Demek ki Antalyaspor'un yaptığı gibi Eto'o, Samir Nasri, Jeremy Menez, Maicon gibi dünyaca ünlü yıldızlara forma giydirmekle büyük takım olunmuyormuş...
Mesele taraftarlarla bütünleşmekmiş, kulübünü sevmekmiş, renklere gönül vermekmiş... Mesele başarıya aç, gerçek profesyonelleri bir araya getirmekmiş, Jahovic gibi Tayfur gibi kendi yıldızlarını üretmekmiş; Mesele Sabri'lerle, Selçuk'larla yoğrulup, Scarione'yle, Castro'yla kurgulanmak, Beto'yla, Peybernes'le kısacası herkesle bütünleşebilmekmiş... Ve demek ki işin sırrı zengiler kulübü olmak değil, yürekliler mangası olmaktan geçiyormuş... Evet; Göztepe Süper Lig'e çıktığı 4 Haziran'ı 5 Haziran'a bağlayan geceden 14 Ekim 2017'e yani 4 ay 28 gün sonra geldiği Antalya'da muhteşem bir futbol sergiledi. Bu defa bir Süper Lig takımı olarak ayakta alkışlandı. Yıldızlar topluluğu Antalya'ya unutamayacağı bir yenilgi yaşattı.
Göztepe gümbür gümbür
Hem de öyle böyle değil... Müthiş mücadeleyle, inandılar, yüreklerini ortaya koyarak kazandılar, büyük takımın oyuncuları gibi oynadılar...
İşin tekniğine taktiğine girmeyeceğim... Jahovic'in gollerinden, Beto'nun Eto'yu gölgede bıraktığı performansından, Ömer'in yeniden doğuşundan, bahsetmeyeceğim...
Çünkü Göztepe gümbür gümbür geliyor...
Son sözüm çok bilmişlere... Göztepe için bundan önce "şanslılar" diyenler de vardı, "Erken forma girdiler" diyenler de... Ama hiç kimse, "Öyle böyle değil, çok fena geliyoruz" diyen Göztepe'yi dikkate almadı. Ve o Göztepe dün Antalyaspor'u da fena dağıttı. Tabii onlara inanmayanları da... Şimdi ne diyelim, sıradaki gelsin...