Çek maçına Prag'a giderken de mangal kadar yürekli davrandı, "Herşeyimizi sahaya dökecek, ölecek ölecek dirileceğiz, kazanacağız" dedi, birebir rehabilitasyona aldığı futbolcularını da da inandırdı, Çek'leri de 2-0 ile devirdik. İzlanda maçı öncesi ise yaptığı dopingle, bu yaşımda bana bile "Yürü" dese koşmaya çalışırdım:"Top, tank, tüfek, tweet her şey serbest. Avrupa Şampiyonası'na direkt gitmeyi arzuluyoruz. Oyuncularımızın yaptığı büyük bir başarı. Yiğidin hakkını yiğide vermek lazım. Onlarla herkesin iftihar etmesi gerekir. Ömrümüz boyunca gördüğümüz tek şey ay-yıldız oldu. Dolayısıyla ne terk etmeye ne de yere düşürmeye niyetimiz yok..." Hele bu son sözleri var ya, 19 Mayıs törenlerinde Alsancak Stadında ağlayarak bayrak taşıyan ben dağıldım gittim. Milli Takım kenti haline gelen Konya'da dün gece İzlanda önünde santforsuz 11'imizle orta sahadan Arda, Selçuk, Hakan Çalhanoğlu, Volkan Şen ve Oğuzhan'ın, daha sonra Gökhan Töre'nin teknik kapasitelerinin yüksekliğiyle gol aradık. İkinci yarıda oyunu İzlanda yarı sahasına yıktık, gol ararken 78.dakikada Gökhan Töre'nin hiç gereği yokken kırmızı kart görmesi bize hançer gibiydi ama, 10 kişilik harikalar mangası Selçuk'un harika frikiğiyle bizleri mutluluktan havalara uçurdu. Kazakistan kıyağıyla ve de bileğimizin hakkıyla Fransa'ya direkt gidiyoruz ya, bundan büyük zafer olur mu ?