Lig başlayalı 3.5 ay geçti. Bazıları inat etti, bazısı yenisini seçti. "Aman" diyen de oldu, "Zaman" diyen de. Hatta "Böyle iyiyiz. İşlem tamam" diyen de. Belki de "Hani bir söz vardır" diye başlayıp anlatmalı görüneni. O zaman daha bir anlaşılabilir hem dövüneni hem övüneni.
Mustafa Hoca (Denizli) ne diyor bakın: "Bize 5-6 haftalık süreç gerekiyor" O böyle deyince akla bir atasözümüz geliyor: "Terazi var, tartı var; her şeyin bir vakti var" Neticede taraftarın derdi sadece galip gelebilmek değil. Onunla ilgili de bir Hint atasözü var... "Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli olan şey, dünkü halimizden üstün olmamızdır." Fakat o da farkında vaziyetin ne zor olduğunun. Sadece istemek yetmez bazen. O Çin atasözündeki gibi... "Nasıl yapabileceğini bilmek, yapmaktan daha zordur." Ve bir Afrika sözü ile kapatalım G.Saray bahsini... "Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça, avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız."
Akhisar'ın patronu Cihat Arslan da takımın çıkışına rağmen mütevazi. "Süper Lig'de şampiyonluk hedefiyle hareket etmek hadsizlik olur" dedi, maç sonrasında. Fakat hocam bakın bir İngiliz sözü ne der: "Cüret başarının başlangıcıdır." Düşüncelerine saygı duymalı elbet. Çünkü o da biliyor ki "Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez." Ancak yine de naçizane başka bir sözle diyelim derdimizi. Bu söz de Brezilya'dan... "Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir." Hatta İtalyanların dediği ile de devam edelim: "Olanaksızı isteyerek olası en iyiyi elde ederiz."
Tibet sözündeki gibi...
Şenol Güneş de Akhisar maçının ardından şunu dedi mesela... "Medyanın bizi şampiyonluğun en büyük adayı şeklinde göstermesi, oyunumuzun karşılığı olarak bir takdirdir ama buna kapılıp da kendimizi eksik bırakmayacağız" Kendi içinde atasözü gibi laf aslında. Kartal olsa da fazla yüksekten uçmama derdinde. Tam da şu Tibet sözü ile özdeşleşiyor: "Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin." Fakat evlerinden uzakta içeride bile bazen dışarıdan olan Beşiktaş'ın kayıpları büyütülmemeli. Ne demişler "El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz" Yani istediğin kadar "evim" de orası gerçek ev sayılmaz. Sonuç itibariyle transfer dönemi yaklaşırken hepsinin öncelikli hedefi takviye gibi gözüküyor. Bunun için de o Latin sözü sanırım cuk oturuyor. "İyi bir isim en değerli hazinedir." demişler onlar da. Doğru söze ne denir.