Hüseyin Kocabıyık

Yanlışa yanlışla cevap verilmez!

15 Ocak 2011 tarihinde Seyrantepe Stadı'nın açılışında yaşanan olaylar yoğun bir biçimde tartışıldı. Bu tartışmalarda kamuoyunun kanaatleri de netleşti. Orada o gün, Başbakan'a yapılan terbiyesizce bir davranıştı. Buna, kör muhalefet saplantısı olanlar dışında, herkes böyle baktı zaten. Ama olayın bir başka yönü vardı: O gün orada olanlar ne kadar sakil, çirkin ve kabul edilemez olursa olsun, sonuçta demokratik hayat içerisinde tolere edilmesi gereken türden bir eylemdi. Şiddet yoktu, sadece çirkin bir nezaket ayıbı gösterildi orada. Bu davranışa tepki göstermek başta Başbakan olmak üzere bu işten rahatsız olan herkesin hakkı elbette. Nitekim hem Başbakan hem genel kamuoyu hem de kanaat önderleri tepkilerini en keskin cümlelerle ortaya koydular. Ancak demokrasilerde böyle kazalar olabiliyor. Bunu böyle kabul etmek en doğru davranış olacaktır.
***
Ancak, göründüğü kadarıyla o yaşanan olayla ilgili tutumlar böyle belirmiyor. Göstericilerin tespitine yönelik yargı devreye girmiş durumda. Şişli Cumhuriyet savcılığı soruşturma yürütüyormuş. İlk başta söyleyeyim, bu soruşturmayı başlatan savcılık çok yanlış yapıyor. Eğer bunu Başbakan talep etmişse o iki kat daha büyük bir yanlış. Başbakanın bu olayı bir demokrasi kazası olarak görmesi gerekiyor. Bu onun demokrat kimliğinin ve tolerans düzeyinin bir gereğidir. Başbakan, o gün o statta o eylemi yapan terbiyesiz güruhun peşine düşen adam durumuna düşemez, bu Başbakan'ın gradosuna uymayan bir yaklaşımdır. Gazetelerden okuduklarımız doğruysa, Başbakan'ın bu soruşturma sürecini durdurması şarttır. Bu sadece kendisinin yüksek itibarı ve demokrat kimliğinden dolayı değil, aynı zamanda ülke demokrasisinin prestiji açısından da mühim bir zorunluluk.
***
Peki, o statta o çirkin işi yapan güruhu ve yaptıkları eylemi görmezden mi geleceğiz? Hayır, gelmememiz lazım. Ancak bu kişilerin tespiti, bunlarla ilgili ceza ve tedbirler yargının veya Başbakan'ın işi değil, doğrudan doğruya Galatasaray'ın işi. Tüm görüntüler ve özel bilgiler Galatasaray yönetiminin elindedir. Kulüp bu olayı en başta kendi varlığı için bir tehdit olarak görmeli ve soruşturmalıdır. Bu soruşturma sonunda da elde ettiği bulguları, tayin ettiği ceza ve tedbirleri kamuoyu ile açıkça paylaşmalıdır. Bu arada, o çirkin eyleme maruz kalan Başbakan ne yapmalıdır? Şayet Galatasaray üzerine düşeni yapmıyorsa, onlardan hesap sormalıdır, hatta onlara bedel ödetmelidir. Seyrantepe'yi Galatasaray'a vermemek de dahildir bu bedele.
Sonuç olarak, demokratik hakları kötüye kullanan bir güruhu cezalandıracağız derken demokrasinin kendisini örselemeyelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.