Gönül kuşu hep yanlış yerlerde gezer

Eğer hep yanlış kişilere çekildiğini düşünüyorsan bu, aslında ilişki denen şeyden elde edeceğin karın keyfine göre olmasını beklemendendir.
Yanlış yoktur zaten...Yaşadığın her şey deneyimdir ve her deneyim senin pişirmek için vardır.
Eğer yanlış kavramına takılmakta kararlıysan söyleyeyim; evet yanlış. Çünkü gönül kuşu hep yanlış yerlerde gezer.
Aman efendim ne yaramaz kuşmuş şu gönül kuşu! Aslında gönül kuşu senden benden daha akıllıdır da haberin yoktur.
Neden mi? Sen sadece şu anı bilir ve yaşarsın, oysa gönül denen kuşun kanat açıklığı bütün zamanları kapsar.
Gönül, alaycı, eğlenmeyi seven serseri bir kuş kılığında gezse de aslında bin yaşında bir bilgedir o. Seni ve potansiyelini en iyi tanıyandır. Hayatını kazanacağın bilgileri okul öğretmenlerin anlatsa da hayatını yaşamana yardım edecek bilgileri o öğretir.
Gönül kuşu denen bilge öğretmen, gerçekten kim olduğunu aşk denen en güzel ambalaja sarıp getirir.

Şimdi anladın mı gönül kuşu neden yanlış yerlere konar? Halk deyimiyle "Gönül bu. Aka da konar...." diye başlayan deyimin sebebi de budur. Sana benzeyen, senin gibi düşünen birinden yeni ne öğrenebilirsin ki? Senin aşk diye gördüğün şey kişisel evrimindir.
O, sana insan suretinde görünmüş bir hayat dersidir.
Bütünlemeye kalmadıysan, sınıfı geçersin ve sevgili sandığın gider.
Haa, kişi hayatından çıkmadı mı? O zaman şöyle diyelim.
O kişinin hayatında bir misyonu olduğu sürece heyecan vardır. Misyon sona erdiğinde heyecan da geçer. Sen bunu gerçek bir hayat yoldaşlığına dönüştürebilirsen ne ala! Yoksa kuşun gider yepyeni bir dala konar ve düşmeyi bekler. Ah bu geveze gönül kuşu ah!

Kent kitaplığı

Yakup Tosun...
Taze bir yazar, kıdemli bir kitap dostu o. "O'na" isimli kitabı 5 Şubat yayınları'ndan çıktı.
Ancak Yakup'un sadık kitlesi, daha çok kurduğu gönül bağlarından geliyor.
Kitap aracılığıyla kurduğu bağlardan...
Yine bir Ramazan ayında facebookta kurduğu kitap grubundaki kitap dostlarıyla çıkmış bu fikir ortaya... "Bir şeyler yapmak gerek, madem okuyoruz insanların da okumasını sağlamalı" demişler ve sıvamışlar kolları.
Park Kitaplığı için gerekli izinler alındıktan sonra sosyal medyadan kitap kampanyaları, destek mesajları ile sürekli bir çalışma yapmış ve Adıyaman'a Türkiye'nin farklı bölgelerinden hiç tanımadığı insanlardan oluk oluk kitap akmış.
Kitaplar özgürlüğe acılan kapı olduğu için, 24 saat açık Park Kitaplığı'nı anahtarsız yapmışlar.
- Bu arada insanlara doğru kullanıldığı taktirde sosyal medyadan ortaya çıkacak güzellikleri göstermek..
- Parkların sadece oturma eğlenme yeri değil kitap okuma yerleri olduğunu anlatmak gibi amaçları da varmış.
Kitaplık oturunca onu Adıyaman Belediyesi himayesine bırakan Yakup'un önümüzdeki eğitim yılında hazır bir "okullar arası kitap kardeşliği" projesi de varmış.
Ülkemiz, kafa boşaltmak için kitap okuyanların ülkesi. Ne zaman ki kafayı doldurmak için kitap okumaya başlayacağız, o zaman Yakup gibi yalnız kahramanlara ihtiyacımız kalmayacak. O vakte kadar, iyi ki varsın Yakup!