollarını arayacak, 'orucu ne bozar' temalı rekor sayıda tuhaf soruyu din adamlarına soracak. Bu hocalardan bazıları soruların etkisinden kurtulabilmek için bayram biter bitmez terapiye başlayacak.
Acaba ibadeti ve dini neden bunca farklı algılıyoruz?
Emirler mi açık değil, işimize mi öyle geliyor?
Algımız neden fena halde 'seçici'?
Dini algılayış ve yaşama dahil ediş şeklimiz aslında bu dünyaya endeksli olduğu için bunca farklı ve çeşitli.
Maslow'un ihtiyaçlar piramidinin en temel basamağında korunma ve doyma seçeneği bulunur. Hayatı bu seviyede yaşayan kesim, dini KORKU duygusu temelinde algılayıp yaşar. Din, kesinliklere sahip bir şartnamedir.
Cezalandıran ve bağışlayan bir Tanrı vardır ve özellikle bağışlanıp esirgenilmek amacıyla din yaşanır. Bu grup, 'emirleri' birebir yerine getirir. Sorgulamak -haşa- aklının ucundan bile geçmez. Herhangi bir şeyi sorgulamaya kalksa, cehennemlik olacağını düşünür. Dindardır evet, ancak bilgiyi hazır almaya alıştığı için en ufak bir tökezlemede düşer, din adamına sarılır. Sorularıyla din adamını bunaltır. Belki dinin -görünürdeki- emirlerini uygular ama mantığı eksik, içi boş kalır. Muhafazakar gruptur bu...
İkinci seviyedekiler sevilme ve desteklenmeye ihtiyaç duyarlar. Diğer ihtiyaçları karşılanmış olan bu orta seviyedeki kesim, dini SEVGİ temelinde yaşar. Onlara göre din, ahlak kitabıdır. Toplum kuralları için, dayanışma için vardır. Bu kesim az ibadet eder, bol iyilik yapar. Parolaları, 'Ama benim kalbim temiz'dir.
Bu grup, bir Tanrı fikrine kesinlikle inanır ama iş dinlere gelince, aşırı sorgulayıp mantık yürüttüğü için çelişkiye düşer. Onun yerine, işin içeriği ve manevi tarafıyla ilgilenir, emirleri es geçer. Modern inançlılar bunlardır...
Üst basamaktaki kitle, hayatı tanıma-tanınma, bilme-bilinme ihtiyacı ile yaşar. Bu noktadan hareketle ibadetle değil din ve metafizik kavramlarla ilgili tefekkür ile ilgilenir. Tanrı'yı bilmeye ve kendini bilmeye çalışır. Her şeyin 'BİR'liğine ulaşmak derdindedir. Felsefi bu gruptan ya tasavvuf alimleri ya da gurular çıkar. Onlar için her din mukaddes, her ibadethane Allah'ın evidir. Gönülden, keyifle ve insanların faydasına yapılan her iş ibadettir. Çünkü işin temeline, özüne inananlar, Allah'ın esmaları gereği her iş ve oluşta olduğunu bilirler.
İhtiyaçlar temelinden okuduğumuzda hiçbir grubun yanlış yaptığını iddia edemeyiz. Neticede her grup, fıtratının gereğini mükemmel bir şekilde sergileyip bu tiyatro sahnesinde rolünü eksiksiz oynar. Eğer Allah hepimizin inanmasını isteseydi, başka bir kavim yaratmaz mıydı?
Yanlış yapan tek grup, kendi 'Yaradana ulaşma yolu'nu diğer gruba dayatan gruptur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI