Hakan Urgancı

10’DAN GERİYE SAY

Bir kaza sahnesi...Ters dönmüş ve yanmak üzere olan bir otomobilin içindesiniz. Güçlükle gözünüzü açıp dikiz aynasına bakıyorsunuz...
O da ne ? Gördüğünüz bu yüz, size ait değil. Bu, daha önce hiç görmediğiniz bir kadının yüzü.
Kim olduğunuzu hatırlamadığınız halde, içinde bulunduğunuz bu bedenin sizin olmadığını dehşetle fark ediyorsunuz...
Ne yapardınız? Kim olduğunuzu ve her seferinde neden ölmek zorunda olduğunuzu anlamak için sadece 10 dakikanız olacak.
Böyle başlıyor Destek Yayınları'ndan çıkan son romanım "10'dan Geriye Say"...
Okuyucu, kahramanın bu soluk soluğa macerasında ona çeşitli tarihlerde ABD'den Afrika'ya, Japonya'dan okyanusa eşlik ediyor.
Hemen hepsi gerçek kişiler olan kişilerin; kah sürgünde bir şehzadenin, kah batan bir gemideki dünyaca ünlü pehlivanın gözlerinden yaşamı ve ölümü tadıyor.
Bu spiritüel gerilim romanını okurken siz de soluğunuzu tutuyor ve bu dünyaya geliş amacınızı sorguluyorsunuz.
Bilinç diye bir şey var mı?
Özgür irade ne kadar özgür? Yoksa bir yanılsama mı?
Ölüm bir son mu, yoksa sadece bir kapıdan mı ibaret?
Birden fazla ölseydik, ölüme alışabilir miydik?
Ölüm yoksa yaşam gerçekten yaşamaya değer mi?
Yüzü olmayan bir kahramanla özdeşleşebilir misiniz?
Bizi biz yapan biraz da içinde bulunduğumuz beden mi?
Bir başka bedende de yine biz olabilir miydik?
Benim kurtuluşum başkalarının kurtuluşundan mı geçiyor?
Bunun gibi insanoğlunun yüzyıllardır sorduğu pek çok felsefi soruya gerçeküstü bir macerada yanıt arayan kitap, bir solukta okunacak türden.
Kemerlerinizi bağlayın çünkü baş döndürücü temposuyla ondan geriye sayım başladı..
OKUYUCU VE YAZAR
Yazarlar kelimelerin çöpçatanıdır.
Oysa sözcükler, yazarla tanışmadan önce, bir partide bir araya gelmiş utangaç tipler gibi sağa sola serpiştirilmiş halde dururlar.
Mümkün olduğu kadar dikkat çekmemeye çalışırlar. Yazar onları bir araya getirir, hatta başgöz eder.
Ortalama bir okuyucu, süslü bir dili sever. Onu tam olarak anlayamasa da yazarı takdir etmek zorunda hisseder kendini...
Yazar, zaten böyle cümleler kurabildiği için yazar değil midir zaten?
Oysa kimi süslü dil kullanıcısı, bu sayede içerikte derinleşmek zorunluluğu hissetmeyebilir.
Ben, yazarımdan sade bir dil, ancak benim seviyeme göre katman katman açılıp kendini ortaya seren derin anlamlar beklerim.
Basit ve sade bir görüntünün içinde gizlenmiş derin bir anlamdan söz ediyorum.
Sana yalnızca hak ettiğin kadar açılan.
Aynen bir çiçek gibi, aynen hayatın kendisi gibi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.