Hürol Dağdelen

Yaşlanan İzmir'e taze güç gerek..

Vali Cahit Kıraç, İzmir'in, Türkiye'deki en yaşlı illerden biri olduğunu söylemiş...
Yerinde bir tespit....
Aslında bu yıllardır söyleniyor ama çoğumuz görmezden geliyoruz.
Çünkü iklimi ve doğal yapısıyla, hoşgörülü insanı ve huzurlu kent yaşamıyla İzmir, Türk insanının gözdesi, kafa dinleyeceği bir kent haline geldi.
Bu yüzden, belirli yaştan sonra, herkesin yerleşmeyi planladığı bir şehir.
Sonuçta, yaşlı insan göçü arttı. Bir bakıma, emekli cenneti.
***
Oysa bu kentte doğup büyüyen gençler de var; onlar nerede?
Basit, İstanbul'da.
Çünkü iş, para, güç, fırsat, ün, şöhret orada... Bu yüzden kaçıyorlar oraya.
Taze güç İstanbul'u mesken tutarken, bu magakentin yorduğu beyinler ise kapağı İzmir'e atıyor.
Bu nedenle kent yerinde sayıyor. Çünkü bu iş tecrübesi olan isimleri de İzmir kullanamıyor.
Çünkü sözlüğünde, öyle bir "açılım" yok.
Sözün özü...
Genç nüfus, para kazanmak için, iş sahibi olmak için bir bir terk edince Türkiye'nin üçüncü büyük şehrini, "ekonomik durgunluk" esir alıyor.
Oysa İzmir, Türkiye'nin Batı'ya açılan en önemli şehri, örnek kenti.
Daha dinamik, daha coşkulu olmalı. Genci ve yaşlısıyla, kent yeni bir ivme yakalamalı.
Bunun için yapılacak tek şey var, imkan yaratmak...
***
Yoksa; tecrübeli, yetenekli ve işbilir insanlar İzmir'de bir köşeye çekilirken, deneyimsiz ve ne yapacağını bilemeyen, hangi yolu izleyeceğinden habersiz gençler de İstanbul'a göçüyor.
Ortada bir tezat var.
Oysa, nitelikli kalkınmanın yolu, tecrübeli ve genç nüfusun kaynaşmasından geçiyor.
Birçok ülke bunu başardı, şehirler kalkındı.
Bunu başarabilen İzmir, krizi de aşar ama görebilirsek...
***
Üç önemli "sektör" önemsenmeli başarı için:
Turizm, eğitim ve fuarcılık...
Bu üç unsur, yaşlı ve genç nüfusun el ele verip, hem İzmir'in hem de Türkiye'nin kalkınmasında öncülük edeceği sektörler...
Çünkü tecrübe ile gençliğin, yegane buluşma noktasıdır onlar...
Bir kez daha: Kandırılmayın!
Neden şaşırdınız ki...
Yıllardır bu çark böyle dönüyor; kadın programları ve içinde yer alan bazı figürler, hep düzmece...
Bu kulunuz, gerçeği hep yazdı, hep çizdi...
Siz bu oyuna gelmeyin, ekranınızda bir dram sahneye konuyor; hem oyuncuları hem de oynanan gerçek değil diye...
Kimse tınmadı.
Yalan, yine devam etti.
Siz de kandırılmaya...
Siz, hayatı ekran karşısında yaşamaya devam ettikçe de bu uyduruk haberler liste başı olacaktır.
***
Son günlerde Seda Sayan'ın programında ortaya çıkan bir "düzmece" haber kaynağı, milleti ayağa kaldırdı.
Bir kadın kayıp oğlunu arıyordu; senaryo yönetmen tarafından hazırlanmış, oyuncu da bulunmuştu.
Nasılsa halk kanardı; hoşgörülü, yardımsever ve ufku zengindi.
Öyle onu bunu deşmez, gerçeğin peşine düşmez, ağlanması gerekiyorsa ağlardı.
Önemli olan reytingti.
Gerisi yalandı.
Neden gocundunuz ki... Bu senaryo yıllardır oynanıyor.
