• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Sanat Güneşi 21 yıldır doğmuyor ERKİN USMAN

Sanat Güneşi 21 yıldır doğmuyor

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.03.2017, 00:00

Yıllar su gibi akıp gidiyor. Türk musikisinin Sanat Güneşi Zeki Müren'in İzmir TRT Salonu'nda konser verirken ebediyete göçmesinin üzerinden 21 yıl geçmiş. Türk Eğitim Vakfı Bursa Şubesi açıkladı. Onun bağışladıklarıyla şimdiye dek 3100 öğrenci burs alıp hayatını kazanma şansı yakalamış, ne mutlu. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve şehitlere yardımları da ayrı. Zeki Müren bir Bodrum ve İzmir aşığıydı. O nedenle onu saygıyla anarken özelliklerini de herkes bir kez daha öğrensin istedim.

MÜZİĞE İLK ADIMLAR

Zeki Müren, Bursa'da tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usul dersleriyle musiki öğrenmeye başladı. 1949'da, Boğaziçi Lisesi'nde okurken sinema yönetmeni ve yazar Arşavir Alyanak'ın babası Agopos Efendi ile bir başka hocası Udi Krikor'dan aldığı derslerle de eğitimini sürdürdü. Daha sonra fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuvarı olan Şerif İçli'den çeşitli eserler meşk etti; Refik Fersan'dan, Sadi Işılay'dan, Kadri Şençalar'dan faydalandı.

185 KİŞİYİ ELEDİ

1950 yılında henüz üniversite öğrencisiyken TRT İstanbul Radyosu'nun açtığı ve 186 adayın katıldığı solist sınavını birincilikle kazandı. Aslında başvurduğunda diğer adaylar ona hiç şans tanımıyordu, "Öyle torpilliler, arkası olanlar var ki boşuna giriyorsun" diyorlardı.
Ancak sınav sonuçlarını öğrenmeye gittiğinde İstanbul Radyosu Müdürü Mesut Cemil, "Tebrik ederim evladım, sadece sen kazandın" dedi. O sırada Mesut Cemil'in telefonu çaldı, ahizenin öteki ucunda Türk musikisinin ünlü hanım solisti Perihan Altındağ vardı.
Ve her cuma günü saat 19.15'te yayınlanan ve büyük ilgi gören Haftanın Konseri programına çok hasta olduğu için gelemeyeceğini söylüyordu. Zaman çok azalmıştı ve yeni bir solist bulmak çok zordu. Mesut Cemil, Zeki'ye dönerek, "Takım elbiselerini giy, saat 18.30'da radyoya gel, seni bir deneme çekimine alacağız.
Beş saz sanatçısı da sana eşlik edecek" dedi. Ocak 1951'de, İstanbul Radyosu'nda canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi ve performansı çok beğenildi. Konserde kendisine eşlik eden saz ekibi Hakkı Derman, Serif İçli, Şükrü Tunar, Refik Fersan ve Necdet Gezen'den oluşuyordu.

HAMİYET, "ALLAH SENİ BİZE BAĞIŞLASIN"

Türkiye'de yankı uyandıran radyo konserinden sonra ünlü sanatçı Hamiyet Yüceses, stüdyoyu arayarak kendisini tebrik etti, "Böyle ses dinlemedim. Allah seni bize bağışlasın" dedi.
Aynı hafta klarnet sanatçısı Şükrü Tunar, Müren'i Yeşilköy'deki kendisine ait plak fabrikasına götürerek yine kendi eseri olan "Muhabbet Kuşu" şarkısını plağa doldurttu. Bu plak sayesinde Müren tüm Anadolu'da tanındı.
Zeki Müren, bu başarılı ilk konserden ve plak çalışmasından sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak eserler seslendirmeye başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı programlardı. Müren, bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. İlk sahne konserini 26 Mayıs 1955'te verdi. Genellikle kendi dizayn ettiği sahne kıyafetlerini giyiyordu.
Saz heyetine tek tip kıyafet giydirmek ve T podyum kullanmak gibi çeşitli yenilikler getirdi. Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 yıl Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahne aldı. 1976'da Londra'daki Royal Albert Hall'da konser vererek bu mekanda sahne alan ilk Türk sanatçı oldu.
Zeki Müren, 600'ü aşkın plak ve kaset doldurdu. Müren 1955'te "Manolyam" adlı şarkısıyla Türkiye'de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü'nü kazandı. 1991 yılında Devlet Sanatçısı seçildi.
300 dolayında şarkı besteledi.
17 yaşındayken "Zehretme hayatı bana cananım" mısrasıyla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. "Şimdi Uzaklardasın" (suzinak), "Manolyam" (kürdilihicazkar), "Bir Demet Yasemen", "Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin" (nihavend) güfteli, "Elbet Bir Gün Buluşacağız" gibi şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır. Biz her yıl onu rahmetle anacağız. Ama herkes de kabul ediyor ki Türk musikisine Zeki Müren gibisi bir daha gelmez.

SİZ NE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ?

Ev sahibi gelen misafirler arasında bir kadından devamlı şarkı söylemesini rica ettiği halde kadın bir türlü kabul etmiyordu. Sonunda ev sahibi de vazgeçti ve yanında duran Karşıyaka'nın ünlü bekarı Secder Akıncı'ya dönerek:
"Sesi güzel olduğu halde, şarkı söylemek istemeyen bu hanım için ne düşünürsünüz?" diye sordu.
Secder Akıncı da şarkı söylemek istemeyen kadına gülümseyerek baktı ve ev sahibi Tanju Bey'e:
"Vallahi, sesi güzel olmadığı halde, ille de şarkı söylemek isteyen kadından bin kat iyi..." dedi.

İLKAY BU!..


(POTA'nın eğitimcisi Recai Şeyhoğlu'nun günlüğünden...) Zihnisel engelli öğrencileri okuttuğum yıllar...
Her ders, her teneffüs "Sen beni seviyon de mi örtmenim" diyen İlkay isimli bir öğrencim var.
Sevimli mi sevimli.
Bir gözü yeşil, diğeri kahverengi.
Kendini iyi koruyamadığından sık sık hasta oluyor.
Teneffüste bahçeye çıkamıyor.
Hemen yaklaşıyor:
"Sen beni seviiyon de mi örtmenim!.." İkinci sözü de: "Sen mutlu musun?" Düşünün artık...
Günde en az onbeş, yirmi kez:
"Seni seviyorum..." ve "Mutluyum" diyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA