Güzelliğin bedeli

Haber şöyle, genç ve güzel kalmanın bedeli 17 yılda 5,5 milyon lira.... Yani ortalama yılda 350 bin lira gibi bir bedel ödemiş Jennifer Aniston, bugünkü halini korumak için. Belki de bugünkü haline kavuşmak için demeliydim... Güzellik kavramı bugün bu gezegende genç ve fit görünmek demek. Öyle her biri aynı tezgahtan çıkmış burun, dudak ve yanaklara güzel denmiyor. Evrensel güzelliğin sırrı, salt dolgu ve botokstan ibaret değil anlayacağınız.
Özellikle İstanbul'un bazı semtlerinde her kadını bir diğeriyle akraba sanabilirsiniz kolaylıkla, aynı saçlar, aynı tarz kıyafetler, aynı çantalar, aynı hokka burun ve dolgun dudaklar.
Ortalama bir işe sahip İstanbullu kadın, yılda milyonlar değil ama kazancının ciddi kısmını ayırıyor. Çok sevdiğim bir bankacı arkadaşım, üst düzey yönetici olarak çalıştığı ofiste müşterilerine iyi görünmek zorunda olduğunu hissettiği için, pek içinden gelmese de botoks randevularını ihmal etmiyor.
REKABET KİLODA
Kadınların ve aslında çok sayıda erkeğin kapısını aşındırdığı çok ünlü bir estetik uzmanı dostum şöyle dedi, "sadece tanınmış kişiler değil, müşterilerim aslında hemen her yerde görebileceğin ve belli bir geliri olan kişiler. Artık herkes bütçesine göre güzelliği bir yerden yakalayabiliyor, kadınlar da erkekler de daha iyi ve genç kalmayı sadece kadınları etkilemek için gerekli görüyor"...
Hani derdik ya "kadınlar kadınlar için süslenir" diye, görüyorum ki, kadınlar daha genç görünmeyi, daha genç kadınlara inat istiyorlar.
Akılda, zekada, çalışkanlıkta, başarıda, ayakta durmakta, kendine güvende, eğitimde, bilgide, nezakette, zarafette, entelijansiyede bir rekabete girmeyi kendine zul gören insanoğlu, 4 ayda bir botokslanarak en azından genç nüfus arasında kalmayı başararak, kendine yatırım yaptığını sanıyor... Da, nereye kadar...
SU BÖREĞİ DE NE?
Parası, imkanı, hali vakti yerinde olsa da, bir gün geliyor ve botoks da kar etmiyor. Ama anladığım şu, "ben düne kadar taş gibiydim" diyebiliyorlar. Bu da bir çeşit tatmin yöntemi. Başkaları tatmin etmiyor şehirli insanı, takdir etmiyor, başarılarını alkışlamıyor, kendi kendine tatmin olmanın ve ilgi çekmenin tek yolu var Bizansta; genç ve zayıf olmak...
Dünyanın en manalı ödülünü kazandın diyelim ama kilolusun, bir gazetede birinci sayfaya ancak 3 santim girebilirsin. Sıradan birisin ve kilo verdin diyelim, azıcık da elin ayağın düzgünse, manşettesin bebeğim.... Haliyle genç kalacak, içimiz gitse de su böreği yemeyecek, ya da yedikten sonra sıkı bir detoksa girecek, hayatı kendimize zehir edecek, klişe bir anlayışa dahil olmak için gergin olmayı göze alacağız.
Gerginlik hem botoksun etkisi hem de diyetin... Jennifer mecbur bir bakıma çünkü yeterince güzel, yeterince seksi ve yeterince yetenekli değil. Saç modeli, rengi ve eski kocası Brad Pitt ile yakaladığı şöhreti sürdürmek için değil 5,5 milyon 55 milyon harcasa yeridir...
Başka hangi haberi ya da filmi konuşuluyor?
Mahalledeki bilmemkim gibi, aman da nasıl kilo vermiş diye konuştuğunuz kadın belki dünyanın en iyi annesi! Hiç bahsediyor musunuz?
Yok... En iyisi bu haftasonu canınız ne isterse yiyin ve pazartesi diyete başlayın. Hayatı tüketmek için anlamsız ama itiraf edeyim dikkat çekici bir yöntem...