Nefret katliamı
Bu başlıkla verildi dün haber, dünyanın birçok ülkesinde birçok gazete "Nefret katliamı" dedi. ABD vatandaşı 21 yaşındaki Dylann Roof, South Carolina'da şehrin en eski kiliselerinden birinde dehşet saçtı ve 9 kişiyi öldürdü. İlginçtir, kimse "Hristiyan terörist" demedi Dylann için! "Irkçı" dediler, o kadar. Herhangi bir Müslüman'ın, yanlışlıkla kırmızı ışıkta geçmesini bile fırsat bilerek, "terörist" demekte sakınca görmeyen yabancı basın için Dylann sadece bir ırkçı!
Başkan Obama, "Geçmişimizin karanlık kısmı konusunda sorular ortaya çıkıyor" açıklamasında bulundu katliamın ardından. Siyahların yoğun olarak gittiği kiliseye giren 21 yaşındaki 'beyaz' adam, 6'sı kadın 9 kişiyi vurdu... Bu kaçıncı 'aynı tarzda' vahşet haberi okuduğumuz, artık sayamıyorum. Barack Obama, ırkçı bakış açısına dikkat çekiyor çekmesine ama bana inandırıcı gelmiyor bu sözler. Zira 21 yaşındaki bu genç adam, ortalama ABD eğitimini ve genel kültürünü baz alırsak, ülkesinde yüz yıl önce neler yaşandığından bihaber olmalı... Neredeyse ergenliğinden beri siyah bir lider tarafından yönetilen bir ülkede yaşıyor; sinema, sanat ve sporda siyahların egemen olduğu bir ülkede...
21 yaşındaki bir beyaz adam, neden siyahlara düşman olsun ki? Yapılan onca haber yıllardır siyahların ezikliğini pompalamakta ve beyazlara olan 'haklı' nefretinin altını çizmekte. El birliğiyle ırkçılık yaşatılıyor köhne zihniyetler tarafından, dünyanın en gelişmiş ve en çok yaşanmak istenen ülkesinde... Bu işin bir yanı, madalyonun iğrenç bir diğer tarafı...
Diyelim ki, 21 yaşındaki genç adam, o kadar beyaz değil de, hafif esmerdi! Karakaşlı, kara gözlü bir Müslüman evladıydı. Yine sadece "ırkçı" deyip geçecekler miydi? Bu da işin öteki rezil tarafı! "Müslüman terörist katliam yaptı" diyeceklerdi, adamın ruh hali, deliliği, psikopatlığı, geçmişi falan hiç irdelenmeyecekti. Hem de 6'sı kadın, 9 kişiyi birer birer, kafalarına sıkıp öldürseydi, inanın bana sadece ve sadece Müslümanlığa vurgu yapılacaktı... İkiyüzlülük en berbat salgın günümüzde ve ne yazık ki, medya en çok etkilenen oldu bu virüsten...
***
Olmuş, olmamış!
*Hülya Avşar, Safiye Sultan... Olmuş.
*Yıldız Tilbe'nin arabasına TIR çarpmış... Olmamış.
*Yaz ekranında 20 küsur dizi başlayacakmış. Olmamış...
*'Fifty Shades of Grey' serisinin son kitabı 'Grey' yayınlanmış. Söylenen o ki, ilk kitabı beğenenler beğenmemiş. Benim gibi kitabın her bir satırından nefret eden biri için elbette, olmamış!
***
En kahraman doktor!
Pınar Karşıyaka ve Anadolu Efes maçını, ekran başında heyecan içinde seyrettim geçen akşam. Kafkaf müthiş bir galibiyet aldı ve keyiften öldüm... Maçta kaç kişi vardı merak etmekteyim öte yandan, söylenen o ki, salona kapasitenin çok üstünde seyirci alınmış. Havasızlıktan nefes almak çok güçmüş ve 4 yaşında bir çocuk az kalsın ölecekmiş! O saatte oynanan bir maça 4 yaşında çocuk götürmek sadece ailesinin bileceği iş elbette ama çocuk nefessiz kalınca, müdahale edecek ekip işin ciddiyetinin farkına varamamış. Varamamış olmalı ki, Anadolu Efes takım doktoru Erşan Ateş'in, bench'ten yukarıya doğru Superman gibi uçarak çıktığını gördüm. Dr. Erşan Ateş, ilk müdahaleyi yapmış çocuğa, ertesi gün arayıp konuştum ve tebrik ettim. Sporculara 'fair play' ödülü veriliyor ya, bir ödül de Dr. Ateş'e gitmeli. Belki bu ödülü Karşıyaka taraftarı vermeli...
