Cumhuriyet Bayramı'ndan bir gün önce başlaması iyi oldu kanımca, sosyal medya cengaverleri bugünlerde yine öteki/beriki kavgası yaparken; Vatanım Sensin izleyiciye birlik, beraberlik, ortak vatan, bayrak, dil, ülke mesajı verecek. Versin...
Diziye bakarak onlarca eleştiri yapmak mümkün, bunu evinde kaşınarak en baba Hollywood prodüksiyonunu izlerken, "Hımmm yeterince iyi olmamış" diye eleştiren donanımsız ve vizyonsuz yazarlardan alabilirsiniz.
Uyarı: Bu, üst düzey bilgiler içeren bir övgü yazısıdır... Müzikler tanıdık gelse de (John Altman'n Odyssey'sini hatırlayın, hani bir jean firmasının reklam müziğidir) karakterler birilerine benzese de; hayatın hep birbirini tekrar eden hikayelerden oluştuğunu unutmamak lazım.
Dünyanın her yerinde benzer insanlar, benzer kavgalar, hırslar, acılar, mutluluklar var.
ALİ KEMAL, JOHN SNOW MU DEDİNİZ?
Vatanım Sensin'deki Begüzar Korel ve Halit Ergenç'in canlandırdığı karakterlerin iki kızı pekala, Game of Thrones'un Arya ve Sansa'sına benzetilebilir.
Twitter üzerinden yapılan yorumlarda Ali Kemal'in John Snow'a benzetilmesi meselesi vardı ki; bir hayli saçma ve gereksizdi.
Ali Kemal'in dizinin ilk dakikasından itibaren üvey kardeş olduğu vurgulansa da, gerçek kardeşine aşıkmış gibi algılanması ve sosyal medya manyaklarının bunu bir ensest ilişki gibi göstermesi de acınasıydı doğrusu.
Oyuncuların ve performanslarının atılıp tutulduğu yorumlara da rastladım ki, hepsi de çöpe atılacak cümlelerdi.
Neredeyse sıfır makyajla ve olanca sadeliğiyle oynayan Bergüzar Korel, oyunculuğunu bir miktar abartmayı sevse de Cevdet rolünde Halit Ergenç, diğer tüm oyuncular kadar başarılıydı.
MUHTEŞEM KAYINVALİDE
Celile Toyon gibi bir efsanenin enerjisi, mesleğe yeni başlayan yıldızlarla birleşmiş ve ortaya gerçekten de inandırıcı bir iş çıkmıştı.
Korel ve Ergenç, kariyerlerindeki en doğru kararı vererek, Gezi olayları sırasında gösterdikleri tavır ve 15 Temmuz kalkışmasında aldıkları eleştirileri yerle bir edecek bir işe imza attılar, tebrik ediyorum.
Sanatçının bildiği en iyi işle, yani meslekleriyle izleyicilerine mesaj vermeyi uygun buldular, benim anladığım.
Doğru zaman, doğru senaryo, doğru cast ve yönetmen/ yönetmenler.
Altınız çizmek istediğim en önemli nokta, diğer dizilerde izlemekten fenalık gelen kötü kaynana/gelin mevzusuydu ki, Vatanım Sensin şahane bir kayınvalide karakteriyle derdime derman oldu.
Oğlu ölen kayınvalide, gelinin yanından bir an bile ayrılmadı, kendi annesi gibi destek verdi ve hatta yeniden evlenmesini onayladı.
Elbette klişeler var, yönetmenin bir sonraki sahnede ne olacağını bilerek seyirciye çaktırması, adım adım ipucu vermesi ne kadar doğru tartışılır.
Ancak bu yöntem Hollywood filmlerinde çok da tercih edilen bir yöntemdir ve birçok filmde ilk dakikadan itibaren kötü adamı bilir ve yine aynı heyecanla izlersiniz.
Öyle değil mi? İlk sahneden itibaren Onur Saylak'ın karakterinin, Cevdet'in karısına hallendiğini hissettik mesela, eh Cevdet'in ilk bölümde ölmeyeceğini de kestirebilir en vasat seyirci bile.
Kaldı ki dizinin adı ilk zamanlarda Vatan Haini olarak açıklanmıştı, dolayısıyla Halit Ergenç'in Yunan ordusuna katılacak bir asker olduğunu biliyorduk.
Zamanla da tüm kötülere cezasını verecek elbette, hepimiz için.
Bugün 29 Ekim, diziyi izlediğimden beri aklımda "Benim vatanım sensin" cümlesi var.
Vatanı var eden, sevdiklerimiz, atalarımız, kanımız; diziyi izlerken güzelim ülkemizi parçalanması pahasına berbat emellerine alet etmeleri, birilerinin yüzüne yeterince tükürmediğimizi hatırlattı bana.
Gün gelecek, kendi kanlarında boğulacaklar.
Çünkü bizim vatanımız, canımız sensin Türkiyem...