Yarın sabah Amerika'nın yeni başkanının kim olduğunu büyük olasılıkla resmi olmasa da öğrenmiş olacağız.
Son anketlere göre çok az farkla Hillary Clinton önde gidiyordu.
Eğer anketler yanılmaz ve Clinton kazanırsa, Cumhuriyetçi aday Trump sonuçların meşruiyetini kabul etmeyeceğini, yasal süreç başlatacağını duyurmuştu. Yani Clinton'un başkanlığını ilan etmesiyle bir süre kaos yaşanacak gibi görünüyor. Trump'ın başkan olması durumunda zaten kendiliğinden kaos ortaya çıkacak, marjinal söylemleri yüzünden... Kısacası seçim sonrası belirsizlik piyasaların ilk gündem maddesi olacak ne yazık ki...
Her iki başkan adayının ekonomi programlarına, neler vaat ettiklerine değinmeden önce şu notu düşelim; siyasi ve ekonomik analizler Clinton'un sıtma, Trump'ın ölüm olduğunu gösteriyor.
Sonuçta Clinton'ın başkan olmasıyla herkes sıtmaya razı olacak.
Uzun süre Amerika'da yaşamış ve iki seçime tanık olmuş birisi olarak kendi fikrimi de bir cümleyle ekleyim. Kimin başkan olacağı konusunun abartıldığını, başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun mevcut sistemin büyük oranda işleyeceğini, görünmez ellerin her zaman olduğu gibi ekonomik ve siyasi politikaları şekillendireceğini düşünüyorum. Görünmez eller derken emperyalizmin temsilcileri neocan'ları kastediyorum.
Her iki adayın web sitelerinden ekonomik planlarını satır satır okudum. İşte dikkat çeken hedefleri...
BÜYÜME ANA HEDEF
Demokrat aday Clinton'ın ekonomik programı doğal olarak sosyal ağırlıklı dizayn edilmiş. Orta gelir grubunun gelirinin yükselmesi ana hedefi Clinton'un... Bunun için 3 temel politika izleyecek.
Birincisi büyümenin ivmelendirilmesi...
Orta sınıfın ve küçük işletmelerin vergi oranlarının düşürülmesi, bilimsel çalışmalarına fon aktarılması ve öğrenci borçlarının yapılandırılması için 35 milyar dolar tahsis edilmesi büyümenin ivmelenmesinin alt başlıklarını oluşturuyor.
Aynı zamanda 3 adet plan da içeriyor; Milli Altyapı Planı, Çocuk Bakımının Genişletilmesi Planı ve IDEA Planı...
İkincisi adil büyüme... Bunun için işçilerin sosyal haklarının iyileştirilmesi, sendikaların desteklenmesi işverenle hakların paylaşılması gibi konular ön plana çıkarılmış.
Üçüncüsü ise uzun vadeli büyüme hızının yakalanması... Piyasa aktörlerini ilgilendiren can alıcı alt başlık şu; "çeyreklik kapitalizm" ile mücadele edilecek. Yani hisse senedi ve tahvil gibi menkul kıymetlerden spekülatif işlemler sonrası elde edilen sermaye kazançları kademeli vergilendirilecek.
Eğer yatırımcı menkul kıymetini 1 ila 2 yıl tutarsa elinde en üst vergi oranı olan yüzde 39,6'dan vergilendirilecek.
2-3 yıl sonra kazanç oluşursa yüzde 36 ve 3 yılın üstünde yüzde 32'ye inecek vergi...
Türkiye'de hisse senedi getirilerinin vergisinin sıfır olduğunu hatırlatayım bu arada...
ZENGİNE FAZLA VERGİ
Vergi politikası ile devam edelim.
Yıllık geliri 5 milyon doların üzerinde olanlara ek 4 puan getirmeyi planlıyor. Yıllık geliri 1 milyon dolar ve üstünde olanların gelir vergisi oranı yüzde 30'un altında olamayacak. Gayrimenkul vergilerini de 2009 yılı oranlarına dönüştürmeyi planlıyor Clinton...
Sıcak para olarak ülkeden çıkan ve kazanç elde eden Wall Street'i de vergilendirecek, Clinton üstelik 80 milyar dolar vergi gelirine ulaşılabileceğini iddia ediyor.
Kamu harcamalarını sosyal yardımlar dışında kısıtlayacak, vergi de hem sermaye piyasası yatırımcılarını hem de üst gelir grubunu biraz bunaltacak ekonomi programları ile...
Aynı zamanda dış ticaret ticareti destekleyerek Obama döneminde daraltılan dış açığı korumaya çalışacak. Yerimi doldurdum.
Eğer Clinton kazanırsa Trump'ın politikalarını atlayıp Clinton'un politikalarının piyasalara etkisi ile devam ederiz.