İZMİR'DEKİ ANADOLU / DUYGU ERGÜDEN
Göçlerle kıyımlara maruz kalan muhacirler, kara trenlerle döndükleri topraklarında her şeyi yeniden kurdular. İzmir ve Balkan göçmenlerinin iç içe geçen kültürünü ise en iyi Uluslararası Balkan Federasyonu Başkanı Ekrem Selimler "İzmir bir Balkan şehridir" sözleriyle tanımlıyor. Henüz sohbetin başında Balkan insanını Atatürk'ün bir sözü ile anlatıyor Başkan Selimler, "'Muhacirler kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır' Bu meydana gelenler evlad-ı fatihandır. Bu evladı fatihan sözünü alıyoruz ve biz kendimize yakıştırıyoruz. Bu söz bizim ne olduğumuzu ve nereden geldiğimizi nasıl bir kültüre sahip olduğumuzu anlatan bir sözdür" diyor.
Türklük ve müslümanlık iç içe
Balkanlarda 600 yıl boyunca her milletten, dinden ve dilden olan insanlarla barış içinde yaşayan Balkan göçmenleri, Türk ve müslüman kimliklerini gururla taşıyor. Başkan Selimler, "Bir Arnavuta Türk müsün? diye sorulduğunda 'Elhamdüllah Türküm' diye yanıt verir" diyor.
Sıra Gecesi düzenlediler
Dünya barışı için "Evlad-ı Fatihan" kültürüne ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Selimler, nedenini de bir örnekle açıkladı: "Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa'da bir etkinlik yaptık. Balkan Sıra gecesi düzenledik. İki farklı kültürü bir araya getirdik. Folklorümüz ve yöresel kıyafetlerimizle oraya gittik. Şanlıurfa'nın kurtuluşu olan 11 Nisan'da kentin meydanında Balkan müziğinde oynamaya başladık. Kürt kardeşlerimiz de bize eşlik etti. Zaman zaman oyunu karıştırdılar. Sonra Kürt kardeşlerimiz halay çekerken bizim ayaklarımız karıştı. Oradan da bir mesaj çıktı. Biz bin yıl olduğu gibi ayaklarımız uyum göstermese de kalplerimizin bir attığını gördük"
Hep geri dönüş umudu var
İzmir'de şu anda 1 milyon 800 bin Balkan muhaciri yaşıyor. Başkan Selimler, "Balkan göçmenleri tekrar Balkan topraklarında yaşamanın hayalini kuruyorlar. Ben bir Balkan muhaciri torunuyum. Benim bu topraklarda bir tane dedem var. Kabristana gittiğimde bir tane dedeme dua okuyorum. Ama ben Üsküp'e gittiğim zaman benim 600 yıllık ecdadım var. İlk göç geldiğinde İstanbul, Bursa, İzmir ve Edirne bu kıyı şeridine geliyor insanlar. Balkanlar'ın doğasına benzeyen oralara yakın yerlere yerleşmişler" diye konuştu.
Göçmen kızı oldum
Göçmen kültürünü anlatırken yöresel kıyafetleri es geçemezdim. Aynı zamanda bir göçmen olarak yöresel kıyafetleri denemek istedim. Ve derneğin de tasarımcısı olan Modacı Arsev Düşenkalkan'ın kapısını çaldım. Beni aslına uygun olarak giydirdi. Rengarenk şalvarların arasında keyifle sohbet ettik. Kına gecelerinde kadınların giydiği kıyafette her bir parçanın bir anlamı var. O ayrıntıları Modacı Düşenkalkan şöyle anlatıyor: "Kıyafette en önemli unsur yelektir. Biz buna sırtlık yelek diyoruz. Çok sert bir kumuştan yapılan yelek, Göçmen kızlarının sert ve ulaşılamaz oluşunu sembolize eder. Geleneksel kıyafette 9-7 metrelik şalvarlar da kullanılır. Gümüş kemer takılır. Bu kemer de ailenin zenginliğini temsil eder. Gömlekleri de genellikle işlemeli oluyor. Bu gibi detaylar ailenin bulunduğu bölgeyi ve maddi durumunu temsil eder. Göçmenler arasında da farklılık gösterebiliyor. Sizin giydiğinizi genelikle boşnaklar ve arnavutlar tercih ediyor"
Şalvar Gecesi
Kınadan daha önce yapılan bir de şalvar gecesi var. Tüm kızlar şalvar giyiyor. Eskiden sırf gelinler giyermiş. Kızlar giymezmiş. Artık herkes giyiyor. Ancak kızlar renkli, gelinler ise beyez şalvar giyiyor. Halayda erkekler böylece kimi beğenebileceklerini biliyor.
İzmir'de yaşayan ünlü göçmenler
Kemal Baysak
Orkide Yağları'nın sahibi Ahmet Küçükbay
Cemil Şeboy
Işılay Saygın
Ahmet Piriştina
Olgun Atila
Sema Pekdaş
İzmir'de göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı yerler:
Buca
Gültepe
Mersinli
Çamdibi
Karşıyaka
Balçova
Urla
Çeşme
Bergama
Kınık
Selçuk
Gaziemir
Bornova
