Analar ağlamasın

Oğlu askerdeyken şehit düşen anne Sadiye Turan ile terör örgütü üyesi oğlu dağda ölen Sultane Erkan bir araya gelerek çözüme destek verdi

ŞAFAK İNCE (HABER MERKEZİ)
Türkiye'de artık kanın akmaması, gözyaşlarının durması için başlatılan çözüm süreci hızla ilerlerken, Yeni Asır yılın buluşmasını gerçekleştirdi. Oğlu Güneydoğu'da askerdeyken şehit düşen anne Sadiye Turan (50) ve terör örgütü üyesi oğlu dağda ölen Sultane Erkan (48), Yeni Asır'ın girişimi ve İzmir Mardinliler Federasyonu'nun organizasyonuyla buluşup birbirlerine sarılarak Anneler Günü'nde tüm Türkiye'ye "çözüm" mesajı verdi. Bugüne kadar herkes her şeyi söylemişti. Siyasetçiler, sanatçılar, fikir insanları, gazeteciler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri... Ancak, hiçbir söz Güneydoğu'da oğullarını kaybeden annelerin sözlerinden daha samimi, onların birlikte verdikleri fotoğraf kadar etkileyici ve inandırıcı olamazdı. Bir araya gelmelerine tanık olanların da gözyaşlarını tutamadığı buluşmada iki anne, çözüm süreciyle ilgili olumsuz konuşan herkesin bir an olsun susup okumalarını gerektirecek çarpıcı açıklamalar yaptı.

Diğer oğlum gitmesin

Birlikte gözyaşı döken iki anne, şehit Ömer Turan'ın Kadifekale Şehitliği'ndeki mezarına da birlikte giderek ellerini açıp dua etti. Sultane Erkan, şehidin mezarı başında dağda ölen ve mezarının yerini bilmediği oğlu için de dua etti. Birbirlerine sarılarak aslında barışın hiç de zor olmadığını en güzel şekilde ortaya koyan biri iki anne, "Artık başka yavrular ölmesin, analar ağlamasın" mesajı verdi. Türkçeyi çok az bildiği için mesajlarını eşi aracığılıyla aktaran Arap kökenli Sadiye Turan'ın söylediği, "Oğlum şehit olmasaydı bile sürece destek verirdim. Oğlum askere gider de dönemeyenilir diye düşünür ve çözümü isterdim" sözleri yürekleri dağladı. Akıcı bir Türkçeyle konuşan Kürt kökenli anne Sultane Erkan ise, "Benim bir oğlum gitti biri daha gitmesin. Hiçkimsenin oğlu gitmesin" dedi.
Yüreklerindeki evlat acısını anlatıp dertleşen iki anne, çözümün artık ertelenemeyeceğini artık annelerin gözyaşlarının dinmesi gerektiğini söyledi. Oğlu Abdurrahman Erkan'ı 17 Mayıs 2009 yılında Eruh-Şırnak kırsalında çatışmada kaybettiğini söyleyen Sultane Erkan, "Biz bu çatışmaları istemiyoruz. Artık asker aileleri ağlamasın, polis aileleri ağlamasın, bizler ağlamayalım" dedi. Çözüm sürecinden önce bazı annelerin, hamasi bir biçimde "Benim bir oğlum gitti, diğerini de göndereceğim" diye feryat ettiğini söyleyen Erkan, kendisinin ise asla böyle bir söz söylemediğini belirterek, "Benim bir oğlum gitti biri daha gitmesin. Ciğerim yandı, başka ailelerin ciğeri yanmasın. Bütün insanlarımız da aynı şeyi söylüyor" dedi.
Çözüm sürecine "inandığını" bunun huzurlu bir hayatın tek yolu olduğunu, evlat acısının dünyada benzeri olmayan bir acı olduğunu söyleyen anne Sultane Erkan, "Bu sürece biz, asker aileleri, polis aileleri devlet, hepimiz elimizi verelim. Eğer biç barışı istersek barış olur. Kim ister ki oğlunun, evladının ölmesini. Kimse istemez. İşte biz, hepimiz çocuklarımızın yaşamasını istiyoruz" diye diye konuştu.
30 yıllık dönemde birçok annenin gözyaşlarına boğulduğunu hepsinin aynı acıya mahkum kaldığını söyleyen Erkan, gözyaşlarıyla şunları dile getirdi: "Başka anneler ağlamasın istiyorum. Silahlar konuşunca insanlar ölüyor, biz ölmesin istiyoruz. Artık yüreğimiz kaldırmıyor."

Yeterince gözyaşı döküldü

Terhisine 2 ay kala oğlu Ömer Turan'ı 17 Temmuz 2006'da şehit düşen anne Sadiye Turan da, karşısındaki Sultane Erkan gibi çözüm sürecinden yana olduğunu söyledi. Türkçeyi çok az bildiği için sözlerini eşi aracılığıyla kataran Sadiye Turan, "Bu olayın bir an önce bitmesini istiyorum. Herkes rahat etsin, kimse baba ocağına şehit gelmesin. Annelerimiz ağlamasın. Bu memleket yeterince gözyaşı döktü. Evladı için ağlıyor, vatanı için ağlıyor, toprağı için ağlyor. Yeter artık" dedi. Duygularını anlatırken gözyaşlarını tutamayan anne Turan, yakın çevresindekilerni de kendisiyle aynı fikirde olduğunu belirterek, "Türk, Arap, Kürt, Çerkez hepimiz kardeşiz. Kardeşlerin arasında kavga olsun istemiyoruz" dedi.
Yine de desteklerdim
Ellerini barışa uzattığını, kimsenin de elini barıştan çekmemesini isteyen Turan, "Benim çocuğum yaşasaydı bile, bu sefer 'ya benim çocuğum gitseydi ne olacaktı?' düşüncesiyle yaşayacaktım. Bir anne bilir ancak bir çocuğun nasıl büyütüldüğünü. Oğlum için ağlamadığım, onu düşünmediğim tek bir anım yok. Yüreğimde onun sıcaklığını hep yaşıyorum. Hangimiz ister canımız evladımızın ölmesini" diye konuştu.
Şehitlikte dua ettiler
İzmir Mardinliler Federasyonu'nda bir araya gelip birbirlerine başsağlığı dileyen iki anne, uzun süre konuştu. Oğlu dağda ölen Sultane Erkan daha sonra şehit annesi Sadiye Turan ile birlikte Kadifekale Askeri Şehitliği'ne gitti. Turan'ın 2006 yılında şehit düşen oğlu Abdurrahman Erkan'ın mezarı başında 2 anne birlikte dua etti. Mezarının yerini bilmediği oğlu için de burada dua eden Sultane Erkan, "Hepsi bizim çocuklarımız, biz de hepsinin annesiyiz. Ne çocuklarımız ölsen ne bizler ağlayalım" dedi. Anne Sadiye Turan da "Sultane hanım acımı paylaştı. Ben de onun yüreğindeki acıyı. Başka anneler bizim yaşadıklarımızı yaşamasın, tek istediğimiz bu" dedi.
"Acılar sonsuza kadar sürüyor"
11 derneği çatısı altında toplayan İzmir Mardinliler Federasyonu Başkanı Mehmet Şakin Irmak, kentte yaşayan 250 bin Mardinli olarak çözüm sürecini desteklediklerini açıkladı. Irmak, "Sözün bittiği yer. İki annemiz, acılarını bir kez daha yaşadı. Onları dinlediğimiz zaman bile insanın yüreği acıyor. Çocuklarını büyütüp o yaşa getirdiklerinde belki doktor, belki hakim olmaları için büyütüyorlar. Ama çocuklar heba olup gidiyor" dedi.
Boşa geçirilen her günün "kayıp" olduğuna dikkat çeken Irmak, "Gönül isterdi ki bu adımlar, çözüm adımları yıllar önce başlatılmış olsaydı. O zaman bu kadar çocuğumuz ölmezdi. Annemizin çocuğu şehit düşmezdi, aynı şekilde diğer annemizin çocuğu da yanında olurdu. Her geçen gün ülkemiz için bir kayıp. Ölen gençler Türkiye için birer kayıp. Anaların yüreğindeki acı, sonsuza kadar devam ediyor. Biz Mardinliler olarak bu federasyon çatısı altında birleşen hepimiz barışı istiyoruz" dedi. Federasyon olarak şehit annelerini de, dağda oğlunu kaybeden anneleri de bir çatı altında buluşturduklarını, bunu Türkiye'ye çok önemli bir mesaj olduğunu söyleyen Irmak, "Bu sürece sadece bizler değil bütün sivil toplum örgütleri destek vermeli ve bu kanayan yarayı durdurmalıyız" dedi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.