Elif Aktuğ

Midilli'deki dram

Tatildeyiz, şahaneyiz; yiyor, içiyor, yüzüyor, geziyor, tozuyoruz. Mutluluk ve kahkahalarımız boğazımızda düğümleniyor.
Midilli'den araba kiralayarak kuzeye doğru yola çıktık ilk gün, Molivos ve Petra'ya gitmek üzere. Babam, 'sahilden gidip adanın tam merkezinde sayılabilecek Kalloni'den dönelim' dedi. Kahvaltıdan sonra bindik arabamıza, içeceklerimizi ve atıştırmalıklarımızı aldık, yola çıktık. Arabayı ben kullandım, bir süre sonra sağlı sollu insanların yolda yürüdüğü dikkatimizi çekti. Genç erkeklerden oluşan gruplar, sırtlarında çantaları, yürüyorlardı. "Bu adamlar bu sıcakta ne yapıyor" derken ayıldım. Suriyeli mültecilerdi... Dağ yollarına saptığımızda durum iyice başka bir boyuta ulaştı. 20'şer 30'ar kişilik gruplar, dar ve virajlı yollarda yürüyordu, araçla yavaşlamak zorunda kalınca da seslerini duyduk, "Ne olur su verin bize"... Arabada ne kadar içecek varsa annem verdi ellerini uzatanlara, arabaya birini almamız mümkün değil, küçük arabada biz de 5 kişiydik. Bir de onlar aksi istikamete yürüyorlardı, ayrıca arabada yer olsa bile kimse ailesini bırakıp gelmezdi ki. Gençler ve bekar erkekler önden yürüyor ama ailelerle kadınlar ve çocuklar arkadan geliyordu. Ağaçların altında, yol kenarlarında oturup dinleniyorlar ve geçen her arabaya el sallıyorlardı, "Su lütfen"
ÖZGÜRLÜĞE İLK ADIM
Ailemle tatildeydim, hepimiz pek keyifliydik, yaşanan dramla bir kez daha ve bu kadar canlı bir şekilde yüz yüze gelince kendimizi berbat hissettik. Annemle babam ağlamaya başladı, küçücük bebeklerin sıcaktan olsa gerek ağladıklarını görünce; çaresiz anne ve babalar bir umutla çevreye bakınıyordu...
Şükreden ve her daim "Hamdolsun" diyen bir aileyiz, bu defa bu aileler için dua ettik; yolları açık olsun, bahtları açık olsun diye.
Neden sonra, teknelerle bırakıldıkları yerlerden şehir merkezine doğru yürümeye çalışan bu insanların yüzünde yorgunluktan ziyade bir ifade olmadığını hissettim... Savaştan kaçmışlar ve işte buraya kadar gelmişlerdi. Yalnız olsam inip konuşacak, hatta o yolu birlikte yürüyecektim. Mutluydular, yeni bir hayata ilk adımlarını atmışlardı. Bu bile onlar için bir başarıydı, geride kalanları ve yaşadıkları çaresizliklerini düşününce... İlerde anlatacak çocuklar, "Bir dağ yolundan saatlerce yürüyerek özgürlüğümüze ulaştık" diye, ne hikayeler çıkacak... Özgürlük ve hayat onlar için çok daha değerli olacak...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.