Hakan Urgancı

Yeni başlayanlar için Zürih

Normal şartlarda seyahat listemin ilk sıralarında bulunmayacak, turistik olmayan bir ülke, İsviçre.
Bankacılıkla, kayakla bir işiniz yoksa pek aklınıza gelmez. Benim de gelmedi. Bir dostumun iş seyahati dolayısıyla ona eşlik etmem teklifi üzerine doğaçlama gelişti, kendimi bir anda Zürih'te buluverdim.
Havaalanı içinde metro ile terminal değiştirerek çıkışa yönelmiş olmamız, size terminalin büyüklüğü hakkında bir fikir verebilir. Pasaport bölümünün en aksi kadını bana denk geldi. Vizesiz seyahat ettiğim halde ahret sualleri sordu, ayrıca yeşil pasaportu devletin bana niye verdiğini de merak etti.
Üç günlük kısa seyahat süresince beni davet eden arkadaşım çalıştığı için onunla sadece akşam yemeklerinde buluştuk. Bu sayede ben tüm gün 'kafa nereye ben oraya' modunda gezebildim. Böylece özgür ve plansız şekilde sokakları arşınlamanın ne kadar güzel olduğunu bir kez daha keşfettim.
Kaldığımız otel şehir merkezinin üç beş durak gerisinde ama yine de merkezi bir konumdaydı. Hemen her işinizi tramvayla halledebiliyordunuz.
(Kaldı ki en kısa taksi ücretinin bile bizim parayla yüz lira civarında olduğunu düşünürsek...)
OTURMUŞ SİSTEM
* Zürih, bir raylı sistem ve bisiklet şehri. Aynı anda pek çok tramvay hareket halinde. İnanılmaz güzel çalışan bir sistem var. İzmir'de -sonradan yapıldığı ve şehri bölüp daralttığı için- hoşlanamadığım tramvayı burada pek sevdim. Eski ve oturmuş bir sistemi var. Şehir zaten ona göre dizayn edilmiş. Bolca pahalı otomobile (her yer Tesla kaynıyor) ve onlarca toplu taşım unsuruna rağmen herkes birbirine yol veriyor, trafik aksamıyor, korna sesi duyulmuyor.
EV ALMAK ÇOK ZOR
* Zürihli, tipik Avrupalı gibi soğuk tabiatlı değil. Evet, bizim kadar sıcak ve girişken olduğu da söylenemez ama o kadarını da beklemiyoruz herhalde...
Eğer diyaloğu siz başlatıyorsanız son derece sıcak ve esprililer.
* Şehrin merkezi son derece eski ve estetik binalardan oluşuyor.
Asgari ücretin 3000 frank (2500 euro civarında) olduğu ülkede buna rağmen pek az kişinin evi var.
Büyük çoğunluk kirada oturuyor.
Merkezdeki evlerin ekserisi banka ve şirketlere aitmiş. Burada 70 metrekarelik bir evi satın almak için bizim parayla 12 milyon lira harcamanız gerekirmiş ki sanırım bu da durumu açıklıyor. (Bir daha ev fiyatlarından şikayet etmeyeceğim.) * İsviçre dünyanın en pahalı ülkelerinden biri. Bu yüzden yazımda sık sık beni çarpım yaparken bulacaksınız.
Gezimiz devam edecek. Ne zaman? Haftaya...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.