***
Yine öyle oldu ama bu kez balon patladı. Şimdi herkes topu birbirine atıyor. Seda Sayan yönetmene, yönetmen daha önceki yönetmene, o ötekine...
Bir toz bulutu kalktı, kurguyu yapan ortada kaldı.
Seda Sayan, katili aradığı programa bile soktuğu, sabah programından kalma, çamaşır tozu reklamıyla (!) milleti oyalıyadursun, halk nasılsa yeni masallara yelken açmıştı.
Taa ki bir başka yalan ortaya çıkana dek...
***
Bu yazarın son sözü de, ekran karşısında çekirdek çitletenlere, hayatta başka amacı olmayanlara...
Kimsenin sırtınızdan para kazanmalarına izin vermeyin.
Sonra karşınıza, ultra lüks otomobiller ve evlerle çıktığında da hayıflanmayın.
Çünkü onları palazlandıran sizsiniz.
Böyle "kandırılmaya" çanak tuttukça siz, ekran da yalan üretmeye devam edecektir.
Öncelikle, "boş" dayılanmalara prim vermeyin. El, avuç açmayın. İnsanlık onurunuz herşeyin ötesindedir.
Aç kalsanız da, el etek öpmeyin.
SÖZÜN ÖZÜ
Verilmesi en kolay şey nasihat, alınması en güç şey ibrettir.
Droz
Yine salı ve yine seyirci huzursuz!
Bu akşam "Bu Kalp Seni Unutur mu"nun yeni bir bölümü daha ekrana gelecek.
Benden size, kaçırmayın.
Bir ibret vesikası bu dizi, geçmişte yaşananlardan bugüne yansıyan gerçekler bütünü...
***
Belleğinizi yoklayın şöyle bir.
Çok şey yaşandı ülkemizde, 12 Eylül sonrası... Özellikle göze batan solcular, işkence gördü, aşığılandı, faile meçhul (!) cinayetlere kurban gittiler.
Karanlık bir dehlizdi, "netekim".
Darbe komutanı Kenan Evren, radyodan "İşkence yok, yalan söylüyorlar" derken, aksine bir gerçeği itiraf ediyordu!
İşkencenin varlığını.
Çünkü insanlar "vahşice" saldırılara maruz kalıyor, insanlık onuru ayaklar altına alınıyordu.
Hele kadınlar, "inanılmaz" bir savaş veriyordu. Çünkü sadist insanların elinde, tacizin her türlüsüyle karşı karşıya kaldılar.
Bir nesil, eziyet çekti aylarca...
***
Bunlar benim bildiklerim...
Şimdi çocuklarımız öğreniyor o dönem yaşananları... Babalarının, ağabeylerinin, ablaların yaşadığı işkenceye tanık oluyorlar.
Ekranda, bir dizi sayesinde...
İşkence sahneleri, Kenan Evren'in "İşkence yok, yalan" sözleriyle pekişiyor!
***
Bir nevi Hatırla Sevgili'nin devamı olan "Bu Kalp Seni Unutur mu", ekrana geldiği ilk bölümden itibaren, toplum çarpıcı sahneleriyle, toplum unutmak istediği bir şoku yeniden yaşıyor.
12 Eylül cehennemini...
Dizi, çok başarılı, işkence sahneleri yürekleri sızlatacak gerçeklikte; oyuncular ve tüm ekip canla başla çalışmış belli...
Yani dizi olmuş, olmuş da; günü niye salı gecesi...
Neden daha uygun bir gün aranmaz da... Israrla en çok izlenen diziler arasına sokuşturulur bu özel yapımlar bilmem ki...
Şimdi aynı gece, bir yanda, "Geniş Aile" var, bir yanda "Canım Ailem" bir yanda da "Papatyam"...
Üçü de ilgi gören, reyting yarışında olan diziler...
Ve aralarına giren bir Türkiye gerçeği, bir özel bir yapım.
***
İşte bu yüzden seyirci, ikilemde...
Keyfi uygulamalar yüzünden, diziler arasında gidip geliyor ve gecesi zehir oluyor.
Gece yatarken de kafası karışık...
Bir türlü Kenan Evren'le, Geniş Aile'den Cevahir'in laflarını hazmedemiyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.