Hürol Dağdelen

Işığı, hep bizimle

Bir lider düşünün ki, arkasında, geleceğe umutla bakan bir nesil bıraksın...
Bir lider düşünün ki, yorgun bir milleti ayağa kaldırıp yaktığı bağımsızlık ateşiyle, topluma kul değil "insan" olduğunu hatırlatsın...
Bir lider düşünün ki, bugün yaşadığımız, soluk aldığımız, fikirlerimizi özgürce söylediğimiz bağımsız bir toplumun temelini atmış olsun...
Bir lider düşünün ki, tüm dünyayı kendisine hayran bıraktırsın.
Bir lider düşünün ki, ölümünün üzerinden 72 yıl geçmiş olmasına karşın, tıpkı 1938'de olduğu gibi, yine geleceğe ışık tutsun, ilkeleri toplumu aydınlatsın.
Bir lider düşünün ki, bir ülkenin geleceğini çocuklara, gençliğe emanet etme cesaretini göstersin.
Bir lider düşünün ki, çağının ötesinde düşünsün.
O vasıflara sahip dünyada tek bir lider var, Mustafa Kemal Atatürk...
Ülkesine özgür bir dünya armağan eden, "fikir üretin, bağımsızlığınızın değerini bilin, çalışın, boyunduruk altına girmeyin" diyen yürekli bir devlet adamı...
Bugün O'nu anıyoruz, sevgiyle, minnetle...
***
Bakın anılar, onun hakkında neler söylüyor, insanına, doğaya, çocuğa verdiği değeri, nasıl haykırıyor:
****
Tarih, 17 Mart 1923, yer Tarsus...
Mustafa Kemal, İstasyon'dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü. O'nu görmek için sabahtan itibaren yolları dolduran Tarsusluların arasından neşe ile selamlar vererek, ilerledi. O sırada ansızın bir olayla karşılaştı.
Milli Mücadele'deki çete giysili bir kadın, Atatürk'ün yolunu keserek ayağına kapandı. Gözyaşlarıyla şöyle haykırıyordu:
- "Bastığın toprağa kurban olayım Paşam!"
Mustafa Kemal onu yerden kaldırmak için eğilirken kulağına bu kadının Kurtuluş Savaşı'nda cephelerde çarpışmış olan (Adile Çavuş) olduğunu fısıldadılar.
Gözlerinden iki damla yaş düşen Mustafa Kemal, bu güneşten yüzü yanmış kadının elinden tutup ayağa kaldırdı ve ona şöyle seslendi:
- "Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın."
***
Atatürk'ün bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor:
Çankaya Köşkü'nün bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağaç, Ata'nın geçeceği yolu kapatıyordu. Ağacın bir yanı dik bir sırt, diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata, havuz tarafındaki kısma yaslanarak karşıya geçti. Derhal atıldım:
- Emrederseniz derhal keselim Paşam!
Bir an yüzüme baktı, sonra:
- Yahu, dedi, sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin!
***
Atatürk bir okula gitmişti. Her zaman olduğu gibi bütün çocuklar etrafını sardı. Hepsi sevinç içinde onu alkışlıyordu. Yalnız küçük bir çocuk bir kenara çekilmiş, ilgisiz gibi duruyordu. Bu durum Atatürk'ün gözünden kaçmadı. Onu yanına çağırdı:
- Çocuğum, neden durgunsun? Bir derdin mi var, hasta mısın?
Çocuk:
- Bir şeyim yok efendim.
Çocuk arkasını döndü, gözlerinden akan yaşları gizlice sildi.
Atatürk:
- Niçin ağlıyorsun yavrum? Sen ağlayınca ben çok üzülüyorum.
Küçük çocuk, o vakit yaşlı gözlerini Atatürk'e çevirdi:
- Atam, seni hep böyle yakından görmek isterdik. Geldin, gördük, sevindik. Ama artık sıramızı savdık. Bir daha seni ne zaman göreceğiz? Ona ağlıyorum.
Atatürk oradaki çocuklara baktı:
- Beni ne zaman görmek isterseniz aynaya bakın. Siz Türk çocukları benim birer parçamsınız. Ben de sizin.
***
70 yıldır O'nun aydınlattığı yolda, ayna tuttuğu geleceğe yürüyoruz. Onun temelini attığı toplumsal bilinç yolculuğunda, yanlışlar yapsak, yoldan çıksak da, hatta birileri aklımızı çelse de, yine yüzümüzü ona dönüyoruz.
Çünkü O'na güveniyoruz.. O bizim yüreğimiz, sevgimiz, geleceğimiz, hayat kaynağımız, liderimiz... Tartışılamaz bir gerçek.
Ve O, bağımsız, laik, çağdaş, özgür Türkiye'nin de simgesi.
Sözün özü, bu millet onun değerini çok iyi bilir, sonsuza dek de kalbinde taşır.
İhanet etmez.
****
Rahat uyu Atam, ışığın hep bizimle... Hiç sönmedi ki...
GÜNÜN SÖZÜ
Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.
Atatürk

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.