Erdoğan’a ulusça bir teşekkür borcumuz var

Gündem, yine demokrasimize saldırı ve sonrasında yaşananlar, yorumlar ve alınan tedbirler, ortaya çıkan gerçekler.
Herkesin ittifak ettiği gerçek de şu: Bu hain saldırıyı milletçe ucuz atlattık sayılır.
Erkut Şenbaş, Ege ve İzmir kökenli bir siyaset adamı.
Şenbaş, 27 Mayıs darbesini Demokrat Parti Gençlik Kolları Başkanı iken, genç bir siyasetçi olarak yaşadı.
Daha sonraları İzmir milletvekili olarak uzun yıllar parlamentoda görev yaptı.
O şimdi, AK Parti saflarında yeniden demokrası mücadelesi veriyor.
Tabii, bir hizmet adamı olarak...
Deneyimli bir siyasetçiye son darbeyi sorduk.
Cevabı kısa oldu:
"Önce, bu milletin demokrasiye inanmış fertlerine yürekten bir geçmiş olsun... Tanrı, Türk ulusunu daha başka badirelerden korusun. Ama bir şeyi unutmayalım. bu saldırı karşısında dimdik duran, bütün oyunları azmi ve kararlılığıyla bozan Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'a bu ülkenin yürekten bir teşekkür borcu var. Uzun syılacak siyaset hayatım içinde 7 darbe gördüm. Bu darbeler karşısında birçok devlet ve hümüket adamımız mücadale verdi ama Tayyip Erdoğan'daki kararlılığı ve dik duruşu hiç birinde görmedim."
İzmir eski Milletvekili Erkut Şenbaş, bu görüşleri açıklarken, 'darbe deneyimli bir eski siyasetçi olarak' vurgusu yaptı ve şöyle noktaladı:
"Şu olağanüstü hal dönemlerini de, yüzümüzün akı ile tamamlayalım, sonra yine özgürlükçü demokrasi içinde kalkınma yollarına düşelim."
Çeşme sahillerinde Yunan balıkçıların yağması
Tarih 19 Temmuz 2016 Salı...
Güneşin veda ışıkları, Çeşme Limanı ve sahillerine düşmek üzereydi.
Pırıl pırıl bir Çeşme akşamıydı bu...
İzmir'in popüler işadamlarından Sadri İşçimenler, Çeşme Limanı'ndaki restoranlarından birinde çoğunluğu Çeşmeli balıkçılar olan konuklarını ağırlıyordu.
Masadaki Çeşmeli balıkçıların başında Ahmet Poyraz, Uğur Kökten, Ahmet Uz, Mustafa Taşkıran (Şandra) var.
Masanın ağırlıklı konusu, sahillerimizdeki Yunun ve Arap balıkçıların gerçekleştirdikleri kaçak avlanmalardı.
Tesadüfe bakın ki, kaçak balık avcılığının tartışıldığı masanın 100-150 metre ötesinde, Çeşme Limanı'nın girişinde bir Yunan teknesi yerleşmiş, bu teknenin üzerindeki kaçakçılar denize ağ atmaya başlamışlardı.
Hava yavaş yavaş kararıyordu.
Ve bu ilginç tablo sahillerimizden kolaylıkla izleniyordu.
Teknedekiler izlendiklerinin sanırım ki, farkında değillerdi.
Olsa da ne yazardı.
Cevap:
"Hiiiçççç"
Masadaki balıkçılar sık sık karşılaştıkları bu tablolar karşısında çaresizdi.
Sahillerimizi korumakla görevliler ise tam bir vurdumduymazlık içinde...
Motosikletli sahil muhafazacılar yolları arşınlıyor ama denize bakmıyordu.
Bir tekne daha geldi ve Çeşme Limanı ağzındaki "Yunanlıların bu sahil yağması" gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürüp gitti.
Masadaki Çeşmeli balıkçılardan Ahmet Poyraz bu tabloyu yorumlarken, şöyle diyordu:
"Bu tabloyu sahillerimizde sık sık görüyoruz.
Sahillerimizi korumakla görevlileri işbaşına çağırıyoruz.
Bu asalakların, bu yağmacıların yolu kesilirse Çeşme ve İzmirliler çok ucuz ve çok çeşit balığa kavuşur."
Az bilirmiş!
Tom, bir iş nedeniyle Paris'e gitmişti. Fransızca bilmediği için gece avare evare dolaşıyordu.
Bu sırada kaldırımı arşınlayan güzel bir kız gördü.
Yanına gidip, "İngilizce bilir misiniz?" diye sordu.
Kız, "Evet... Ama pek az..." diye cevap verdi.
"Genç adam:
"Az mı?
Ne kadar?..." "Elli dolar kadar..."