İzmir'in en güzel köşelerinden biridir Doğal Yaşam Parkı...
Sasalı'da kurulu olan bu, Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçesi, pek çok doğa mucizesini de içinde barındırıyor.
İşte bu yüzden insanlar, özellikle hafta sonu koşa koşa gidiyor Doğal Yaşam Parkı'na...
Çocuklarıyla birlikte, ailece...
Düşünsenize, İzmir Fuarı ve Kültürpark, İzmirlilerin yaşamına havlu attıktan sonra, burası adeta cennetten bir köşe gibi, onların yokluğunu dolduran... Hem havası hem de güven içinde olması, ailelere çocuklarıyla birlikte geçirecekleri benzersiz bir hafta sunuyor. Hele, çalışan anne ve babanın, hafta sonu çocuklarına verecekleri en büyük armağandır doğal yaşam parkı gezisi...
Başlangıçta her şey güzel, heyecan verici ama dev bir alana yayılan park, giderek insanı yoruyor, hele enerji deposu çocuklarla birlikte olunca, ebeveynler bitkin düşüyor. Gezi, bir süre sonra işkenceye dönüşüyor, sinirler geriliyor.
İşte o zaman insan, nefes alacağı bir yer, bir köşe arıyor ama yok...
Bu tip ucu bucağı belirsiz gibi görünen doğal mekanları gezmeye gelenler için, üç dört yerde küçük çay bahçeleri kurulabilmeliydi mesela... Sadece girişte var ama o da yetersiz; bir de üstüne güneşli bir havada, direk güneş ışınlarının altında bir yer burası, gölgeliği sınırlı... Hadi diyorsun, gezip geldikten sonra burada biraz dinleniriz ama ne mümkün!
Tıklım tıklım dolu, oturmak isteyenler, ayakta sıra bekliyor.
Bir insan için en büyük işkence, başında oturmak için sıra bekleyen insanların varlığıdır. Çelişkide kalıyor insan... Parasını ödemiş, çayını, kahveni içmişsin, biraz dinlenme fırsatında olsun ama imkansız... Karşında bir süre insan oturmak için sırada bekliyor!
İşin özü, doğal yaşam parkı, gez gez bitmeyen bir alan, yoruluyor insan... Bunun için İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni burada, küçük kafeler açmaya davet ediyorum.
İnsanlar yorulunca dinlenebilsin diye, bir soluk alsın diye...
Bunun zor olduğunu düşünmüyorum; niyet önemli... Bedava girmiyorsun ki, ücret ödüyorsun...
O halde bu özel geziyi, taçlandıracak küçük dokunuşlara ihtiyaç var. İşte o zaman Doğal Yaşam Parkı, daha yaşanır bir hale gelecek. Yazık değil mi, yorgun argın parkı gezmek, annelere, babalara, dedelere, ninelere...
Hatta çocuklara...
İstenirse çözüm bulunur, dediğim gibi, niyet önemli.
ENGELLER AŞILIR!
Hayat koşturmacasında, en önemli süreç sorunlarla başa çıkabilmek, engelleri aşabilmek...
Bunun için pek çok formül üretilebilir ama en önemlisi zekayı iyi kullanmaktır. Bu konuda, geçmişten gelen öğüt verici bir öykü var:
"Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuş. Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi.
Halkından bu kadar vergi alıyor ama yolları temiz tutamıyordu.
Sonunda bir köylü çıkageldi.
Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı, kan ter içinde kaldı ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde.
'Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir' diyordu kral". Sözün özü? Her engel, koşullarınızı iyileştirecek bir fırsattır.