19 Ekim Cuma günü Sabancı Kültür Merkezi'nde Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) 2018-2019 öğretim yılı açılış töreni yapıldı. Törene Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan da katıldı.
DEÜ Rektörü Prof. Nükhet Hotar, uzun yıllar İzmir milletvekilliği yaptı. Başkan yardımcısı olarak Tayyip Erdoğan'ın yakınında yer aldı. Sanırım aralarındaki bu hukuk dolayısıyla, Cumhurbaşkanının açılış töreninde bulunmasını sağlamıştır.
Törenin başlamasından bir süre önce salona girdim. Az sonra DEÜ Devlet Konservatuvarı orkestrası sahnede yerini aldı, kalabalıktılar. Bizim Konservatuvar Batı Müziği alanındadır. Eskiden beri her açılışta Batı müziğinden parçalar sunarlardı.
Bu defa bir sürpriz yaptılar, Erdoğan'ın sevdiği 2 şarkı çaldılar ve bir solist okudu. Şarkılar şunlar: "Beraber yürüdük biz bu yollarda" ve bir Azeri türkü: "Değdi saçlarıma bahar küleği (rüzgarı) / Nazende sevgilim yâdıma düştün."
NEREDEN NEREYE
Evet bir Batı müziği orkestrası Türk müziği parçaları icra etti. İster istemez aklıma şu geldi: "At binicisine göre kişner." Ve şunu hatırladım: Vaktiyle 28 Şubat döneminde Süleyman Demirel bir konserde Bethoven'in 9. Senfonisi çalındıktan sonra "İşte çağdaş Türkiye!." diye seslenmişti. Nereden nereye!
Orkestrayı yöneten Ümit İşgörür'ün kıyafeti dikkatimi çekti. Pantalon üzerine salıverilmiş bir gömlek ve boyundan iki yana sarkan bir ince fular. Sanırım Ümit Bey serbest ve günlük kıyafetleri seviyor. Son yıllarda hayli sivilleştik, ama böyle bir törende şef olarak resmi kıyafet giyse daha iyi olurdu.
D.E. Üniversitesi'ni tanıtan kısa slayt gösterisini beğendim. Özenle hazırlanmış, usta işi bir yapım sayılır.
GÜÇLÜ DEVLET
Son olarak Cumhurbaşkanı konuştu. Sözlerini bu defa kısa tuttu, Cuma namazı yakın olduğu için böyle davrandığını sanıyorum. Almanya'da 3 milyon, bizde ise 7 milyon civarında üniversite öğrencisi bulunduğunu belirtti. Eğitim öğretimde altyapı ve kapasite bakımından çok büyük mesafe alınmasına rağmen içerik ve sistem konusunda hala sıkıntılar bulunduğunu, okullardaki eğitimin standardını yükseltmek gerektiğini söyledi.
Şu önemli gerçeğe vurgu yaptı: "Bölgede hayatiyetinizi sürdürmek istiyorsanız güçlü bir orduya sahip olacaksınız. Bunun yanında bağımsız bir ekonomiye sahip olacaksınız. Ayrıca tasarlayan, geliştiren, üreten, ihraç eden bir sanayiniz olacak. İlaveten bunlara bilimsel altyapı oluşturacak bir akademiye sahip olacaksınız. Hepsinden önemlisi güçlü ve dirayetli bir siyasi irade sahibi olacaksınız. Tüm bunlar yoksa size hayat hakkı tanımıyorlar."
ŞİİRSİZ OLMAZ
Cumhurbaşkanı konuşmalarını şiirle süsler. Burada da Ara Güler, Oya Akgönenç ve Bahattin Karakoç'un vefatlarından duyduğu üzüntüyü belirterek, Karakoç'un Ihlamurlar şiirini, hakkını vererek okudu. Şiir şu dizelerle bitiyor:
"Ihlamurlar çiçek açtığı zaman/ Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan/ Kimseye uğramam ben sana uğramadan/ Kavlime sadıkım, sadıkım sana/ Takvim sorup hudut çizdirme bana/ Ben sana çiçeklerle geleceğim/ Ihlamurlar çiçek açtığı zaman."