Hüseyin Kocabıyık

Sıradan insanlar uyanık olmalı

Sıradan insan benim için en değerli insandır ve bu ülkede milyonlarca vardır. Onlar namusludur; helal rızk peşinde koşar, devletine vergisini hakkıyla verir, askere gider, gerekirse ülkesi için ölür. Bu ülkede iktidarları o belirler ama gücünün yeterince farkında değildir. Daha doğrusu, memleketin üzerine oturmuş bürokratik-askeri vesayet, sıradan vatandaşın seçme gücünden hep kuşkulandığı ve tehlike gördüğü için o gücün keyfini sürmesine izin vermez. Sıradan vatandaşın sandıktan güçlü bir şekilde çıkardığı hükümetler halkın yararına çalışmaya başlayınca, seçim beklenmeden tez elden darbeyle veya yargı eliyle tasfiye edilmeye çalışılır. Menderes-DP, Demirel-AP, bir bakıma ANAP-Özal, Refah Yol-Erbakan-Çiller hep gayrimeşru yollarla, sıradan insanların seçme hakları gasp edilerek tasfiye edilmişlerdir. Bu zalim düzen bir tek Tayip Erdoğan-AK Parti'ye diş geçirememiştir ki, zaten kırılma da buradan başlamıştır. Aylardır AK Parti'yi yıkmak için nasıl korkunç tezgahlar kurduklarını hayretle izliyoruz. Bu tezgahları kuranların sadece bir kısmı şimdi Silivri'de tavşan gibi yatıyorlar.
***
Sözü yine kendi halinde sıradan insanlara getiriyorum. Bu darbeci, demokrasi düşmanı lobi hala o kadar güçlü ki, gazete ve televizyonlardan temiz vicdanlı sıradan insanların kafasını karıştırmak için durmadan kelime cambazlıkları yapıyorlar. Ama Danıştay saldırısı ve sonrasında ortaya çıkan gerçekler bu köşe zibidilerinin (ki bazıları da maalesef Yeni Asır kökenli), ne derece ahlak yoksunu adamlar olduğunu ortaya çıkardı. O nedenle, sıradan, kendi halinde, memleketini seven insanların, "Bu Danıştay saldırısı nedir?", dönüp dönüp yeniden okumaları, üzerinde düşünmeleri gerekir. Danıştay saldırısını anlamadan, gücün asıl kaynağı olan sıradan insanlar, 'bu ülke nasıl bir ülke' anlayamazlar. Sağlıklı ve memleket yararına oy vermenin ve doğru seçim yapmanın da bana göre birinci şartı, Danıştay saldırısını anlamaktır. Danıştay saldırısını anlamak, Menderes'in niçin katledildiğini anlamaktır, tarihi ve bugünü anlamaktır. Bunu anladığı gün, o kendi halinde sıradan insanlar bu memleketin en büyük gücü olacaklardır.
***
Aslında memleketin en güçlü insanlarına, sıradan, kendi halinde vatandaşlarımıza kolaylık olsun diye şu Danıştay saldırısını kısaca özetlemek istiyorum. 2006 Mayıs'ının ilk haftası içerisinde Cumhuriyet Gazetesi'ne 3 kez bomba atıldı. Herkes 'dinciler yaptı' bildi. Sonra o gün geldi; 18 Mayıs 2006 tarihinde bir adam Danıştay'a girdi ve toplantı halindeki hakimlerin üzerine tabancasındaki kurşunları boşalttı. Bir yüksek hakim saldırıda hayatını kaybetti. Gariban bir polis katili yakaladı. Katil avukattı. Türkiye ayağa kalktı. Ülkenin Cumhurbaşkanı "Bu saldırı laik Cumhuriyetedir" deyiverdi. Baykal "Ülke elden gidiyor" diye yırttı kendini. Danıştay hakimi Tansel Çölaşan, "Zaten katil ateş ederken tekbir getirmiş" diye açıklama yaptı. Bunun yalan olduğu sonradan ortaya çıktı. Ve Hürriyet Gazetesi'nin 'düşük' eski genel yayın yönetmeni, gazetesinde şöyle bir başlık attı o gün: "Türkiye'nin 11 Eylül'ü". Sonra miting gibi bir cenaze ve cenazede hükümetin bakanlarını dövmeler, sövmeler. Memlekette hava birden değişmişti. Hepimiz "Vay beee... Ülkeyi şeriatçılar ele geçirmiş de haberimiz yokmuş" filan diye düşünmeye başladık. Ama katil sorgulanınca ve ortaya birer birer başka deliller çıkmaya başlayınca, gerçekler de önlenemez bir biçimde kendini gösterdi. Katilin ve eylemin arkasında, şimdi Silivri'ye tıkılmış olan Ergenekon örgütü vardı. Bu hükme Yargıtay varmıştı. Bu saldırıyı AK Parti'nin üstüne yıkmak isteyen ne kadar yazar-çizer-politikacı varsa hepsi ahlaksızca sustular.
***
Aslında turpun büyüğü heybedeymiş. Meğerse Danıştay'ın güvenlik kameralarını kuran OYAK'mış. Saldırı sırasında nedense kameralar bozuluvermiş. Karşıdaki orduevinin kameraları da her gün sağlamken, sadece o gün bozukmuş. Ve sonra 'bingo' dedirten cinsten bir bulguya ulaşıyor mahkeme ve TUBİTAK... Başında bir özel harpçi bulunan OYAK Güvenlik, Danıştay saldırısının öncesinin-sonrasının görüntülerini kayıtlardan silivermiş.
Şimdi bu Danıştay saldırısından hükümet darbesi çıkarmaya çalışan ahlaksız yazar-çizer-politikacı takımı susuyor.
Danıştay saldırısı bu memlekette yaşayan herkesin ahlak sınavıdır.
Bu memleketin temiz, namuslu, sıradan insanları bu yaşananları bir kez daha düşünsün ve Danıştay saldırısının hikayesini temiz vicdanına bir fener gibi assın.
Ki, bizim vicdanlarımız üzerinden bir daha kimse iğrenç tezgahlar kurmaya kalkışmasın!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.