Terörle mücadelede yeni yöntem arayışları
Devletimiz, PKK, DHKPC ve DEAŞ gibi örgütlerle etkin mücadele yöntemlerini bir bir devreye koyuyor. Bu örgütler terör eylemlerini günden güne arttırarak hala güçlü olduklarını göstermeye çalışsalar da, devletimizin etkin mücadelesi sonucu ortadan kalkmaya mahkumlar. PKK zayıfladıkça siyasal alandaki temsilcisi olan HDP, nasıl bir söylem kullanacağı konusunda bocalıyor ve nereye saldıracağını bilemez hale geliyor.
Demirtaş, bu ödül sisteminden rahatsız olmuşa benziyor. Yapılan düzenlemeyi, "Bu ispiyonculuktur" "İftiranın önünü açar" "Komşular birbirini ispiyonlar" gibi ifadelerle eleştiriyor. Yönetmeliği okumadığı her halinden belli. Zira 16 yaşındaki bir çocuğu satırla doğrayan, oy kabinlerinin arkasında keleşlerle bekleyen, kız çocuklarını dağlara kaldıran teröristleri ihbar etmeyi "ispiyonculuk" olarak tanımlamak için en iyi ihtimalle terör tehdidi altında olmanız ya da "terörist" olmanız gerekir. Demirtaş aklı sıra algı yönetmeye çalışıyor. Meseleye etik(!) yaklaşıyor güya, "barış yanlısı, mayın asfaltçısı."
Kendi üsluplarında boğulanlar
Bazı gazeteler ve köşe yazarları Cumhurbaşkanımıza hakaret etmeyi, "nefret dili"yle AK Parti'ye saldırmayı gazetecilik zannediyor. Bunlardan bazıları, bu hakaretleri son derece akıllıca ve sistematik bir şekilde yapıyor. Cumhurbaşkanımıza "diktatör" vb. kavramlarla hitap edenlerin üstatlarından biri de Ertuğrul Özkök. Özkök, Esad'ı öven, Akdeniz sahillerine vuran çocuğun katili olarak Cumhurbaşkanımızı hedef gösteren makaleler yazıyor.
Özkök ve onun gibiler, yıllardır Esad'ın zulümlerini görmezden geldiler ve zulümlere karşı çıkanları, buna uygun politika geliştirenleri eleştirdiler. Suriye'de binlerce masum sivilin çeşitli işkence yöntemleriyle ve kimyasal silah kullanarak katledildiğini gösteren fotoğraflar ortaya çıktığında görmezden geldiler. Türkiye'yi mezhepçi politikalar uyguladığı gerekçesiyle eleştirip katil Esed'le poz verdiler.
Suriye'deki hatta tüm Ortadoğu'daki siyasal krizlerin sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı gören gezi zekalı paralel ve kartel medyanın borazanları, içlerindeki Erdoğan nefretinden kurtulup bölgede yaşanan gelişmelere biraz nesnel bakabilselerdi, gerçekleri görebilirlerdi. Gerçi onların gerçeği aradığını düşünmüyoruz. Onlar sadece Erdoğan'ı ve Davutoğlu'nu suçlayacak, AK Parti iktidarını başarısız gösterecek argümanların peşindeler.
Ortadoğu'da binlerce insan katlediliyor, şehirler yıkılıp yakılıyor ve şiddetten kaçan insanlar Akdeniz'in sularında kitleler halinde boğuluyor. Onlar ise, sadece yaşanan zulümleri dünya gündemine taşıyan ve binlerce mülteciye kapılarını açan bir ülkenin cumhurbaşkanına iftira atıp hakaretler yağdırıyorlar.
İzmir'de seçim gündemi
Hemşerilerimiz, 1 Kasım seçimleri için AK Parti'nin İzmir'de listeye koyacağı milletvekili adaylarını merakla bekliyor. Bizce, diğer şehirlerimizde olduğu gibi, İzmir'de AK Parti'nin başarısı, medeniyet değerlerimize sahip, sivil toplumla çalışabilecek ve İzmirlilerin gündemine girecek milletvekili adaylarının belirlenmesiyle mümkündür. İzmir'de hemşerilerimizle birlikte yaşayan, onlarla hemhal olan, ulaşılabilir, kitleleri mobilize edebilecek kabiliyet/potansiyele sahip ve seçmene dokunacak kişilerin daha başarılı sonuç alacağı muhakkaktır. Taban, bu sefer, İzmir gerçekleriyle örtüşen, beklentilerin karşılanacağı rasyonel adaylar tayin edileceği umut ve ümidi içinde nefesini tutmuş bekliyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.