İzmir'e yeni gelen il müftüsü Recep Şükrü Balkan, önceki görev yerlerinde madde bağımlılığı ile başarılı bir mücadele vermiş. Aynı projeyi İzmir'de uygulayacak. Şöyle anlattı:
Gebze ve Sivas'taki görevim sırasında 6-7 yıl bu konuda başarılı çalışmalarım oldu. Burada da ilk cuma vaazımda duyurdum. Talepler gelmeye başladı. Bu iş amatör ruhla ve gönüllü yapılacak bir mesai ister. Şu anda personelimizden 13-14 kişi belirlendi. Bu çalışmayı kalabalık bir ekiple yapacağız.
Konuyu kısaca özetleyelim. İşimiz, bağımlılıktan kurtulmak isteyip de kurtulamayanlara, tedavi olmak isteyenlere yönelik. Duyurumuz üzerine anne babalar veya gençler kendileri geliyor.
BAĞIMLIYLA DOST OLMAK
Olay şu: tedavi olmak istiyorum diyenleri, anlaşacağımız AMATEM'le buluşturup, önce burada tedavilerini yaptıracağız. İzmir'de 3 yerde Amatem var. (Amatem; Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi'nin kısaltmasıdır). Merkez sadece bağımlı hastalara hizmet vermeyi amaçlamaktadır.
Bağımlı kişiyi bizim kontrolümüzde hastaneye götüreceğiz, yatması icap ediyorsa yatıracağız, gerekirse ayakta tedavi olacak. Haftada bir gelmesi lazımsa, bizim arkadaşlarımız haftada bir götürecek.
Asıl iş hastane sürecinden sonra başlıyor, mesele ne yazık ki, tedavi ile bitmiyor. Daima tekrar başlama riski var. Her bir madde bağımlısını bir arkadaşımıza zimmetleyeceğiz; o, onunla ilgilenecek. Onun amcası, kardeşi, arkadaşı olacak. Görevlimiz, bu kardeşlerimizle mümkün olduğu ölçüde birlikte vakit geçirecekler. Birlikte çay içecekler, yaşlarına göre mahallede top oynayan gençlerin içine karışacaklar. Kısacası onun dostu, arkadaşı olacak, onunla ilgilenecekler.
Daha sonra İşkur'la bir protokol yapacağız. Bunların tedavileri belirli bir noktaya gelip, zararlı olmaktan çıktıktan, tedaviye olumlu cevap verdikten sonra kendilerini iş sahibi yapacağız.
ÖDÜL VAR
Sürecin ayrıntısını sordum, Müftü Bey anlattı:
Bağımlılıktan temizlenme ortalama bir buçuk yılda oluyor. Doktoru bu sonucu bildirince, kendisiyle ilgilenen hocayla birlikte o kimseyi umre ile ödüllendiriyoruz. Bunu Sivas'ta 5 yıl uyguladık. Yaklaşık 75 kişiyle ilgilendik. 25 kişi tam sağlığına kavuştu. Bu önemli bir sayı. Zaten sayı derdimiz yok, bir kişi bile kurtulsa zahmete değer. 75 kişinin üçte biri gidip geliyor. Geri kalan üçte birde başarılı olamadık.
Bağımlılıktan kurtulmak birçok şartın bir araya gelmesine bağlı. Ama şu bir gerçek: Bunlara değer verilirse olumlu sonuç alınır.
NEDEN İLGİ DUYDU?
R. Şükrü Balkan bu konuyla ilgilenme sebebini anlattı:
Cami dışında sosyal hayatta bir yerimiz olsun diye düşünürdüm. Toplumsal yaralara ilaç olabilir miyim sorusu aklımdan geçti. Madde bağımlıları ilgimi çekti. İnternette bir ön araştırma yaptım. Prof. Dr. Ayhan Kalyoncu'yu fark ettim. Kendisi bu konunun duayeni. Telefon edip randevu istedim, Beyoğlu'nda muayenehanesine gittim. Beni çok iyi karşıladı. Şöyle dedi:
"Ben dindar biri değilim, Amerika'da yetiştim. Amerika ve dünyada madde bağımlılığıyla mücadelede papazlar görev alıyor. Bizde din görevlileri neden bu meseleyle ilgilenmez diye hayıflandığım sırada siz geldiniz. Ben elimden gelen desteği vereceğim."
Müftü Hoca devam etti: Beni Maltepe hastanesinde Figen Karadağ adlı öğrencisine gönderdi. Onunla görüştüm, gerekli bilgileri aldım. Müftülük personelimize "Bu işte benimle yürüyecek var mı? diye sordum. Destek verdiler. Birkaç kişiyi ele aldığımız sırada Sivas'a tayinim çıktı. Daha tecrübeli olarak projeyi Sivas'ta uyguladık.
Çok farklı hayat hikayeleri ile karşılaştık. Esrar, eroin, alkol, bali. En tehlikelisi sentetik bir uyuşturucu olan bonzai. Bunların yaptığı tahribat sadece kullanıcı ile sınırlı kalmıyor. Ailesine, yakınlarına, çok kimseye zararı dokunuyor.