Kliniklerde, yemekhanede ve lojmanda birlikte geçen bir ömür..
Zamanı geldi, her biri Tatvan'a, Aydın'a, Aliağa'ya, Merzifon'a dağıldı. Birbirlerine hasret kaldılar.. Günü geldi, her biri evlenip yuva kurdu, çoluk çocuğa karıştı.
Şimdiyse her biri olgunluk çağında.. Her biri genç kız ve delikanlı annesi.. Ve her biri emekli..
Eşleriyle ve çocuklarıyla mutlu birer yaşam sürüyorlar..
Emeklilik sonrası her biri farklı şehirlere yerleşti.. Şimdi emekliliklerinin sefasını sürüyorlar.. Dikili'de, Aydın'da, Bursa'da, Karşıyaka'da, Balçova'da, Didim'de..
Adile hemşire dedi ki bir gün: "Bundan böyle yılda bir toplanacağız. Eski günlerdeki gibi.. Ama eşler ve çocuklarla da birlikte!"
Oylandı. Evet denildi. Mümkün mü Adile hemşireye itiraz...
Derken cümbür cemaat Didim'de toplandılar bir gün.. Dolu dolu iki gün yaşadılar.. Hasret giderdiler.. İkinci buluşma Aydın'da Türkan hemşirede gerçekleşti. Bir yılın hasretini giderdiler, yediler içtiler..Geçtiğimiz günlerde altı hemşire ve eşleri Bursa'da bir araya geldiler. Adile hemşirede.. Adile hemşirenin eşi de sağlıkçıydı. Yunanistanlı (Gümülcineli) jinekolog doktor Hüseyin Mollaosmanoğlu..
Bursa'daki günler hasret gidermenin de ötesinde bir kültür gezisi oldu. Bursa kazan, onlar kepçe! Nilüfer, Çekirge, Emir Sultan Camisi ve Türbesi, Yeşil Türbe, Osmangazi ve Orhangazi Türbeleri, Ulu Cami, Zeki Müren Mezarı ziyareti, panoramik tur türünden Bursa gezisini iki günde bitirmek ne mümkün...
Üçüncü günü tamamen Uludağ'a ayırdılar. Köknar, ladin, kestane ağaçları arasında süren teleferik yolculuğuna bayıldılar. Bursa'nın 2000 metreyi geçen yükseklerinde Arap turistlerle karşılaştılar. Öğrendiler ki turistlerin yüzde 90'ı Arap.. Onlarla kaynaştılar, fotoğraf çekildiler..
Her biri, çocuklar gibi şendi! Bursa'da Ahmet Hamdi Tanpınar'ı anımsadılar.. Beş Şehir'i..
Bursa harikulade, dostluk harikulade idi..
Kendilerini uğurlayan Hüseyin Mollaosmanoğlu'nun sözlerini ise hiç unutacağa benzemiyorlar:
"İlla sıra demeyin!İstediğiniz zaman çıkıp gelin ! Biz hep burdayız !"
hayattan
Konyalılar buluştu!
İzmir'in sivil toplum kuruluşları arasında sosyal gücü ve hizmetleriyle öne çıkan Konya Hasanşeyhliler Derneği'nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği bahar şenliğinin 12'ncisi Buca Cennet Vadisi'nde yapıldı.
Mevsim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle ertelenen şenliğe, sınavların ve düğünlerin yoğunluğuna rağmen İzmir'in çeşitli semtlerinden bini aşkın Hasanşeyhli ve Konyalı vatandaşımız, sivil toplum yöneticileri, bazı siyasiler ve etkinlik içinde canlı bir performans sergileyen ressam Şerife Türker katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile açılışı yapılan şenlik canlı müzik eşliğinde oynanan yöresel kaşık oyunları, halat çekme ve sandalye oyunu, helva ağası gibi benzer etkinlikler ile devam etti. Coşku içinde geçen etkinlikte katılımcılar huzurlu bir piknik keyfini yaşarken, uzun zamandır görüşmeyen Konyalılar birbirleriyle hasret giderme fırsatı buldular.
küpe
Tutku, insanın kendine güvenmesinden doğar.
George Sand
günün fıkrası
O yaşta
Troleybüste ihtiyar bir hanım, kendisine yer vermeyen bir küçük kıza hiddetle söylenmeye başladı:
"Ah bu zamane çocukları!... Biz sizin yaşınızdayken, bu yaşta bir çocuk ihtiyar bir kadını troleybüste ayakta bırakır mıydı?
"Hanım nine yalan söyleme!"
"Aaaa! Neden yalan söyleyeyim? Çılgının zoruna bak!"
"Siz benim yaşımdayken, troleybüs yoktu ki..."
laflama
* Ne demiş Nazım Hikmet? "Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da..." Ama gözüm, Mahir olsan, gemini yüzdürsen daha güzel olmaz mı hani?
* Benim bu yaşamdan aldığım tek KISSA. Ömür dediğin şey çok KISA!
* Vasat insanların olduğu bir toplumda neyi hasat edeceksiniz abilerim-ablalarım?
* Yunus Emre bugünleri görseydi "Mal da yalan, mülk de yalan. Var sen biraz bilgisayarın başında oyalan" derdi kuşkusuz!
İbrahim Ormancı'dan
