Nihan Yarkent İnce

Neden yıkıldık?

Yıkıldık çünkü maske takmıyoruz.
Evet gerçekten de bu kadar can kaybının nedeni maske takmamaktaki nedenle aynı. Şiddetli bir depremdi ve birçok yaşam, o sallantıda hayatını kaybetti. O binalar neden yıkıldı sorusuna yanıt verecek konumda değiliz. Araştırılıyor, soruşturuluyor, iş yargıda.
Ama hepimizin bir kanaati var.
Yıkıldık. Çünkü işi doğru dürüst yapmıyoruz. 20 yıl önceki binalar için o dönemin şartlarına uygun yapıldığı ancak sonrasında çıkan deprem yönetmeliklerine göre yapılmadığı gerçeğini herkes söylüyor. Yani binanız 20 yaşındaysa kentsel dönüşüme başvurmak en sağlıklısı görünüyor. En azından onca söyleyenenden benim anladığım bu.
2000-2020 yıllarında yapılan 19 bin binada bir şey olmaması da bunu güçlendiriyor.
Yıkılan binaların tamamı 20 yılın öncesine ait. Tanıdığım birçok müteahhit, inşaatçı da "Ben yapsam bile 20 yaşındaki binada oturmam" diyor. Yani durum bu kadar net. Bizde durum böyleyken Avrupa'da insanlar 200, 300 yıllık binalarda insanlar oturuyor diyenler de var. Ortalık bu açıdan toz duman. Öte yandan sağlıklı binalar, nitelikli yaşam alanları inşaa edenler de var.
CIDDI SIKINTILAR VAR
Ancak şunu da belirtmek gerekiyor ki eğer böyle bir tablo ortaya çıkıyorsa, o zaman başta denetim olmak üzere bir kent inşaa etmek konusunda ciddi sorunlarımız var demektir. Mimar, mühendis kadrosundan, teknolojiye, işçi kadrosundan bilimsel metodları güncelleyip hayata geçirmeye kadar bu alanda ne varsa her şeyde bir sıkıntı var demektir.
İzmir yeni deprem bölgesi olmadı.
Yüzyıllardır biliniyor. Coğrafyamızdaki antik kentlerin nasıl yok olduğuna bakmak bile yeterli. Tarihten ders alsak dahi yeterli.
HEPIMIZ KOVID OLACAGIZ!
Kovid-19 salgının İzmir özelindeki artışı biliyorsunuz. Kısıtlamalar da başladı. Başladı çünkü depremde binaların yıkılmasından sorumlu olanlarla aynı kafadayız. İşi doğru dürüst yapmıyoruz.
Önlem almıyoruz. Ne yapılması gerektiğini biliyor, yapmıyoruz. Ne olacağını biliyor, takmıyoruz. Olunca da ondan oldu, şundan oldu diye boş konuşuyoruz. Hatta çok tehlikeli bulduğum bir söylem de çok hızlı şekilde yayılıyor.
"Nasıl olsa hepimiz kovid olacağız" inanışı giderek yükseliyor. Bir kanıksama, kabullenme durumu var.
Yok böyle bir şey.
Neden olalım?
Önlemini alırsan olmazsın.
Dikkat edersen riskleri azaltırsın.
Saldım çayıra ile bu mücadale olmaz.
Ben şuna inanıyorum.
Toplum olarak gerçekten önemli bir çoğunluğumuz kurallara saygı gösteriyor.
İşini iyi yapıyor. Ama her şeyi mahvetmek için bir yanlış yetiyor. Tüm güzel şeyleri silip süpürüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.