Nihan Yarkent İnce

Yıkılsın mı yıkılmasın mı?

Yaşadığımız depremin ardından hasar gören İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yıkılarak yerine hükümet binası ile uyum içinde olabilecek daha az katlı bir bina yapılacağı belirtilmişti.
Bu karara farklı çevrelerden farklı görüşler geldi. Ancak en önemlisi Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Dr. İlker Kahraman'ın Büyükşehir'in bu kararını "Talihsiz ve aceleci" olarak nitelendirmesi oldu.
Dr. Kahraman, Mimar Ersen Gürsel'in tasarladığı gerçek adı Atatürk Meydanı olan ancak hemen herkesin Konak Meydanı diye andığı yerin kalbinde yer alan İzmir Büyükşehir Belediyesi binasının bir kültür mirası olduğunu savunuyor.
Karşı çıkma gerekçeleri sadece bu da değil. Binanın güçlendirilebilmesinin mümkün olduğunu, yıkımı halinde sosyalfiziksel sorunların oluşabileceğini belirtiyor.
Yıkılırsa, belediyenin önemli bölümü Kültürpark'a gidecek. Dr. Kahraman, Kültürpark İzmirlilere ait olmalı diyerek bu konuya bakışını da ortaya koyuyor.
IÇIMIZE SINECEK ÇÖZÜM
Ben, kişisel olarak Büyükşehir binasını da Konak Meydanı'nı da beğenmiyorum.
Daha güzeli, cazibesi daha iyi bir tasarımın olabileceğine inanıyorum. Bu benim fikrim. Kent hafızasında önemli bir yeri olan ve estetik açıdan da beğendiğim Hükümet Konağı ile bütünleşen bir değişim fikri kulağa sıcak geliyor. Ancak Dr. Kahraman'ın belirttiği endişelere de katılıyorum. Hepimize ait bir meydan da çoğunluğun içine sinecek bir çözüm, İzmir'e iyi gelir.
Kentlerin simge binaları önemlidir.
Şehre can katar. Şehrin ekonomisinden sosyal yaşamına kadar etkiler. Dahası o şehirde yaşayanların nasıl bir ruha sahip olduklarını ifade eder. Ama bu iş için şehir otoritelerinin iyi kararlar alması gerekir. Bir örnekle anlatmak istiyorum.
Modern mimarlık akımının öncüsü olarak kabul edilen Charles-Edouard Jeanneret, 1949 yılında İzmir'in ilk nazım planını hazırlayan isimdir. Kendisi tüm dünyada Le Corbusier olarak tanınıyor.
BIR ÖZELESTIRI
Hazırladığı proje dosyası bir şekilde kayboluyor. