RÖPORTAJ: MURAT ŞAHİN
Metin Aztekin, İzmir'de beyaz eşya denilince akla gelen ilk isimlerden biri. Türkiye'de ilk kez 19 yıl önce sektörün sesini daha güçlü duyurmak için İzmir Beyaz Eşya Satıcıları Derneği'ni kurdu. O günden bugüne de derneğin başkanlığını sürdürüyor. Pınarbaşı'nda 1960 yılında bakkal bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Aztekin, küçük yaşlarda bakkal dükkanında ticareti öğrenmiş. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Politika ve Çalışma Yönetimi 2. sınıfta okurken, 1979 yılında 35 metrekare alanda beyaz eşya dükkanını açmış. İzmir Ticaret Odası'nda meclis üyeliği de yapan Aztekin, şimdi Tekiz markasıyla 4 bin metrekare kapalı alanda Pınarbaşı'nın ilk ve tek alışveriş mağazasını yönetiyor. Metin Aztekin ile hayatını, İzmir'i, sporu ve hobilerini konuştuk.
* Sayın Aztekin bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?
Ben 1960'da Pınarbaşı'nda dünyaya gelmişim. Babam bakkal dükkanı işletiyordu. Ben de çok küçük yaşlardan itibaren bakkalda çalışmaya başladım. Ticareti öğrendim. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Politika ve Çalışma Yönetimi Bölümü'nden mezun oldum. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ve Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan ile aynı sınıftaydık. Üniversite 2'nci sınıfta iken babama gelen beyaz eşya mağazası açma teklifini ben değerlendirdim ve 35 metrekare alanda beyaz eşya satan mağazamı kurdum. 1980'den beri de 32 yıldır beyaz eşya sektöründe faaliyet gösteriyorum. Adım fanatik Galatasaraylı olan babamın Metin Oktay sevgisinden geliyor. Ben de fanatik Göztepeliyim. * Sektörde 32 yıldır çalışan biri olarak duayen olduğunuzu kabul ediyor musunuz?
Ben 32 yıldır bu sektöre hizmet ediyorum. Türkiye'de ilk kez 1993 yılında İzmir Beyaz Eşya Satıcıları Derneği'ni kurdum. İstanbul'da bu dernek yeni kuruldu. Mesleki olarak önemli bir birikim ve tecrübeye sahibim. Arkadaşlarımız sektörle ilgili her şeyi bana soruyorlar. Bu da beni mutlu ediyor. Paylaşımcı bir insan olarak arkadaşlarıma her konuda yardımcı olmaya çalışıyorum.
HER ŞEYİ SORUYORLAR * İş hayatında şimdi neredesiniz? Bulunduğunuz konumdan memnun musunuz?
İlk mağazamı üniversite ikinci sınıfta okurken açtım. O zaman 35 metrekare olan mağaza alanım, şu anda 4 bin metrekare kapalı alana sahip. Pınarbaşı'nda Tekiz markalı ilk ve tek en büyük mağazayı kurdum. Bir dönem inşaat sektöründe de çalıştım. Bugüne kadar hep bildiğim işte çalıştım. Ama en çok iş hayatında dürüstlüğe önem verdim. İtibarlı bir tüccar olmaya gayret ettim. Bugün geldiğim noktada hem beni kimseye muhtaç etmeyecek varlığım var hem de itibarım. Bu nedenle ben geldiğim noktadan çok memnunum. * Sosyal hayatınızın da hareketli olduğunu biliyoruz. Nerelerde görevleriniz var?
Hayatımın her döneminde sporla ilgilendim. Üniversitenin basketbol takımındaydım. Daha sonra spora hiç ara vermedim. 1998'de bana Bornova Belediye Spor'un basketbol takımımı kurma görevi verildi. Memnuniyetle kabul ettim. Takımı kurduk. 18 ay sonra takımı 1'inci lige çıkarmayı başardık. Takım önemli başarılara imza attı. Göztepe Spor Kulübü'nde de 1990-92 yılları arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım. Bornova İşadamları Derneği'nin de 2006-2009 döneminde başkanlığını yaptım. Beyaz eşya sektörünün yayın organı olan Dağıtım Kanalı dergisinde ve Haber İzmir gazetesinde köşe yazarlığı yapıyorum. 2008'den beri de İTO'da Meclis Üyesi'yim. 19 yıldır da İzmir Beyaz Eşya Satıcıları Derneği'nin başkanlığını yapıyorum. Ama dönem sonunda bu görevimden ayrılacağım.
* Hobileriniz neler, iş dışında nelerle vakit geçirirsiniz?
Seyahat etmeyi çok severim. Yaz aylarında hafta sonlarını başka bir program olmazsa Çeşme'de geçiririm. Balığa çıkarım. Son dönemde yamaç paraşütü yapmaya başladım. Bu spor bütün iş stresimi alıyor. Geçtiğimiz ay Fethiye'de küçük bir tatil yaptım. Yamaç paraşütü yaptım. Çok keyifli bir spor. Bundan sonra daha sık yapacağım. Yaklaşık 20 yıldır da fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. Gezdiğim yerlerin fotoğraflarını çekiyorum.
ESPİRİ MAKİNASI * Hayatınızda nelere önem verirsiniz, sizi en çok neler rahatsız eder?
Yalan konuşmaktan ve iftiradan nefret ediyorum. Hayata çok espirili bir gözle bakmaya çalışırım. Arkadaş grubu içinde anlattığım fıkralar ve esprilerimle anılırım. Hayatın kısa olduğunu düşünürüm. Bu nedenle kimseyi kırmak istemem. Sinirli bir insanım ama öfke kontrolünü öğrendim. Aileye çok önem veririm. Ailemi hiçbir zaman ihmal etmemeye çalışırım.
* İzmir'in geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz, Umut var mı?
İzmir'de çok büyük potansiyel var. Ben çok umutluyum gelecekten. Liman kenti olması zaten kentin bitmeyecek potansiyelini ortaya koyuyor. Kentimizde akıllı ve zeki insanlar çok. Ekonominin daraldığı yönündeki tespitlerin yanlış olduğunu düşünüyorum. İzmir'e de yatırımlar yapılıyor. Hem yerel yönetim hem de merkezi hükümet son dönemde yatırımları daha da artırdı. Organize sanayi bölgelerine sürekli tesisler kuruluyor. Diğer kentlere baktığımda İzmir'in fazlası olduğunu görüyorum. Yeni projelerle kent öne çıkarılmalı. Yerel yönetimlerde refleks zayıflığı var. Projeler geç hayata geçiyor. Bu konuda daha hızlı olunması gerektiğini düşünüyorum.
"Çabuk sinirlenir ama asla kin tutmaz" * Belgin Hanım siz eşiniz hakkında neler söylersiniz? Nasıl bir eş ve babadır?
Metin bey her şeyden önce çok iyi bir insandır. İş konusunda çok başarılıdır. Kafası ticarete çok çalışır. Kendisiyle evlenene kadar çalışıyordum. Ben de gençliğimde voleybol oynadım. İstanbullu bir ailenin kızı olarak yetiştim. Evlendikten sonra çalışmadım. Ev ve çocuklarla ilgilendim. Metin bana 'Sen evinin kadını ol, ben sana refah içinde bakacağım' diye söz verdi. Bugüne kadar da bu sözünü en iyi şekilde tuttu. Kendisiyle 24 yıllık evliyim. Özel günlerimizi hiç unutmaz. Çok iyi bir eştir. Aslan burcunun özelliklerini taşır. Çabuk sinirlenir ama kin tutmaz. Çokta esprilidir. Bu yönüyle herkesi hayran bırakır.
* Çocuklarla ilişkisi nasıldır? İyi bir baba mı?
Evde ağırlıklı olarak çocuklarla ben ilgilendim. Metin de ilgili bir babadır her zaman. Hafta sonlarında ve yaz dönemlerinde çocuklarla birlikte olmaktan çok keyif alırdı. Çocuklarımızı da bizim gibi sporcu yetiştirdik. 21 yaşındaki oğlumuz Can genetik mühendisliği okudu. Şimdi moleküler biyoloji alanında akademisyen olarak çalışıyor. Kızımız Hazal ise İtalya'da Milano Marangoni Enstitüsü'nde okuyor.
* Birlikte neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Biz sporla çok ilgiliyiz. Birlikte voleybol ve basketbol maçlarını izlemeyi severiz. Yaz aylarında Çeşme'de denize girmekten çok hoşlanırız. Metin daha çok balık avlamayı sever. Avladıkları balıklardan güzel sofralar kurarız. Metin, Girit kökenli olduğu için deniz ürünleri ile ot yemeklerini çok sever. Son dönemde arkadaşlarımızla birlikte seyahat etmekten çok hoşlanıyoruz. Sinemaya gitmeyi de çok severiz.
* Çeyrek yüzyıla dayanan bir evliliğiniz var. Mutlu bir evliliğin sırrı ne sizce?
Evlilikte sabır ve anlayış çok önemli. Gençlerde ne yazık ki ben sabır olmadığını görüyorum. Çiftler güzellikleri de acıları da paylaşmasını bilmesi gerekiyor. Aile içinde kadın kendini ezdirmesin ama biraz sabırlı da olsun. Bu erkek için de geçerli. Bu çerçevede sevgi ve saygının olduğu evlilikler uzun yıllar sağlıklı bir şekilde sürüyor.