Başkan Obama, "Geçmişimizin karanlık kısmı konusunda sorular ortaya çıkıyor" açıklamasında bulundu katliamın ardından. Siyahların yoğun olarak gittiği kiliseye giren 21 yaşındaki 'beyaz' adam, 6'sı kadın 9 kişiyi vurdu... Bu kaçıncı 'aynı tarzda' vahşet haberi okuduğumuz, artık sayamıyorum. Barack Obama, ırkçı bakış açısına dikkat çekiyor çekmesine ama bana inandırıcı gelmiyor bu sözler. Zira 21 yaşındaki bu genç adam, ortalama ABD eğitimini ve genel kültürünü baz alırsak, ülkesinde yüz yıl önce neler yaşandığından bihaber olmalı... Neredeyse ergenliğinden beri siyah bir lider tarafından yönetilen bir ülkede yaşıyor; sinema, sanat ve sporda siyahların egemen olduğu bir ülkede...
21 yaşındaki bir beyaz adam, neden siyahlara düşman olsun ki? Yapılan onca haber yıllardır siyahların ezikliğini pompalamakta ve beyazlara olan 'haklı' nefretinin altını çizmekte. El birliğiyle ırkçılık yaşatılıyor köhne zihniyetler tarafından, dünyanın en gelişmiş ve en çok yaşanmak istenen ülkesinde... Bu işin bir yanı, madalyonun iğrenç bir diğer tarafı...
Diyelim ki, 21 yaşındaki genç adam, o kadar beyaz değil de, hafif esmerdi! Karakaşlı, kara gözlü bir Müslüman evladıydı. Yine sadece "ırkçı" deyip geçecekler miydi? Bu da işin öteki rezil tarafı! "Müslüman terörist katliam yaptı" diyeceklerdi, adamın ruh hali, deliliği, psikopatlığı, geçmişi falan hiç irdelenmeyecekti. Hem de 6'sı kadın, 9 kişiyi birer birer, kafalarına sıkıp öldürseydi, inanın bana sadece ve sadece Müslümanlığa vurgu yapılacaktı... İkiyüzlülük en berbat salgın günümüzde ve ne yazık ki, medya en çok etkilenen oldu bu virüsten...
***
Olmuş, olmamış!
*Hülya Avşar, Safiye Sultan... Olmuş.
*Yıldız Tilbe'nin arabasına TIR çarpmış... Olmamış.
*Yaz ekranında 20 küsur dizi başlayacakmış. Olmamış...
*'Fifty Shades of Grey' serisinin son kitabı 'Grey' yayınlanmış. Söylenen o ki, ilk kitabı beğenenler beğenmemiş. Benim gibi kitabın her bir satırından nefret eden biri için elbette, olmamış!
***
En kahraman doktor!
Pınar Karşıyaka ve Anadolu Efes maçını, ekran başında heyecan içinde seyrettim geçen akşam. Kafkaf müthiş bir galibiyet aldı ve keyiften öldüm... Maçta kaç kişi vardı merak etmekteyim öte yandan, söylenen o ki, salona kapasitenin çok üstünde seyirci alınmış. Havasızlıktan nefes almak çok güçmüş ve 4 yaşında bir çocuk az kalsın ölecekmiş! O saatte oynanan bir maça 4 yaşında çocuk götürmek sadece ailesinin bileceği iş elbette ama çocuk nefessiz kalınca, müdahale edecek ekip işin ciddiyetinin farkına varamamış. Varamamış olmalı ki, Anadolu Efes takım doktoru Erşan Ateş'in, bench'ten yukarıya doğru Superman gibi uçarak çıktığını gördüm. Dr. Erşan Ateş, ilk müdahaleyi yapmış çocuğa, ertesi gün arayıp konuştum ve tebrik ettim. Sporculara 'fair play' ödülü veriliyor ya, bir ödül de Dr. Ateş'e gitmeli. Belki bu ödülü Karşıyaka taraftarı vermeli...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.