Can Bartu üzerine

Show TV'de, yarışma tutkunlarını ekrana çeken ve 1 milyon TL (eski parayla 1 trilyon) kazandıran "Canlı Para" isimli bir yarışma programı var. Formatı şöyle: Size 1 milyonu veriyorlar. Seçeneklerden hangisine güveniyorsanız oraya basıyorsunuz, tutturursanız yola devam. Önceki gece iki erkek yarışmacı kardeşimiz iddialı. Birkaç etabı geçtiler, ellerinde 400 bin TL gibi önemli bir para kaldı. Ve sıradaki soru: Türk futbolunun yıldızlarından Fenerbahçeli Can Bartu başka hangi branşta yarışmıştı? "Tamam" dedim içimden, "Bunlar bu parayı kazanır"... Çünkü öylesine basit bir soru bu. Ve bilmeniz için illaki sportmen olmanız gerekmez. Biraz genel kültürünüz varsa, Can Bartu'nun aynı zamanda çok iyi bir basketbolcu olduğunu, en azından basketbol oynadığını bilirsiniz. Bizimkiler sanki önemli bir değerlendirme yapıyormuşcasına, "Boyu da fazla uzun değil, olsa olsa atlet ve masa tenisçidir" yorumunda bulunup paraları 200'er 200'er bu branşlara bastılar ve sonuç tabii ki güm, elde var sıfır. İtalya'da kişiliği ve süper futboluyla Sinyor adını alan Can Bartu izlediyse eminim kahrolmuştur. Nereye varacağım: Biz de kabahatliyiz, gençlere genel kültürün önemiyle, "Tarihten Bir Yaprak" çevirmeyi öğretememişiz anlaşılan.
hayattan
Bu camcıda doğa üstü güç mü var?
Karşıyaka'da camcılık yapan Asım Demirci, bir yıl önce gördüğü rüyadan sonra vücudunda aşırı derecede enerji olduğunu, bu enerjiyi de elleri ve bakışları ile insanlara yayabildiğini iddia ediyor.
48 yaşındaki Asım Demirci, enerji yüklediği insanların üç kat daha güçlü ve dayanıklı olduğunu ileri sürüyor.
Rüyasında, Hz. İsa ve Hz. Meryem'i gördükten sonra kendisinde bir farklılık hisseden Demirci, şunları söylüyor:
"Koltuğa otururken, yatarken vücudumdan bir enerji çıktığını, uyuyamadığımı ve çok dinamik olduğumu anladım. İlk başta bir anlam veremediğim için internetten araştırma yaptım. Bendeki enerjinin bioenerjinin değişik bir türü olduğunu belirledim. Bir arkadaşım denge ve güç veren hologram yüklü bileklikle deneme yaptı. Ayakta dururken, beni yıkmaya çalıştı. Yıkamayınca bende aşırı bir güç olduğunu fark ettim. Ellerimle dokunduğum arkadaşıma da güç ilettiğimi gördüm. Arkadaşımı yıkamadılar. O an anladım ki, ellerim ve gözlerimle bir başkasına enerji yüklüyorum. İnsanların beyninde kullanılmayan yüzde 40'lık bölümün hareketlenmesini sağlıyorum. Gözlerimle ve ellerimle hücrelerin ortaya çıkmasını ve canlanmasını tetikliyorum. Enerjiyi alan kişi, yolda yürürken daha dik ve dengeli oluyor. Yorgunluktan ayakta duramayan arkadaşlarıma uyguluyorum. Dirençleri arttığı için bana dua ediyorlar."
Kıssadan hisse
Dört şey geri gelmez
1- Atılan ok
2- Kaçırılan fırsat
3- Söylenen söz
4- Geçen zaman
bir öğüt
Tarlan varsa içinde ol
Teknen varsa kıçında olsun
Eşin varsa yanında ol
İşin varsa başında ol
Sarraf niçin bağırmaz
Siz hiçbir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz. Domatesci, biberci bağırır, kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikaci bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir. Popcular, rockçılar boğazlarını patlatana kadar bağırıp duruyor. Ama Dede Efendi'yi okuyanlar bağırmıyor. İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur. (Necip Fazıl Kısakürek)
Teşekkürler, Mehmet Özdoğru.
küpe
Erişmek istedikleri bir hedefi olmayanlar, çalışmaktan da zevk almazlar.
Emile Raux
fıkra
Sadakat...
İki kadın konuşurken, laf sadakate gelip dayanmıştı.
"Bak Fadime istersen benden duymuş olma ama, Temel'i birkaç kez başka kadınların peşinde gördüm."
Fadime büyük bir umursamazlık içinde:
"Eeee... Ne olacak gördüysen?"
"Peki bunlar seni ilgilendirmez mi?"
"İlcilendurur, ilcilendurur da. Penim Temel sadık köpek cibudur... Et kokusunu aldı mı peşinden koşar da sonunda celup evde yemeğini yer."