Altının dayanılmaz ağırlığı

Altın fiyatları tarihi rekorlar kırmaya devam ediyor. Yazımı kaleme alırken bir ons altın 1225 dolar düzeyine ulaşmıştı. Bu yükselişin nedenlerinden öte yükselişin nereye kadar süreceği sorusu kemiriyor beyinlerimizi. Tabi, yükselişin altında yatan nedenleri ortaya koyarsak, nereye kadar yükselecek sorusunun da yanıtını vermiş olacağız.
Aslında altın uzun süre 250-270 dolar bantlarında dalgalanmış, yatırımcısını hayal kırıklığına uğratmıştı. Ne zaman petrol fiyatları 30 dolarlardan 150 dolarlara tırmandı, altın fiyatları da petrolün peşine takılarak yaklaşık bir yıl gibi kısa süre içinde 1000 dolar sınırına dayanmıştı.
NEDEN YÜKSELİYOR?
Körfez ülkeleri ve bir çok petrol üreticisi ülkeler başta tahmin edemedikleri için petrolden yaptıkları aşırı karları ne yapacaklarını bilemediler. Petrol satışlarını dolar üzerinden yaptıkları için kasaları bir anda dolarla doldu. O dönemde ABD gibi gelişmiş ülkeler düşük faiz politikası uyguladıkları için değersiz dolarda kalmak istemediler. Aynı nedenlerle euroyu da tercih etmediler. Sonuçta, petro-doların yani petrolden gelen doların büyük kısmı altına kalan kısmı da bizim gibi ülkelerden mal mülk alımına gitti. Böylece, altının önlenemez yükselişi de başlamış oldu. Ve altını derin uykusundan uyandı.
Gelelim ikinci nedene... Körfez ülkelerinin altın fiyatlarına verdiği ivmeye daha sonra "kazandığı ekonomik gücü siyasi güce dönüştürmek isteyen" Çin ve biraz da Hindistan hız verdiler. Çin yüksek sesle rezervlerinde fazla dolar tutmak istemediğini doları euro ve altınla ikame etmek istediğini dile getirdi.
Üçüncü neden ise küresel krizin ayak seslerini duyan piyasa aktörlerinin hisse senetlerinden kaçarak, paralarının bir kısmını altına kanalize etmeleri oldu. Yukarıda özetlediğimiz üç nedeni topladığımızda altın 1000 dolarlara ulaştı.
Dikkat ederseniz hep altın talebi ile ilgili nedenlere değindik. Altının arz cephesinden hiç bahsetmedik. Çünkü, altın fiyatlarının ne öncesinde ne de son günlerdeki aşırı yükselişinde arz faktörü kesinlikle rol oynamıyor.
YA BUNDAN SONRASI?
Bu takdirde altın fiyatlarının nereye kadar yükseleceği sorusunun yanıtını rahatlıkla verebiliriz;
Çok net ifade ile altına talep oldukça fiyat yükselmeye devam edecek. Talep ise, bir; ihracatlarından dolar kazanan Çin, Hindistan ile doğalgaz ve petrol satımından dolar kazanan Rusya'dan, iki; uluslararası piyasa aktörlerinden gelecek. Çin, Hindistan, Rusya ve birkaç ülke rezervi kompozisyonunu altın lehine değiştirmeyi sürdürecekler. Çin'in rezervi 2.2 trilyon dolar, Rusya'nın 414 milyar dolar ve Hindistan'ın 256 milyar dolar civarında.
Talebin ikinci unsuruna da değinelim... Altının dolar ve hisse senedi gibi bazı menkul kıymetlere alternatif olduğu gerçeğinden hareket edersek; hisse senetleri ile beraber merkez bankalarının enjekte ettiği aşırı likiditeyi bir süre daha paylaşacaklar. Ancak, dolar cephesinde altın aleyhine gelişme olacak. Dolar yakın zamanda ABD ekonomisinin beklenenden hızlı toparlanması ve FED'in operasyonları ile ayağa kalkacak. Bu durumda doların zayıf konumdan kurtulması altın fiyatlarının üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturacak. Aynı zamanda, küresek krizin yarattığı belirsizlik perdesinin aralanmaya başlaması da altının cazibesini azaltacak.
Sonuç olarak, altın fiyatlarının biraz daha yükseleceğini söyleyebiliriz. Tabi, arada kar realizasyonları ile hafif aşağı gelecek. Hafif yukarı ve dalgalı bu süreç ABD'nin ve AB'nin toparlanarak krizden çıkmalarına kadar sürecek. Sonra yeni bir uyku bekliyor altını.