Milli oyuncumuz Çağla Büyükakçay'ın elemelerin son maçında yenilmesi ve Marsel'in doğrudan ana tabloya katılabilmiş olması tenisimiz açısından büyük bir gelişme ve güzel bir örnek olmuştur.
Marsel'in ilk turda Wavrinka ile eşleşmesi ise harika bir olay: Düşünün tenis dünyasının gözü Rod Laver Arena'da ve İlhan Marsel de orada, bayrağımız da... Marsel için inanılmaz bir şans olduğunu düşünüyorum. Evet, yenildi ama ezilmedi... Heyecanlıydı... Hırslıydı... Çok hata yaptı. Rakibi tecrübeli İsviçreli çok hata yapsa da tecrübesini zaman zaman konuşturarak maçı uzatmadan neticeye gitmesini bildi. Tebrikler İlhan Marsel. Seninle gurur duyduk, Seninle çok daha iyilerini göreceğiz inşallah...
İlk günden başlayan sürprizler: kadınlarda 32 seri başından 8'i ilk turda takıldı. Bunlardan biri de 5 numaralı seri başı Ana İvanoviç, bir diğer de Kerber. Buna karşılık zorlanacağı sanılan Nadal ise ilk turu çok rahat geçti.
Sharapova'da durum iyi. O da finale aday olarak ilk turu rahat geçti... Serena'yı ise yarın göreceğiz bakalım
Senior Turnuva takvimi 2015
2015 yılı senior turnuvaları takvimi her sene Ocak ayında düzenlenip duyurulurken nedense bu sene erken yayınlandı. İlk bakışta klasman turnuvası sayısında ki artış ile teşvik turnuvalarında ki düşüş çok bariz bir şekilde kendini belli ediyor. Nedeni kulüpler artık mali açıdan önce kendilerini düşünüyorlar. Gerçi bu liste, oluşacak listenin sol hali değil ve biraz da RMG ile anlaşmanın yenilenme dönemi olduğu için aceleye getirilmiş gibi geliyor insana.
Bakınız takvimde 38 adet (bunların 15'i Göcek dahil Ege Bölgesi'nde) Klasman turnuvası, çoğu İstanbul kulüpleri tarafından alınmış 23 adet Teşvik turnuvası, 6 adet özel kurum turnuvası ve 11 adette ITF turnuvası gözüküyor... İlave edilebilecekler hariç... Yılda 52 hafta olduğunu düşünürsek inanılmaz rakamlar... Bakalım Ocak sonunda yapılacak mecburi Genel Kurul sonunda seçilecek Yeni Yönetim, yenilenirse bu programı onaylayacak mı?
Hayırlı olsun ve Allah kuvvet versin demekten başka ne denebilir ki?
Ödüller ve akıbetler
Yeni ve son Türkiye şampiyonu İzmirli güzel kızımız Melis Sezer geçenlerde canlı yayındaydı... Çiçeği burnunda sevgili şampiyon kızımız artık alışmaya başladığı ekran önünde güzel konuşmasıyla yaşantısını, edindiği tecrübeleri, ne denli zor, yıpratıcı ve uzun çalışmalar içinde olduğunu anlattı.
Bu güne kadar kazanmış olduğu tüm kupalar hakkında kendisine sorulan bir soru üzerine verdiği cevaplar ile de ödül konusunun çok ilginç ve üstünde düşünülmesi gereken önemli bir konu olduğu gerçeğini hatırlatmış oldu. Zamanında eski milli ve uzun yıllar Türkiye şampiyonu olan Ziya Kıpkızıl'dan da benzer değerlendirmeler duymuştum.
Şöyle ki, manen çok değerli olanlar dışında, kazanılmış tüm kupaların çok yer tuttuğu, günümüz şartlarında sergilenmesi, korunması, bakımlarının yapılmasının zor olduğu, bunların ancak koliler içinde, varsa tavan aralarında saklandığı ve maalesef yeterince değerlendirilemedikleri için de unutulmaya mahkum olduklarını duymak insanı çok üzüyor. Harcanan ter ve emeğin sonuçları böyle mi olmalı acaba?
Rakamlar ise korkunç: yalnız veteranlara baktığımızda, her turnuvada 2 veya 3 kategoride mücadele eden çok oyuncuda en az 100'er kupa varken bu rakam bazılarında 300, 500, hatta bin sayısına varan kupa sayıları duyuyoruz... Acaba diyorum tenis kulüplerimiz buna bir çare bulabilirler mi? Ne dersiniz?
