Demek ki neymiş?

CHP'de olup biteni izlemek insana zihin açıklığı kazandırıyor. Bir kere "Baykal kasetleri montaj, Baykal böyle bir şey yapmamıştır" diyenler, sanırım ortadaki manzaraya bakarak kanaatlerini yeniden gözden geçirme imkanı bulacaklardır.
İşte bakın, iş siyasi ikbal kapısına gelip dayanınca Baykal'ın kolundan tutup siyasette var ettiği adamları birer birer onu satıverdiler. Düşünün ki Baykal'ın avukatı Şahin Mengü bile, Baykal'ın masumiyetine inanmıyor ve onun CHP genel başkanı olmasının imkansız olduğunu düşünüyor. Baykal çapında bir politikacının bu duruma düşmesinden gerçekten üzüntü duyan birisi olarak, bunca olaydan ve en son ortaya çıkan bu "toplu Brutüsler" vakasından sonra, "Ne haliniz varsa görün, ben politikadan çekiliyorum" demesini beklerim ondan. Çünkü, Ankara'da iki gündür oynanan oyunun bir hedefi de, öyle sanıyorum ki, Deniz Baykal'ı bir daha başını kaldıramayacağı biçimde gömmek ve yok etmektir. Bu zevki tattırmamalı onlara Baykal.
Kılıçdaroğlu'nun adaylığı
Kılıçdaroğlu olayı benim açımdan iki boyuttan ele alınabilir. Birincisi bu gelişmeyi Kılıçdaroğlu ve genel siyasete etkileri yönüyle objektif bir biçimde analiz etmek, ki bunu yarınki yazımız için düşünüyoruz. İkincisi, Kılıçdaroğlu'yla ilgili kişisel görüşlerim. Uzunca bir süredir izliyorum Kılıçdaroğlu'nu. İlk başta herkesin sempati duyacağı bir insan o. Sakin, mütevazı, güven veren bir çehrenin sahibi.. Fakat siyasetteki eylemleri üzerinden baktığımız zaman da son derece güvenilmez, insana hiç saygısı olmayan bir tip çıkıyor karşınıza.
Önce bir maden keşfetti Kılıçdaroğlu. Bu millet yolsuzlukların üzerine giden politikacıyı seviyor. Nitekim onun parlaması da böyle oldu. Bu işin prim yaptığını görünce bir süre sonra koltuğunun altında dosyalarla televizyon televizyon gezmeye başladı. Yaptığı iş haysiyet cellatlığına dönüşmüştü. İtibarlı insanları eroin kaçakçılığı ile suçlayacak kadar ileri gidiyordu.
Önümüzdeki günlerde bu iddialarını ve sonuçlarını tek tek bu köşede yazacağım, ancak şu kadarını söyleyeyim ki, Kılıçdaroğlu'nun ortaya attığı iddiaların hiçbiri gerçek çıkmadı. Böyle biri şimdi CHP'ye aday ve Baykal gibi bir siyasetçinin koltuğuna oturmaya talip. Kılıçdaroğlu siyaset yapma tarzını CHP genel başkan olması halinde de devam ettirirse, bu durum Türk siyasetinin yozlaşması için gerçek bir yakın tehlikedir.
Lütfen bu haberi tekzip edin Sayın Çiller!
Dünkü Vatan Gazetesi'nde bir haber. "Tansu Çiller politikaya dönüş için ABD'de zemin yokluyor"muş. Haber doğru mu değil mi bilmem, benim tanıdığım Tansu Çiller böyle gülünç ve haysiyetsiz işler yapmaz. Benim tanıdığım Çiller, bir başka devletten değil kendi halkından icazet dilenir, dilenilecekse.
Ama eğer bu haber doğruysa, Çiller artık eski Çiller değil demek ki. Ve bu onur kırıcı haber doğruysa, Çiller gelişme dinamiklerinin hiçbirini doğru okuyamıyor demektir. Artık zamanımızda işler eskiden olduğu gibi yürümüyor. Türkiye eski Türkiye değil. Bakın daha dün İran'da bir olay oldu. Türkiye ağırlığıyla belki dünyayı bir kaostan kurtardı. Siz böyle bir ülkenin vatandaşlarının zihnine "ABD'den icazet alan siyasetçi" olarak yansırsanız, ileride çok üzülürsünüz. İsmi demokrasi mücadelesi ile özdeşleşmiş bir eski başbakanın bu konularda dikkatli olması gerekir. O nedenle bu haberi tekzip edin, hemen!