• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Amasya Üniversitesi Rektörü'nün saldırganlığı

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.10.2010, 00:00
Bazı üçüncü sayfa haberleri üzerinde durur düşünürüm. Haber şöyledir: "Mini etekli kıza jiletle saldıran saldırgan, mahalle esnafı tarafından yakalandı." Veya, "Amcasının kızının yüzüne, saçını açtığı için kezzap atan genç, pişman olmadığını söyledi." Mini etekli kıza jilet atan o sapık ruh vücut kimyamı bozar ve bir an da, "şunu ipte sallandırmak" lazım diye geçiririm içimden.
Onu yakalayan mahalle esnafı da "aslan"dır benim için. İnsan özgürlüğüne, insan haysiyetine, toplum huzuruna yönelik bir saldırganlığa toplumun direnişidir genç kıza saldıran mütecavizin esnaf tarafından derdest edilmesi. Ben o saldırganlığın kökenleriyle ilgilendiğim kadar, mahallelinin vakaya müdahalesi ile de ilgileniyorum. "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" sözündeki mananın idraki ve gerektiğinde eylemselleşmesi bana göre özgür ve uygar bir toplum olma maceramızın iyi bir yöne akması anlamına geliyor.
***
Son günlerde televizyonlarda başörtüsü yüzünden hayatları kaymış genç kızların dramını izliyorum. Bu konuda bizim bildiklerimiz meğerse buzdağının sadece görünen kısmıymış. Ne hikayeler anlatılıyor, insan gerçekten insanlığından utanıyor. 28 Şubat'ın o baskı ve korku ortamı ile medyanın sansürcü anlayışı, başörtülü genç kızların yaşadıkları dramları bizim gözümüzden alabildiğine kaçırmış. Mesela, siz bir grup başörtülü öğrencinin bir otobüse bindirilip, vebalı gibi, şehrin dışına bir boş araziye bırakıldığını duydunuz mu? Öğrenim hakkını kaybeden binlerce kız var bu ülkede. Sadece kendi kişisel hayatlarını inşa etmek ve özgür olmak isteyen genç kızlar bunlar. Başkalarının hayatını etkileyecek hiçbir doktriner-ideolojik çabanın içinde değiller. Nitekim kendi vatanlarında başarılı bir sınavla kazandıkları üniversitelerde okuyamayan yüzlerce genç kız, bazı vakıfların ve bu zulme isyan eden paralı hayırseverlerin burslarıyla yurtdışında üniversite okudular. Ben şimdi herkesin şaşıracağı bir bilgi vereyim: Şu an da Türkiye'nin en çok yabancı dil bilen, en iyi okullarda okuyan genç kızları başörtülü olanlar. Bunun da en birinci sebebi, kendi ülkelerinde karşılaştıkları ayrımcılık.
***
Şimdi gelelim asıl yazı konumuza. Son dönemde ülkemizde çok güzel gelişmeler oluyor. YÖK Başkanı üniversitelerde başörtülü kızların eğitim özgürlüğüne müdahale edilmemesi yönünde bir yazı yazdı. Başta CHP olmak üzere, toplumun önemli kesimi bu girişime doğrudan veya dolaylı destek verdi. Yine üniversitelerimizin hemen hemen tamamı, bu haksızlığın giderilmesi konusunda ellerinden geleni yapıyorlar. Ama bazı üniversitelerde ideolojik bağnazlığın temsilcileri hala görevdeler ve bu toplumsal huzur arayışını zehirlemek gibi korkunç bir saldırganlığı hala rahatça yapabilmekteler.
Amasya Üniversitesi Rektörü bunlardan biri. Bu kişinin akademik hayatı boyunca bilim dünyasında iz bırakmış bir çalışması görünmüyor. Başında bulunduğu üniversite, ulusal veya uluslararası tek bir başarının sahibi değil. Biz bu rektörün ismini ülkesine, bilime ve üniversiteye onur kazandıran tek bir çalışmanın içinde ne duyduk, ne de gördük. Ama aynı rektör başörtüsü konusunda huzur arayışlarını torpilleyen bir saldırganlıkla gündeme geliyor ve biz onu bir saldırgan olarak tanıyoruz. Zihnim elimde olmadan bir irtibat kuruyor: Mini etekli kıza saldıran saldırgan ile okumaktan başka derdi olmayan başörtülü kızın başörtüsüne saldıran özgürlük düşmanı rektör arasında ne fark var? Bana göre hiçbir fark yok!
İkisi de insan haysiyetine, ikisi de kadının özgürlüğüne ve onuruna düşman!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA