• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Modern ve geleneksel tıp birleşti TOLGA TEKİN

Modern ve geleneksel tıp birleşti

tolga.tekin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.04.2018, 00:00
Sağlık Bakanlığı alternatif tıp olarak yıllarca dışlanan geleneksel tıbba sahip çıktı. Sağlık Bakanlığı’nın resmen bu tıp dalını tanıdığını ve kabul ettiğini açıklaması ile hekimlerin de bu alanda eğitim almasının önü açıldı

İNTEGRATİF MUCİZESİ - TOLGA TEKİN

Doğadaki bitkilerin şifa kaynağı olan özellikleri ve geleneksel tıp uygulamaları ile yıllarca birçok hastalık, doğadaki şifalı bitkilerden faydalanılarak tedavi edildi. Ancak teknoloji ve ilaç sanayinin gelişmesiyle şifalı bitkiler ve geleneksel tıp uygulamaları yerini sentetik ilaçlara ve modern tıbba bıraktı. Geleneksel yöntemler ise modern tıp eğitim müfredatı içerisinde kendine yer bulamayınca "koca karı uygulamaları" söylemiyle kötülendi.

YILLARCA DIŞLANDI

Şifalı bitkilerle ve diğer geleneksel yöntemlerle tedavi teknikleri ile ilgili "alternatif tıp" olarak adlandırılan ve o dönemlerin sağlık yöneticilerinin uzak durduğu bu geleneksel alan, doğal olarak hekim olmayan,insan anatomisi ve fizyolojisinden habersiz, hastalığın adını bile doğru düzgün söyleyemeyen kişilerin eline kaldı. Yasa dışı olarak faaliyet gösteren merdiven altı diye tabir edilen hijyenden ve insana faydalı olma bilincinden uzak, hastalığa şifa yerine, hali hazırdaki sağlığını tehdit eden yerler türedi. Ve daha sonra burada hekim olmayan kişilerin yaptığı hatalarda bu kadim tıbbın hatasıymış gibi gösterildi. Hata hatayı getirdi.

MUTLU SON

Oysa teknolojisi ve bilgisini kullandığımız batı tıbbında İbn-i Sina'nın eserleri 600 yıldır tıp fakültesi eğitim müfredatında yerini alıyor. Hatta fakülteyi bitirirken yeminini ettikleri modern tıbbın babası Hipokrat bile kitaplarında bu uygulamalara yer veriyor.
Yıllarca haksız yere dışlanan ve ehil olmayan insanlar yüzünden daha da itibarsızlaştırılan geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemleri için karanlık çağ kapandı. Sağlık Bakanlığı alternatif tıp olarak yıllarca dışlanan bu alana sahip çıktı. Böylece Sağlık Bakanlığı, resmen bu tıp dalını tanıdığını ve kabul ettiğini açıkladı. Geleneksel tıp dünyası adına sevindiren bu kararla birlikte hekimlerin de bu alanda yetişmesi ve eğitim almasının önü açıldı.

YÖNETMELİK ÇIKTI

2014 yılından beri Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) Sağlık Bakanlığı destekli olarak resmen sürdürülüyor.
GETAT yönetmeliği ile İstanbul'da Bezm-i Alem Üniversitesi, Medipol Üniversitesi, Ankara'da Yıldırım Beyazıt Üniversitesi gibi birçok üniversitede GETAT kürsüleri kuruldu. Bu kürsülerden hekimler fitoterapi ozon terapi akupunktur kupa tedavisi sülük tedavisi gibi birçok geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının eğitimini alarak sertifikalandırılmaya başlandı.

HEM ÖĞRETİYOR HEM UYGULUYOR

İşte bu Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp alanında çeşitli sertifikalar alan ve Bezmi Alem Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapan uzman doktorlardan biri de Dr. Murat Ünlü oldu. Gaziemir'deki özel kliniğinde hizmet veren Dr. Murat Ünlü ile Yeni Asır'a özel keyifli bir röportaj yaptık ve şifalandık.

EĞİTİMİNİ ALDIĞI YÖNTEMLERİ ÖNCE KENDİNDE UYGULADI

2010 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olan Doktor Murat Ünlü'ye, 2008 yılında üniversitede eğitim gördüğü sırada ankilozan spondilit adlı romatizmal bir eklem hastalığı tanısı kondu.
Ankilozan spondilit hastalığının ailesinde sık görülen genetik bir hastalık olduğunu söyleyen Ünlü, bununla ilgili tedavi alırken ağrı kesiciler ve bağışıklık sistemini baskılayıcı bazı ilaçlar kullandı. En son artık bu ilaçlı tedavilere vücudunun tamamen yanıt vermemeye ve ağrıdan hareket bile edememeye başlayan Dr. Ünlü'de düşük tansiyon ortaya çıktı.

BİYOLOJİK AJAN İSTEMEDİ

Tüm bu rahatsızlıkları tıp öğrencisiyken yaşayan Dr. Ünlü, modern tıp alanında uygulanan ve günü kurtaran ilaçlarla ağrılarının daha da artarak devam ettiğini ve tedavilerden bir çare bulamadığını söyledi. Bu nedenle de fakültedeki hocalarının bağışıklık sistemini baskılaması için biyolojik ajan vermek istemelerini de kabul etmedi.

ÇARE BULMAK İÇİN

Giderek çekilmez hale gelen hastalığa çare bulmak için araştırmalarına devam eden Ünlü, "Bir yol bulmak için araştırmaya başladım. Fitoterapi (Bitkisel Tedavi), hacamat, ozon tedavisi, akupunktur ve sülük yöntemlerini öğrendim. Modern tıbbıın eksik kaldığı yerlerde çare ararken bu yöntemlerle karşılaştım.
Bu konuların varlığından bile haberimiz yoktu. Fitoterapi, ozon tedavisi, hacamat, sülük gibi tedavi yöntemlerini kendimde uyguladıktan sonra hastalığımla ilgili müthiş gelişmeler olduğunu gördüm.ağrılarım azalmaya hareketlerim düzelmeye aldığım ağrı kesiciler bile daha iyi tesir etmeye başladı" dedi.

PEDİATRİYİ BIRAKTI

Mezun olduktan sonra devlet hastanelerindeki zorunlu görevlerin ve aile hekimliğinin ardından Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp alanında kendini geliştirmek ve eğitim almak için bu alanda faaliyet gösteren bir klinikte çalışmaya başlayan Dr. Murat Ünlü, "En azından kendim ve ailem için bu tıp dalını öğreneceğim" düşüncesiyle kendini tamamen bu alana adadı ve Gaziantep'ten İzmir'e geldi.
İzmir'de bu alanda uygulamalar yapan bir klinikte 4 yıla yakın hizmet etti. Bu uygulamalarla ilgili de birçok eğitime katıldı ve sertifikalar aldı. Modern tıp alanında da uzmanlaşan Ünlü, TUS'a (Tıp Uzmanlığı sınavı) girerek Gaziantep Üniversitesi Pediatri Bölümü'nü kazandı.
Pediatri eğitimini yaparken Sağlık Bakanlığı 2014 Ekim ayında "Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Yönetmeliği" diye Resmi Gazetede Yönetmelik yayınladı. Böylece Sağlık Bakanlığı resmen bu tıp dalını tanıdığını ve kabul ettiğini açıkladı. Hekimlerin bu alanda uzman olmasının önü açıldı. Bunun üzerine pediatri hekimliğini bırakarak sağlık bakanlığının kontrolünde kendi tamamen alanında hizmet etmeye ve araştırmalar yapmaya adadı.

DERS VERİYOR

Daha sonra ise bu alanda sertifika almak isteyen hekimlere Bezmi Alem Üniversitesi Fitoterapi Kürsüsü'nde ders vermeye başladı. Bu alanda doğru tedavi almanın önemine değinen Dr. Ünlü, "Sağlık Bakanlığı da o dönemlerde bu uygulamalara sıcak bakmıyordu.
Hekimler de bu alandan uzaklaştırılınca bu sefer bu alan ehil olmayan insanların eline geçmişti. Ben bile o dönemde ilk hacamatı ehil olmayan bir kişinin elinden jiletle yaptırmıştım" dedi.

MODERN TIP ÇARESİZ KALINCA

Sağlık Bakanlığı'nın modern tıp alanının yanında geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanına da sahip çıktığını belirten Dr. Murat Ünlü, "Eskiden böyle bir ayrım olması doktorlar arasında da bir çatışma doğurmuştu. Ne geleneksel ve tamamlayıcı tıp ile hastayı boğacaksın ne de kimyasal tıp altında ezdireceksin. Bu ne demek? Bir kanseri ele alalım. Bir kanser hastasını art arda sürekli kemoterapi seansları aldığında hastanın bağışıklık sistemi, direnci bitiyor ve hastalık kanser olarak geriliyor ama hastanın genel durumu kötüleşiyor. Bu noktada modern tıp "Su iç, beslenmene dikkat et ve kendini çok yorma" gibi basit telkinlerden ileri gidemiyor. Ama bu noktada geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları devreye giriyor. Böyle bir hastaya uygulanacak doğru GETAT yöntemleriyle hem hastanın doğal bağışıklık sistemi destekleniyor ve kanserle savaşma kabiliyeti arttırılıyor hem de kimyasal ilaçların yan etkileri en aza indirgeniyor. Ozon tedavisi ile hastanın bağışıklık sisteminin desteklenmesi sağlanıyor. Hacamat ile vücutta oluşan ve biriken serbest radikal ağır metal toksik maddelerin boşaltılması sağlanıyor. Bitkisel kürlerin doğru ve dozunda organize edilmesi ile tam şifa yolunda müthiş ilerleme sağlanıyor. Modern tıp tedavileriyle birleşince ortaya bir sanat eseri çıkıyor. İşte bunun adı ne geleneksel ne modern tıp ABD ve Avrupa'daki adıyla İntegratif Tıp" dedi.

SONUÇ DEĞİL ÇÖZÜM ODAKLI

Unutulmaya yüz tutan geleneksel tıp uygulamalarının yeniden hayata geçtiğini belirten Dr. Ünlü, bu iki tıp dalının birleşmesiyle artık sadece sonuç odaklı değil çözüm odaklı sağlık hizmeti verilebileceğinin altını çizdi. Hastaya sadece ağrı kesici vermek yerine ağrıyı oluşturan sebeplerin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik imkanların bulunduğunu belirten Ünlü, "migren hastalığında ağrı kesici vermeyi çözüm olarak görmek yanlış. Önemli olan çözüm odaklı olmak lazım. Ama çözüm odaklıdan daha çok sonuç odaklı bir tıp gelişmiş.
Koruyucu hekimliği iyi anlamız gerekiyor. Sürekli ilaç dozu yükselterek ve karaciğere yüklenerek nereye kadar gidilebilir? Her gün tansiyon ilacı yazıyoruz ama bu tansiyonun bitmeyeceğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA