Prof.Dr. Himmet KONUR
himmet.konur@deu.edu.tr
Hıristiyan din adamlarına rahip/keşiş, rahiplere özgü yaşantıya da ruhbanlık adı verilmiştir. Tenha yerlere çekilerek dünya nimetlerini terk etmek ve sürekli ibadet ve riyazetle meşgul olmak bu hayatın başta gelen özellikleridir. Bazı Hıristiyan mezheplerinde buna evlenmeme de eklenmiştir.
Ruhbanlığın ortaya çıkışıyla ilgili olarak Hz. Peygamber'in (özetle) şöyle dediği nakledilir:
Hz. İsa'dan sonra takipçileri çeşitli fırkalara ayrılmış, bunlardan üçü kurtuluşa ermiş diğerleri ise helak olmuştur. Kurtuluşa eren üç fırkadan biri kralların karşısına çıkıp Allah'ın dini ve Hz. İsa'nın dini üzere onlarla çarpışmış, krallar onları öldürmüştür. İkinci fırka krallarla çarpışmaya gücü olmadığı için halkın arasına karışıp Allah'ın ve Hz. İsa'nın dinine davet etmiştir. Krallar bunları da çeşitli işkencelere maruz bırakıp katletmiştir. Üçüncü fırka ise ne kralların karşısına çıkmaya ne de halkın arasında yaşamaya güç yetirebilmiştir. Bu nedenle çöllere ve dağlara çekilip orada ruhban hayatı yaşamışlardır.
Zamanla amacından sapıyor
Kur'an-ı Kerim'de "...Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar..." (Hadid, 57/27) denilerek, Allahu Teala'nın böyle bir hayatı emretmediği, insanların bunu sonradan Allah'ın rızasını kazanmanın bir yolu olarak benimsedikleri bildirilmiştir.
Sonraki yıllarda Allah'ın rızasını kazanmak amacından uzaklaşılmıştır. Buna işaretle ayetin devamında "Ama buna da gereği gibi uymadılar" denilerek ruhbanlığın amacından sapıldığından söz edilmiştir. Hangi konularda amacından sapıldığıyla ilgili olarak Tevbe suresinde, Yahudilerin hahamlarını, Hıristiyanların da rahiplerini tanrılaştırmalarından, hahamların ve rahiplerin birçoğunun insanların mallarını haksız yollarla yediklerinden ve Allah'ın yolundan alıkoyduklarından bahsediliyor. (Tevbe, 9/31, 34) Zamanla halk dini konularda ruhban sınıfını otorite olarak görmüş, Allah'ın hükümleri yerine rahiplerin sözlerine uymuş, onların haramı helal, helali haram kılma yetkisi olduğuna inanmış, ruhban sınıfı da bunu istismar etmiş; maddi menfaat karşılığı hükümleri değiştirmiştir.
Ayet-i Kerimeler'de var
Kimsenin dindarlık adına Allah'ın helal kıldığını haram, yasakladığını da helal kılma yetkisi yoktur. Bu durum ayet-i kerimelerde şöyle ifade edilmiştir: "Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah'ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez. Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah'a karşı gelmekten sakının. (Maide, 5/87-88)
Her ne kadar burada bahis konusu olan geçmiş topluluklar (Yahudiler ve Hıristiyanlar) ise de hüküm umumidir. Müslümanların da Allah'ın rızasını kazanmak düşüncesiyle bile olsa, tenha yerlere çekilerek dünya nimetlerini terk etmeleri, sürekli olarak ibadet ve riyazetle meşgul olmaları doğru değildir.
Bunun yanında insanların dine ve din adına fedakarlıkta bulunduğunu düşündüğü kimselere saygı ve sevgisini istismar ederek onlardan maddi-manevi çıkar sağlamak da tasvip edilemez.
Dini konularda derin bilgi sahibi ve ibadet hayatına düşkün göründüğüne bakarak hiç kimseye beşer üstü bir güç atfedilemez. Aksi halde şirk koşulmuş olur. Beraberinde maddi manevi istismarlar gelir.
AYET-İ KERİME
Sonra bunların izinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır. (Hadid, 57/27)
HADİS-İ ŞERİF
"Ruhbanlık bize farz kılınmadı"
DİNİ SORULAR Namazda kaç rekat kıldığı konusunda tereddüt eden kimse ne yapmalıdır?
Yapılan ibadet ve amellerin her türlü şüpheden uzak olması gerekir. Şüphe ve tereddütler amelin değerini düşürür. Bu yüzden kıldığı namazın kaç rekat olduğunda ilk defa şüphe eden kimsenin bu namazı yeniden kılması gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri namazında kaç rekat kıldığı hususunda şüpheye düşerse namazı yeniden kılsın" (İbn Ebi Şeybe, Musannef, III, 435; bkz. Zeylai, Nasbu'r-raye, II, 173).
Namazda zaman zaman şüpheye düşüp kaç rekat kıldığı hususunda kesin bir kanaate varamayan kimse, kıldığına emin olduğu en az rekat sayısını esas alarak namazına devam eder. Hz. Peygamber, (s.a.s.) "Sizden biri namazında şüphe eder de üç mü dört mü kıldığını bilemezse, şüpheyi bıraksın ve en az rekatı esas alarak namazına devam etsin" buyurmuştur (Nesai, Sehv, 24; İbn Mace, İkame, 132).
Hangi sebeplerle sehiv secdesi yapmak gerekir? Sehiv secdesi nasıl yapılır?
Sehiv secdesi, namazda yanılma, unutma veya dalgınlık gibi durumlar yüzünden namazın sonunda yapılan secdedir. Namazda, unutarak bir rüknün geciktirilmesi, tekrarlanması veya öne alınması ya da bir vacibin terk edilmesi, geciktirilmesi veya değiştirilmesi halinde noksanlığın telafi edilmesi için sehiv secdesi yapılması vaciptir (Heyet, el-Fetava'l-Hindiye, Daru'l-Fikr, 1411/1991, I, 125-126).
Sehiv secdesinin yapılış şekli şöyledir: Namazın son oturuşunda 'tahiyyat' okunarak sağ tarafa selam verilir ve hiç ara vermeksizin, 'Allahü ekber' denilerek secdeye varılır. Burada üç kere 'sübhane Rabbiye'l-a'la' denilir. Sonra 'Allahü ekber' denilerek oturulur, tekrar 'Allahü ekber' denilerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere 'sübhane Rabbiye'l-a'la' denilir ve "Allahü ekber" denilerek oturulur. Bu oturuşta, "Ettehiyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena atina..." duaları okunarak önce sağa, sonra sola selam verilir. Sehiv secdesine gitmeden önceki oturuşta da salli-barik ve diğer duaları okumak caizdir. Sehiv secdesinin, her iki tarafa selam verdikten sonra yapılabileceği görüşünde olanlar bulunmakla beraber; cumhur, sadece sağ tarafa selam verdikten sonra yapılmasını tercih etmektedir (Mevsili, İhtiyar, İstanbul, ts. , I, 72; Heyet, el-Fetava'l-Hindiye, Daru'l-Fikr, 1411/1991, I, 125; İbn abidin, Reddü'l-Muhtar, Beyrut, 1421/2000, II, 78).
Denizli orucunu menderes'te açtı
Menderes Belediyesi tarafından Gençlik Parkı'nda düzenlenen iftar organizasyonu renkli görüntülere sahne oldu. Her gün bin kişiye verilen iftar yemeğine AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli de katıldı. Gecede Denizli'ye vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Vatandaşlarla tek tek ilgilenen Denizli, "Menderes'te iftarların çok güzel geçtiğini görmek beni mutlu etti. Eski Ramazan geleneklerinin burada tüm güzelliği ile yaşatılıyor olması çok güzel. Her akşam binlerce kişinin etkinliğe katılımı ise burada böyle etkinliklere olan özlemi de gözler önüne seriyor. Belediye başkanımız Bülent Soylu'ya bu özlemi sona erdirdiği için teşekkür ediyorum. Menderes için Bülent Soylu'nun büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Başkanımız 5 yıllık dönemde burada önemli işlere imza atacaktır." dedi.
İlknur Denizli'nin iftara katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu ise, "Sayın milletvekilimiz İlknur Denizli yoğun programına rağmen bu gece bizlerle birlikte oldu. Kendisinin desteği bizim için çok önemli. İnşallah milletvekillerimizin desteği ile Menderesimizi İzmir'in parlayan yıldızı haline getireceğiz" diye konuştu.
Balıkesir'de sahur etkinliği
Balıkesir'de Altıeylül Belediyesi Kuvay-i Milliye Meydanı'nda vatandaşlara sahur programı düzenledi. Gece saat 02.30'da gerçekleşen sahur programı Balıkesirliler tarafından büyük ilgi gördü. 500 kişinin katıldığı sahura, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur ile Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da katıldı.
Her hafta yapılacak
Gerçekleştirdikleri sahur programı hakkında bilgi veren Altıeylül Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu, Balıkesir'de ilk defa böyle bir etkinlik gerçekleştirdiklerini ifade etti. Sahur programının Ramazan ayı bitene kadar her cumartesi devam edeceğini söyleyen Kafaoğlu, "Teravih namazından önce programlarımız oluyor. Teravihden sonra da saat 00.00'a kadar halk oyunları, orta oyunları, Hacivat - Karagöz gösterisi ve Tasavvuf müsikisi programlarımız ile vatandaşlarımıza dolu dolu Ramazanı yaşatıyoruz." dedi.
Çadır tarih oldu
Belediyelerin genelde iftar çadırları kurduğunu söyleyen Başkan Kafaoğlu, "Biz Balıkesir'de iftar çadırı yerine iftar sofraları düzenledik. 3 ayrı noktada günlük bin 200 kişiye iftar yemeği veriyoruz. Bugün de sahur vererek hemşehrilerimizle birlikte olmak istedik." diye konuştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur ise Altıeylül Belediyesi ve Karesi Belediyesi'nin etkinlikleri ile bütün vatandaşları memnun ettiğini dile getirdi. Sahur programı okunan dua ile sona erdi.
