Hayatımız yap boz üzerine.
Yapılanları bozmakta üzerimize yok. Doğamızı yakıyoruz, denizlerimizi kirletiyoruz. Şehirlerimize, köylerimize bakmıyoruz. Pandemide Türkiye, sahillere aktı. Manzara ürkütücüydü. Böylesine ölümcül bir tehlikeye cahilce meydan okumaya tanıklık ettik. Onca çaba, onca alınan önlemle düşen vaka sayılarını alt üst etmek için elimizden geleni yaptık.
Bayramdaki manzara buydu.
Bir başka manzara daha var. Bayramda ben de bu akıma uydum. Tek fark, kalabalıktan kaçmak, maskemi takmak oldu. İnsan kendini, insanlardan geriye çekip şöyle kuşbakışı bakınca yaşadığı yerleri daha farklı görme imkanına kavuşuyor. Pandemi nedeniyle doğal olarak artan kuşku ve eleştirel bakış da buna katkı sağlıyor.
Karaburun'daydım. Eşsiz bir tabiat. Buraları sevdiğim gibi kendimi buraya ait hissediyorum. Çünkü kendi topraklarım.
Anne tarafından Karaburunluyum.
ÇOCUKLUĞUMDAKI YERLER
Çocukluğumun geçtiği yerler. Anneannemin anlattıkları, annemin hatıraları, benim yaşadıklarım. Hep aynı. Farklı tek bir şey yok. Rüzgarı, ağaçları, sessizliği..
Aynı. Eskiden neyse şimdi de o.
Ama bu bayramda gözüme Karaburun bir çirkin geldi. Belki Türkiye'de ve yurt dışında benzer yerleri gördüğüm için gözlerim bunları aradı. Bulamayınca da eleştirel bakış devreye girdi. Bilemiyorum.
Çarpık yapılaşmayı geçtim. Bunun olmadığı yer zaten Türkiye'de yok. Karaburun'a özgü yapılar vardır. Onların yerini bildiğiniz klasik yazlık modelleri almaya başlamış.
Reklam tabelaları başlı başına çirkinlik abidesi. Beğenen varsa el kaldırsın. Mavi bayraklı plajlarının, gelir getirsin anlayışıyla kiralanması inanılır gibi değil. En azından Kuyucak plajında durum böyle. Hele o bozuk yollar.
Merak ediyorum, bu yolları ne zaman yapacaklar? Ben doğduğumdan beri bir metre yeni yol yapılmamıştır sanırım.
Köy yollarından bahsetmiyorum. İlçeye ulaşım için yapılan yeni bir yol var. Bu yol nedeniyle gelen giden sayısı da giderek artıyor. Çer çöp de artıyor.
IMKANLAR KISITLI NA'PALIM!
Yerel yönetimin imkanları kısıtlı, anca bu kadar oluyor bahanesi anlamsız olur. Adı üzerinde bu bir bahane.
İmkanları kısıtlı öyle yerlerde öyle güzel şeyler yapılıyor ki. Bir başka anlamsız konu da sahil yerlerinin çoğunun fiyat açısından kendisini Alaçatı ile yarışır hale gelmesi. Arkadaş Alaçatı'da fiyatlar bir üst noktada olabilir ama senin Alaçatı olabilmen için çok ekmek yemen lazım.
Bayramda tıklım tıklım olan Karaburun'da bayramdan sonra sosyal mesafe ve maske denetimi yapılması da dikkatimi çekenler arasında. Yapıldı da bize denk gelmedi diye düşünmek çok mantıklı gelmiyor.
Yap Boz dünyası. Bende uyanan hissiyat şu. Karaburun işin direk "boz" kısmına atlamış durumda. Belki bu yazıya bir yanıt gelecek. "Biz şunları şunları" yaptık denilecek. Belki kızan olacak. Belki "Karaburun böyle güzel" diyen olacak. Onlara da şimdiden yanıt vermek istiyorum. Siz de kendi özeleştirinizi yapın. Böyle güzelse o zaman devam..