Abdurrahim Şenocak

Yeni Türkiye Sözleşmesi'ne evet

AK Parti, Seçim Beyannamesi'nin yanında "Yeni Türkiye Sözleşmesi" başlıklı bir de manifesto yayımlayarak 2015 seçimlerine son derece hazırlıklı ve iddialı bir şekilde giriyor. AK Parti'nin 7 Haziran seçimleri için ortaya koyduğu vizyon, Türkiye toplumunun yeniden büyük devlet olma hedefini dillendiriyor. Bazıları gölgelemeye çalışsa da, milletçe ülkemizin kaderini değiştirecek gelişmeler yaşıyor, hatta bu coğrafyanın tarihini yeniden yazıyoruz.
"Yeni Türkiye sözleşmesi", muhalefet cephesini de kapsayarak tüm Türkiye'ye demokratik bir zeminde uzlaşma çağrısı olarak okunmalıdır. Zira yıllardır askeri ve bürokratik vesayet sisteminin tahrip edip neredeyse yok olma noktasına getirdiği toplumsal barışı, yine bir "toplumsal sözleşme" ile inşa etme gayretidir. Bu yüzden bazı bölümlerini bizzat Sayın Başbakanımızın kendisinin kaleme aldığı sözleşme metni, salt siyasi amaçlarla yazılmış bir seçim beyannamesi olmanın ötesinde anlamlar taşımaktadır. Ülkemizin yaklaşık bir asırdır yaşadığı ideolojik kör dövüşten kurtulup yeni ufuklara yelken açtığının göstergesi ve bunun nasıl yapılacağının yol haritasıdır.
Türkiye, AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılından beri iktisadi alanda yaptığı yapısal dönüşümler ve reel ekonomi politikalarıyla alt gelir grubunda yer alan pek çok insanı orta sınıfa yükseltti. Davutoğlu'nun 2015 seçimlerinde Türkiye toplumuna gösterdiği hedef ise, orta sınıfı büyümüş yüksek gelir grubundaki ülkeler arasında yerimizi almamızdır.

YETKİ KARMAŞASI BİTECEK
AK Partinin Seçim Beyannamesinin en önemli unsurlarından bir tanesi de Başkanlık sistemidir. 82 Anayasası, milli iradenin tercihiyle iş başına gelen hükümetleri kontrol altında tutmak için cumhurbaşkanına pek çok yetki tanıyarak parlamenter sistemi zayıflatmıştır. Ancak 2007 yılında yapılan anayasa reformunda, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte başbakan ile cumhurbaşkanı arasında yetki karmaşası daha da derinleşmiştir. Yetki karmaşasının giderilmesi ve hesap verilebilirliğin sağlanabilmesi için yönetimin yeniden yapılandırılarak başkanlık sistemine geçilmesi elzemdir. Ahmet Davutoğlu, Başkanlık sistemini, yasama ve yürütmenin anayasal çerçevede etkin olduğu, demokratik kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü bir yönetim modeli olarak sunuyor. Dolayısıyla güçler ayrılığı prensibinin hakim olduğu sistemde, başkan dahil denetlenmeyen hiçbir güçten bahsedemeyiz. Davutoğlu'nun açıklamaları, başkanlık sisteminin bir padişahlık rejimi olmadığını ve anayasal kurumların denetime açık olduğunu göstermektedir.

YETKİ DEVRİ ÖNGÖRÖLÜYOR
Ak Parti'nin Seçim Beyannamesi'nin eğitim bölümünde de dikkat çekici maddeler var. Bunlardan birkaç maddeye işaret etmek, bize bir fikir verebilir kanaatindeyiz. Özellikle de öğrencilerin karşılaştığı problemlerin okul düzeyinde çözülmesi ilkesini esas alarak merkezden yerele doğru yetki devrini öngören bir sisteme geçileceği anlaşılıyor. Yıllardır Ankara'da oturup taşraya talimat gönderme devri sona ereceğe benziyor.
Türkiye'de 28 Şubat sürecinde İmam Hatip Liselerini kapatmak için icat edilen katsayı uygulaması, aynı zamanda meslek liselerini de bitirmişti. AK Parti'nin kaldırdığı katsayı uygulaması, meslek liselerinin tekrar cazip hale gelmesine imkan sağladı. Seçim beyannamesinde AK Parti, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu meslek ve alanlarda kaliteli elaman yetiştirilmesi için mesleki eğitim yapan okullara önem verileceğini ve eğitim kalitesinin arttırılacağını da taahhüt ediyor.
Eğitimin her kademesinde öğrencilerinin ihtiyacını karşılayacak kapasitede yurt yapımına devam edileceği vaadi de çok önemli. Zira paralel ihanet çetesi, kendi insan kaynağını Anadolu'nun değişik yerlerinden eğitim için gelen gençlerimiz arasından devşirmekteydi.

KUTLU DOĞUM
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kutlu Doğum Haftalarında hayatımızda önem taşıyan temaları milletimizin hatta tüm insanlığın gündemine taşıyarak, Peygamberimizin çağları aşan örnek ahlakı ve rahmet dolu mesajlarıyla buluşturuyor. Bu yılki Kutlu Doğum Haftası temasını, "Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı" olarak belirleyerek, küresel ölçekte yaşanan etnik ve dinsel kavgalar için Peygamberimizin hayat pratiğinden ihtiyaç duyduğumuz kurtuluş reçeteleriyle bizleri buluşturuyor.
Hayatlarımızda hoşgörüyü, merhameti, saygıyı, adaleti, affetmeyi ve paylaşmayı hakim kılıp, dünyayı savaşa alanına çeviren kin ve nefret duygularını yok edemez miyiz? Allah'ın yeryüzüne halife olarak gönderdiği bizler, hakkı, adaleti ve kardeşliği hakim kılmak yerine ötekileştirmeyi, kutuplaştırmayı ve düşmanlığı körüklemenin hesabını Rabbimize nasıl vereceğiz? Aslında insanlarla ilişkilerimizde sevgi, muhabbet ve şefkat üretmek, inanın birbirimizle kavga etmekten ve birbirimizi öldürmekten daha kolay. Ya mezhebini, ideolojisini, asabiyetini, cemaatini, ırkını ve sair aidiyetlerini İslam'ın önüne geçirme gafletinde bulunan kardeşlerimize ne diyeceğiz? Oysa Yüce Allah, dillerin, etnik kökenlerin ve renklerin farklılığının Allah'ın ayetlerinden olduğunu (Rum Suresi, 30/22) bildiriyor. Yoksa biz Allah'tan yüz çevirip cemaat liderlerimize, ideologlarımıza ve çıkarlarımıza mı inanır olduk?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.