Fırat Kalkanı ortamında havai fişek tutkusu

Ah gündem, uzak ve yalnız ülkemin herkesin gözünü diktiği topraklarında yaşanan gergin gündem... Güne nasıl başlayacağını bilemiyor insan bir süredir, günün neler getireceğini kestirmek mümkün değil.
Tek avuntumuz, sahipsiz ve başsız olmadığımız gerçeği...
Suriye sınırında çatışma başladı, ben yazımı yazmak için bilgisayarın başına geçtiğim saatlerde. Fırat Kalkanı operasyonu için dualarımız ortak, Allah askerimize zeval vermesin, yardımcımız/ yardımcıları olsun...

GECEYİ BÖLEN ANİ PATLAMA
Geçtiğimiz hafta, Ayvalık'ta gece yarısına doğru ilerlerken saatler, komşularımızla bahçede çay içmekteydik.
Çamların ardından yükselen dolunayın altında, huzur içinde yapılan dostça sohbet ani bir patlama sesiyle kesiliverdi.
Bahçemizde ne kadar kedi köpek varsa kaçıştı, yaşlı iki komşumuz ellerini açarak dua etmeye başladı.
Annem elini kalbine götürdü, babama dönerek "neler oluyor" gibisinden baktı. İki saniye içinde anladık ne olduğunu, evin hemen önündeki otellerden birinde bir düğün ya da nişan olmalıydı, havai fişek gösterisi başlamıştı.
Ülke bu kadar gerginken, herkes bunca endişeliyken, hemen her gün gelen şehit haberleri yürekleri dağlarken; birileri mutluluğu havai fişek patlatarak katmerlemek istemişti anlaşılan...
BÜYÜK SAYGISIZLIK
15 Temmuz'dan iki gün sonra, darbe girişimi gecesi ve sonrasında Bodrum'daydım; bir düğün yapıldı. Gündoğan'da güzel ve havalı bir otelde, ciddi para harcanarak düzenlendiği belli olan bir düğün. İnsanları kınamamak lazım, düğün ertelenebilirdi ama ertelemediler.
Onca hazırlık yapılmış, başka başka şehirlerden konuklar gelmiş, iptal etmek ciddi bir karar olurdu. Düğün için denizin üstüne devesa bir platform kuruldu, bir miktar sessiz bir düğün oldu.
Ertesi gün, havai fişek gösterisini iptal ettiklerini duydum, en azından bunu akıl etmişlerdi. Temmuz'dan bu yana gerginlik bitmedi memlekette ama insanların havai fişek tutkusu da bitmedi. İzin alınması gerekiyor diye biliyorum, ilgili haberleri okudum internetten.
Bir kaynağa göre emniyetten; çeşitli gazetelerde çıkan haberlere göreyse kaymakamlıktan bir belge doldurularak alınan izin gerekiyor aslında.
İlgili kurum, havai fişek atılacak yeri, saati, mekanı, gösteriyi yapacak firmayı onaylamak durumunda. aksi takdirde yasak!
Ama anlaşılan izin almak falan kimsenin umurunda değil. En kötü, para cezası var. İstanbul'da düğünler bitmiyor, bitmesin elbette. Geçen gün çok sevdiğim dostum sosyal medya uzmanı/ danışmanı David Geviş, bu konuyla alakalı bir tweet paylaştı. "Bunca patlamanın, travmanın yaşandığı bir dönemde, eğlenmek için havai fişek patlatmak gerçek bir ahmaklık, saygısızlık..." Son derece haklıydı, birincisi sadece kendini ve o anki zevkini düşünen insanlar olduk, ikincisi de hiçbir şey kitabına uygun yapılmıyor.
İzin almamak saygısızlık başlı başına, üç beş saniyelik saçma sapan bir gösteri için milletin yüreğini ağzına getirmek başka bir saygısızlık.
Saate ve mekana bakan yok, düğünlerin de zarafeti kalmadı. Hele de bir düğünün cenazeye dönüştüğü, 52 kişinin vefat ettiği şu günlerde, hele de Fırat Kalkanı operasyonu sürerken, biraz sağduyu beklemek çok mu fazla olacak acaba?