Çapsızlık meselesi

CHP lideri sayın Kılıçdaroğlu'nu bu köşeden zaman zaman çok iyi niyetli bir biçimde uyarıyorum.
Çünkü Kılıçdaroğlu sürekli olarak kendisini mahcup edecek sözler söylüyor.
Oysa siyasetçi için en berbat durum ağzından çıkan sözün esiri olması durumudur.
Aslında Kılıçdaroğlu'nun yerinde bir başkası olsaydı ve bu kadar pot kırsaydı şimdiye kadar çoktan emekli olmuştu.
Ama siyaset Kılıçdaroğlu'nun kontrolden çıkmış diline inatla ve sabırla katlanmaya devam ediyor.
Buradan Türk halkının ve siyasetinin CHP liderine açtığı kredinin ne denli büyük olduğunu anlıyoruz.
***
Siyasi muhalefetin dili sert ve acıtıcı olur, bu dünyanın her yerinde böyledir.
Ancak küfür ve hakaret siyasetin özüyle uzlaşır bir şey değil, çünkü siyasette devamlılık ve diyalog esastır.
Demirel'in kendinden onlarca kere duymuşumdur, "Siyasette barışmayı bilmiyorsan kavga etme" derdi tecrübeli siyasetçi.
Ama Kılıçdaroğlu rakiplerine öyle sıfatlarla hitap ediyor ki insanları siyasi esneme alanının dışına itiyor ve kişisel savunma mekanizmalarını harekete geçiriyor.
Bir tür psikolojik kan davası çıkıyor ortaya.
Kılıçdaroğlu'na bu akılları biri veriyorsa işi zor CHP'nin, yok eğer kendisi bunun iyi bir söylem stratejisi olduğunu düşünüyorsa birileri ona bunun çok yanlış bir tercih olduğunu anlatmalı.
Mesela ülkenin seçilmiş ve en uzun süre başbakanlık yapan siyasetçisine "hain" diyebiliyor Kılıçdaroğlu.
Kimse kusura bakmasın ama mesela ben kendi ülkesinin başbakanına hain diyen kişinin bu ülkeye sadakatinden fena halde şüphe duyarım.
Kılıçdaroğlu hakkında bir başkası aynı şeyi söylese bu onun için de geçerli.
İyi niyetli bir siyasetçinin yapacağı türden bir iş değil bu.
***
Beni çok rahatsız eden bir Kılıçdaroğlu davranışı da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla ilgili.
Sürekli olarak hakaret ediyor Davutoğlu'na. "Çapsız" diyor.
Kılıçdaroğlu'nun Davutoğlu'yla ilgili sözleri beni rahatsız etmez, hatta hakareti bile etmez, sonuçta herkes kendine yakışanı yapar ve söyler, ancak Kılıçdaroğlu Davutoğlu'na hakaret ederken bu ülkenin entellektüel birikimine, bilimine hakaret ediyor.
"Çapsız ve geri zekalı" diye hakaret ettiği insan bu ülkenin diplomasi terminolojisine yüzlerce kavram üretmiş birisi.
Türk hariciyesinin ufkunu zenginleştirmiş bir hoca Ahmet Davutoğlu.
Türkiye'nin birçok sorunla uğraştığı bir evrede ülkenin başbakanına, dışişleri bakanına ve akademik birikimine hakaret etmek ana muhalefet partisini ve onun dilini kontrol edemeyen liderini nereye taşır bilemiyorum.