Hakan Urgancı

İlişkide mahşerin üç atlısı

Eski adetler, yeni yeni isimler...
Neymiş?
Mahşerin üç atlısı:
Lovebombing-gaslighting-ghosting Ellli yaş üstü için açıklamaya çalışalım:
Lovebombing, yani ilişki başındaki ilgi yağmuru...
Sabah akşam mesajlar, kapınıza gelen çiçekler, özel sürprizler...
Bunlar size ulaşana kadar. Ne oldu?
Bu tür olağanüstüsü hareketlerin sonsuza kadar süreceğini düşünmüyordunuz, değil mi?
Aşk bombardımanı, ancak size ulaşmaya çalışan kişi hormon bombardımanı altında olduğu sürece devam eder. Şaşırma!
Sonra size ulaşınca bu kez gaslighting başlayabilir. Bu dönemde sizi ince ince aşağılayıp yetersiz hissettirecektir.
Bunu büyük olasılıkla kendi değersizlik duygusundan ötürü yapacaktır.
Eğer onun kadar değersiz biri sizi elde edebilmişse aslında yanılmıştır, değil mi? Demek ki siz de o kadar değerli biri değilsiniz. Tepkilerinize bakarak bu teorisini test edecektir.
Ve tezini kanıtlarsa son aşama gelir, sizi bir hayalet gibi görmezden gelir.
Aşırı büyük hareketlerle başlayan ilişkiler bunu dengeleyecek derecede sizi küçülterek bitebilir.
Bu yüzden aşırı ilgiye şüpheyle yaklaşın.
Benim önerim, dengeli tavırlardır.
Hizmette şaşaaa değil süreklilik arayın.
İlk gün yaptığını son gün de yapan sevgili, en iyisidir. Bana güvenin.
Lovebombing de neymiş la?

MATEMATİK BİLEN EVLİLİGİ YÜRÜTÜR
Problem çözme yeteneği olanın evliliği yürütme becerisinin de olacağı İngiltere'de yapılmış bir araştırma ile kanıtlanmış. Biz de bunu dört işlemle formüle edebiliriz: Dertleri çıkarın. Sorunları bölün. Sevinçleri toplayın. Aranızı bozmaya çalışanlara da elinizin tersiyle bir güzel çarpın. Her ilişki bir ev gibidir. Mutlaka baktığı bir güzel manzara varsa bir de kötü manzara vardır. O çöplüğe bakan balkonu evin içinden söküp atamayacağınıza göre ağaca, çimene, denize bakan balkona gidip orada oturun. Geçinmeye niyeti olanlar, evin iyi manzarasına odaklanırlar. Hem evden taşınmayayım hem de kötü manzaradan yakınayım olmaz.

IYİ HİSSETMEK MECBURİ Mİ?
Sosyal medya, 24 saat fragman izleten bir sinema gibi ve nadiren bir film, fragmanından güzel olabilir... Bir yazarın tanımıyla evimizde oturup başkalarının mutlu hayatlarını işaret parmağımızla sola kaydırdığımız bir yer burası... Sosyal medya bildirimleri bazen cehennemden bildirim olabiliyor çünkü başkalarının bizden mutlu, bizden başarılı, bizden aşık olduğuna dair kanıtlarla dolu ama... Ama işte hiçbiri filmin kendisi değil. En güzel sahnelerden kurgulanmış hayat fragmanları bunlar... Modern hayat bize sürekli mutlu ver başarılı olmamız gerektiğini söylüyor. İyi hissetmemiz gerektiğini söylüyor. Bu adeta bir zorunluluk gibi... Oysa insan sürekli iyi hissedemez, hissetmemeli de zaten. Acı büyütür insanı. Psikolog Meryem Erdem'in sorusuyla noktalayalım: "İyi hissetmek mi önemli bu hayatta, yoksa 'iyice hissetmek' mi?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.