Elif Aktuğ

Nazmiye, ben geldim!

Karısına olan hislerini yazdığı bir anekdot var. İslamköy'deki müzesinde: "Eve gelirim, 'Nazmiye ben geldim' diye seslenirim. Onun hayatımdaki varlığının verdiği mutluluğu ifade edecek söz bulamıyorum."
Nazmiye Demirel'i sevdim ben önce, öyle güçlü bir kadın olarak öylesine/ölesiye sessiz olmasından ve vakur duruşundan çok etkilenirdim. İstese dünyaları değiştirecek, kocasına istediğini yaptıracak, bir bakışıyla ve o her zaman bakımlı yüzü ve rimelli kirpikleriyle elde edemeyeceği şey olmayan bir kadın gibi gelirdi bana.
**
Çocuktum bilemezdim, meğer evlat aşkıyla yanıp tutuşurmuş Nazmiye Hanım; hayatında kocaman bir eksik varmış meğer. Nazmiye Hanım sessizdi ya, sonradan öğrendim; kalbini öyle kırmış ki gazeteciler, hem attıkları iftiralarla hem de verdiği ilk ve tek röportajda cevaplarını çarpıtarak, asla bir daha konuşmamış. Oysa çok asil, tatlı dilli ve şakacı bir kadınmış; sırlarıyla birlikte, Süleyman Bey'in en sevdiği üç kelimeyi de yanına alarak gitmişti.

AYRIK DİŞLİYDİLER, ÇOK SEVERDİM

Hey neyse, Süleyman Demirel'i sevme sebebim ilk olarak dişleriydi. Karı-koca ön dişlerinin ayrık olduğunu keşfetmiştim, çok tatlıydılar. Henüz politikaya kafam basmıyordu. Sıcak ve tonton bir erkekti Demirel, hatta onun için "Herkesi tanır, herkese adıyla hitap eder" derlerdi ve bir gün karşısına çıkıp, "Söyle bakalım, benim adım ne?" diye soracaktım. Büyük amcam büyükelçi Savlet Aktuğ, görevi başındayken vefat edince Demirel babamı aramış ve başsağlığı dilemişti, çok etkilemiştim. 90'larda Yeni Asır'da muhabir olarak çalışırken Özal, Çiller ve Demirel'i yan yana fotoğraflamaya çalışırken, göz göze gelmiştik ve beni yanına çağırmıştı. Amcamdan bahsedip kendimi tanıtmıştım; Demirel, beni Özal ve Çiller'le tanıştırıp sanki onun akrabasıymışım gibi bir hava estirmişti; anladım ki o 'Devlet Baba' sözü boşuna edilmemişti.
BİR DEVİR KAPANDI
Babamla ayrı bir dostlukları vardı, bir sosyal demokrat olan babam, "Büyük adam" derdi onun için. Dün de çok üzgündü, "Bir devir kapandı, kendini asla vatandaşından üstün görmeyen bir devlet adamıydı, şaka kaldırırdı, taklidini yapmayan kalmamıştı ama o güler geçerdi" dedi.
**
Bir devir gözyaşlarıyla kapanacak, aklıma takılan soru şu: "Acaba Demirel döneminde sosyal medya bugünkü gibi olsaydı, internet olsaydı, yine aynı şekilde sevilir miydi?" İşadamı abisi ve erkek kardeşi, adı defalarca yolsuzlukla anılan yeğeni, acaba başını ağrıtır mıydı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.