Bir şehrin tek faili meçhulü

HABER ÖTESİ - HACER ÖNOĞLU ÜLGER

Sinem Özdemir, 5 yaşındayken yani 18 yıl önce Samsun'daki evinin önünde oynarken kayboldu. 2000 yılının Haziran ayıydı. Minik Sinem arkadaşlarıyla oynamak için dışarı çıktı. Zaten çok küçük olduğu için İlkadım ilçesi Zeytinlik Mahallesi Kalfa Sokak'taki evinin önünden fazla uzaklaşmazdı hiçbir zaman.
O gün de öyle yaptı ancak annesi küçük kızına eve girmesi için seslendiğinde tam 18 yıl sürecek bir sessizlik başlamış oldu; Sinem kaybolmuştu.
Kaçırılıp kaçırılmadığı ya da başına ne geldiği hakkında ailenin en ufak bir fikri yok çünkü Sinem'in kayboluşuyla ilgili en ufak bir ipucu bile ele geçirilemedi.

DOSYADA TAKILDILAR
Hatta öyle ki bu olay ile ilgili dosya Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'nın elindeki tek faili meçhul dosya.
18 yıl boyunca hiçbir dosyayı çözümsüz bırakmayan Başsavcılık Sinem'in dosyasında takılıp kaldı. Sinem'in kayboluşunun ardından 6 başsavcı, 6 emniyet müdürü değişti ancak ne kadar çabalasalar da bir sonuç elde edilemedi.
Sinem yaşıyor mu yoksa öldü mü, bilinmiyor.
Yapılacak tek bir şey vardı. Suçlular üzerinden gitmek... Zeytinlik Mahallesi'nde cinsel suçlardan yargılanan, hapis cezası alan, sabıkası bulunan kişiler tespit edildi. İncelenen dosyalar arasında bir tanesi çok dikkat çekiciydi. 2008 yılında intihar eden Ahmet Demirci, 1995 yılında 2 yaşındaki bir kız çocuğunu tecavüz edip öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Ancak Demirci, delil yetersizliğinden beraat etmişti. 2014 yılında dönemin savcısı Vedat Soğukpınar, Demirci'nin karısının ifadesinin alınmasına karar verdi.
KORKUNÇ GERÇEK
Sinem Özdemir ve ailesinin yaşadığı evin yakınlarında oturan Ahmet Demirci, o dönem evlerindeki mutfak tezgahını değiştirmişti. Bunun üzerine evin mutfağında kazı çalışması yapıldı ve korkunç bir gerçekle karşılaşıldı. Bir insana ait kafatası, diş ve kemik parçaları bulundu. Böylece mutfakta yapılan değişikliğin nedeni de ortaya çıkmıştı. Cesedin Sinem'e ait olduğu düşünülüyordu ve hemen inceleme yapıldı. Ancak iskelet parçaları Sinem'e değil, 15 yaşında bir kıza aitti. Ne yazık ki hem Sinem'e dair bir şey bulunamamış hem de yeni bir cinayet vakası ile karşı karşıya kalınmıştı. Kemik parçalarının kime ait olduğu araştırılsa da bulunamadı. Bulunan kemik parçalarının çok fazla deforme olması nedeniyle bir kimlik tespiti yapılamadı. Kayıp başvurularını da inceleyen savcılık, evde bulunan kemik parçalarının kime ait olduğunu saptayamadı.

HERKES CANLI İSTER
Baba Mahmut Özdemir ise kızının kayboluşunun ardında tanıdık birilerinin olduğundan emin. Özdemir, "Kızımın kayıp olmasıyla ilgili dosya emniyette hep açık ama sadece açık. Herhangi bir gelişme yok. 18 yıl oldu, halen bekliyorum. Umudun bittiği an hayat da biter. Bizim umudumuz her sabah ve akşam aynı. Gülsek, oynasak da acı içimizde. Bizim eski oturduğumuz mahallede görenler ve bilenler var. Bu mahallede bir ipucu var. Kızım ölü ya da diri bulunacak. Herkes kaybının canlı olmasını ister. Ben öldüğünü hiç düşünemiyorum. Emniyetin kayıplarla ilgili bir birimi var ama ellerinde herhangi bir ipucu olmadığı için onlar da tıkanıyor" dedi.
NE OLDUĞUNU BİLİP DE SUSANLARA SESLENDİ
Kızının nerede olduğunu bilip de susanlara seslenen baba Özdemir, "Sinem şu anda 23 yaşına girecekti. Ben bu saatten sonra onları Allah'a havale ediyorum. Onların da evladı varsa yastığa başlarını koyduklarında düşünüp sorgusunu yaparlar. Bizim mahalle çok farklı. Yazın sabah kaldırıma otururlar gece 00.00'a kadar dururlar. Ama kızımın kaybolduğu gün sözleşmiş gibi sokakta bir kişi bile yok" dedi.