Nadir tanık olabileceğimiz bir piyasa seyri var son birkaç haftadır.
Sanki bir şeyler netleşiyor gibi oluyor ancak aktörler belirsizlik algılarından pek taviz vermiyorlar. Gelişmiş ülkelerin durumu nispeten ortaya çıktı, bu bağlamda merkez bankalarının daha ılımlı politikalar uygulamak zorunda kaldıkları artık kabul ediliyor. Yine de piyasa aktörleri 'ne olur ne olmaz' tavrı içindeler.
İnternette bazı ekonomi sayfalarında piyasaların yönlerini yan yana veriyorlar.
Düşenler kırmızı, yükselenler yeşil oluyor.
Bir bakıyoruz neredeyse tamamı kırmızı...
Borsa, dolar, euro ve altın düşmüş.
İyileşmelere rağmen faiz oranları yerinde sayıyor.
Gerçekten ilginç bir tablo ile karşı karşıyayız.
ENDEKS ZİKZAK YAPIYOR
BIST 100 bir süredir 94 binlerin üzerine bir çıkıyor bir iniyor. Dolar bazında ise 17 binlerde... Teknik analiz grafiğinden dalgalanma boyunun daraldığını gözlemliyoruz.
Hisse senetleri fiyatları dolar bazında çok düşük olmasına rağmen talep gelmemişti, bazı belirsizlikler gerekçe gösterilerek. Bu yüzden fırsat olarak görülen hisse senetleri ve bankacılık hisse senetleri BIST'in MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi'nden pozitif yönde ayrıştırıyor. Son zamanlarda işlem hacmi ise 900 milyon dolarlar seviyesine ulaşıyor.
Yukarı yönlü hareketin devamlılığının tabii ki belli koşulları var. Çin-ABD çekişmesi, Brexit süreci ve Avrupa coğrafyası ekonomilerinden gelen yavaşlama sinyalleri hisse senedi yatırımcılarını tedirgin ediyor. Bu tedirginliğe bir de uzun süredir kesintisiz getiri elde edilmesini de ekleyelim. Neredeyse 2008 krizi sonrası ara vermeden her yıl pozitif, üstelik tatminkar seviyelerde, getiri sağladı hem gelişmiş ülke hem de gelişmekte olan ülke borsalarında.
Artık şu bir gerçek; dolar ve euro fazla güçlenemeyecek, bu yüzden yabancı sermaye akımları yönünü ABD ve AB'ye çevirmeyecekler.
Dolayısıyla kısa değil orta vadede, yani yukarıda vurguladığım faktörler belirginleştikten sonra hisse senetleri de diğer alternatif yatırım araçları gibi tasarruf sahiplerinin gündeminde olacak.
ALTIN KURA BAĞLI
Altın da hisse senetleri gibi tercihler listesinin üst sıralarında yer alabilir. Dünya altın talebinin yaklaşık dörtte birini yapan Hindistan bu yıl en fazla büyüyen ülke konumunda yüzde 8.2 ile. Altına dayalı yatırım fonları da küresel konjonktüre göre altın pozisyonlarını yükseltebilirler.
Kısacası 1.300 dolarlara kadar yukarı da bir marj görünüyor.
Her ne kadar dolar ons fiyatı artsa da TL gram fiyatına yansımayabiliyor. Bunu da belirleyecek olan dolar TL kuru olacak.
Eğer altın ons fiyatı artar ama dolar gerilerse altının TL gram fiyatı tatminkar düzeylere ulaşamayabilir. 2 yıllık gösterge tahvil fiyatı yüzde 25'lerden yüzde 20'lere geriledi. Ancak deyim yerinde ise orada çakıldı kaldı. Enflasyona ve dolar üzerindeki basıncın ölçüsüne göre daha da önemlisi bütçenin performansına göre faiz oranlarının aşağı gelme olasılığı yüksek görünüyor. Sonuçta kısa vadede piyasalar belirsizlikleri üzerinden pek atamayacaklar.
Bu yüzden ilginç resim bir süre daha karşımızda durabilir. Orta vadede ise resim büyük oranda netleşir.