Beslenme ve diyet uzmanı Mehlika Öktem diyor ki...
Hamilelik, anne ve bebek sağlığı açısından pek çok değişikliği beraberinde getirir. Bu süreçte karşılaşılan en önemli sağlık sorunlarından biri de gestasyonel diyabet, yani gebelik şekeri olarak bilinen durumdur. Peki gebelik şekeri tam olarak nedir, neden oluşur ve bu durumdan korunmak için neler yapılabilir? Gestasyonel diyabet, daha önce diyabet tanısı olmayan bir kadının hamilelik sırasında ilk kez yüksek kan şekeri düzeyleri göstermesiyle ortaya çıkar. Genellikle gebeliğin 24 ila 28. haftaları arasında tanısı konur. Hamilelikte salgılanan bazı hormonlar vücutta insülin direncine yol açabilir. Bu durum, kandaki şekerin hücrelere yeterince alınamamasına neden olarak kan şekeri düzeylerinin yükselmesine yol açar.
56 MİLYON ÇİFT İZLENDİ
Gebelik şekeri oluşumunda birden fazla risk faktörü etkili olabilir. Ailede diyabet öyküsü bulunması, anne adayının fazla kilolu ya da obez olması, daha önce iri bebek doğurmuş olması, ileri yaşta gebelik ve polikistik over sendromu gibi durumlar gestasyonel diyabet riskini artıran başlıca etkenlerdir.
Bu faktörler, vücudun insüline olan duyarlılığını azaltarak hamilelik sürecinde kan şekeri kontrolünü zorlaştırabilir. Gestasyonel diyabet yalnızca gebelik sürecini değil, hem doğum sırasındaki komplikasyonları hem de uzun vadeli sağlık risklerini etkileyebilir. Bu durum kontrol altına alınmazsa bebekte aşırı kilo alma yani makrozomi, doğum sırasında omuz takılması gibi doğum travmaları, erken doğum riski, doğum sonrası kan şekeri düşüklüğü ve ileri yaşlarda tip 2 diyabet gibi sorunlar görülebilir. Yakın zamanda The Lancet Diabetes & Endocrinology dergisinde yayımlanan kapsamlı bir araştırma, gestasyonel diyabetin çocuklarda nörogelişimsel bozukluk riskiyle ilişkili olabileceğine işaret etti. 56 milyon anne-çocuk çiftini inceleyen bu analizde, gebelikte diyabet tanısı alan kadınların çocuklarında otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi nörogelişimsel sorunların görülme olasılığının belirgin biçimde arttığı bulundu. Araştırma, otizm riskinin yüzde 25, DEHB riskinin yüzde 30 ve zeka geriliği riskinin yüzde 32 daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Hamilelikten önce tip 1 veya tip 2 diyabet tanısı olan kadınların çocuklarında ise bu risklerin gestasyonel diyabete kıyasla daha da yüksek olduğu gözlemlendi.
KONTROLLÜ OLUNMALI
Bu sonuçlar, gebelikte diyabetle nörogelişimsel bozukluklar arasında doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi kurmamakla birlikte, bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini gösteriyor. Ancak bilim insanları, bu bağlantının arkasında diyabetin iltihaplanmayı artırıcı etkilerinin, genetik yatkınlıkların ve kan şekeri düzeylerinin beyin gelişimini etkileme potansiyelinin olabileceğini düşünüyor. Ayrıca bazı çalışmalarda kardeşler arasında yapılan karşılaştırmalarda net bir bağlantı saptanamamış olması, genetik ve çevresel faktörlerin de rol oynayabileceğini düşündürüyor. Peki, gebelik şekeri gelişimini önlemek mümkün mü? Her ne kadar tümüyle önlenebilir olmasa da, bazı önlemlerle riski azaltmak mümkündür. Gebelik öncesinde yapılan diyabet taramaları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi bu noktada kritik bir adımdır. Bunun yanı sıra dengeli ve liften zengin bir beslenme düzeni oluşturmak, fiziksel olarak aktif olmak ve sağlıklı ve kontrollü kilo alımı gebelik şekeri gelişme olasılığını azaltabilir. Ayrıca hamilelik sürecinde düzenli doktor kontrolleri ile kan şekeri seviyelerinin takip edilmesi ve gerekirse uygun bir tedavi planının uygulanması ve diyetin buna göre düzenlenmesi hem anne hem de bebeğin sağlığını korumak adına büyük önem taşır. Sonuç olarak, gestasyonel diyabet dikkatle ele alınması gereken, ancak erken tanı ve doğru yaşam tarzı değişiklikleri ile büyük ölçüde yönetilebilen bir durumdur. Gebelik planlayan ya da gebelik sürecinde olan kadınların bu konuda bilinçli hareket etmeleri, olası komplikasyonların önüne geçmek açısından son derece değerlidir. Sağlıklı bir gebelik süreci, sağlıklı nesillerin temelidir.