“İnsanlar bizi örnek alın!”

Yukarıdaki fotoğrafı görünce artık birbirlerine tahammülü kalmayan insanlar aklıma geldi. Gazetelerde, televizyonlarda "Kendisine yol vermeyeni kurşunladı", "Kapıyı sert çarpan komşusunu öldürdü" gibi incir çekirdeğini doldurmayan bir sürü haberlerle dolu. Gazeteci ve çevre yazarı kardeşim Ahmet Aydın Akansu'nun "Çevre-Yaşam" sergisinde gördüğüm iki sokak köpeğinin baş başa verip uyuyan fotoğrafları "İnsanlar bizi örnek alın" der gibiydi. Bayram öncesinde bu fotoğrafın çok anlamlı olacağını düşündüm.
Bayrama 3 gün kaldı. Sevgi her kapıyı açar. Birbirimize daha hoşgörülü olabiliriz. Şimdi küskünlüklerin sona erdirilme ve büyüklerin gönüllerini alma zamanı.
PAZARYERİ MANZARALARI
Yakın günlerin birinde, yolum Sakız'da pazaryerine düşmüştü.
Sakız burnumuzun dibinde bir Yunan adası...
Kenarda, köşede durup alıcı-satıcı ilişkisini izledim.
Kavga gürültü patırtı yoktu. Tartışma da...
Tezgahlara yaklaşıp baktım; elmaya, domatese, börülceye, bibere, türlü türlü sebzeye.
Bir tek çürük, ezik ne sebze, ne meyveye rastladım.
Dolayısı ile seçmeye de gerek kalmıyor.
Bizde kadınlar haklı olarak meyveyi de, sebzeyi de seçiyor.
Hiç unutmuyorum.
Kadının biri Yeşilyurt Pazarı'nda domatesi seçerken, azarı da yemişti. Satıcı homurdandı:
"Mübarek kadın, sanki doktor" diye...
Bir başka hanımefendi de, biraz ileride balığa fazla bakmıştı anlaşılan. Oradaki manav da homurdandı:
"Ablamız da göz doktoru maşallah..." Fasulyeyi seçmeye çalışan bir kadına da, dağdan inmişe benzer bir satıcı bağırmış, eline vurmaya çalışmıştı.
Çünkü...
Her defasında en taze, en diri olanlar hep önde, diğerleri de satıcının hemen dibinde duruyor.
Tüketici göz göre göre aldatılıyor yani...
Ve, her pazar yerinde aynı numara...
Bereket versin ki, salatalık alırken seçim serbest.
Çünkü, Cumaovası'ndan öyle çok salatalık geliyor ki İzmir'e...
Hem de çıtır çıtır!...
Domatesi, kerevizi, biberi, fasulyeyi seçmeye kalk da görelim.
Çünkü bu meyve ve sebzelerin dirileri önde, çürük çarıkları da arkada.
Mecburen çürükleri alacaksın.
Eve gelince de aldığının beşte birini, dörtte birini atmak zorunda kalacaksın.
Dünyanın hiçbir yerinde, şu burnumuzun dibindeki Sakız'da, hatta Midilli'de bile göremezsiniz bu kurnazlığı.
Belediye ne yapsın?
SİGARA VE TEMEL
Temel ile bir adam parkta oturuyormuş. Temel de sigara içiyormuş...
Adam dumandan rahatsız olmuş.
Dönüp Temel'e sormuş "Kaç yıldır sigara içiyorsun?" Temel cevap vermiş:
30 yıl..
Adam başlamış nasihata:
"Bak 30 yılda sigaraya verdiğin parayı biriktirseydin, karşıdaki lüks villa ve önünde duran son model araba senin olurdu." Temel dönüp sormuş:
"Sen sigara içiyor musun?" Adam cevaplamış:
"Ben hiç sigara içmedim" Temel tekrar sormuş:
"Peçi şu villa ve lüks araba senin mi?" "Hayır" Temel eklemiş:
"Fazla konuşma o zaman.
Onlar penum..."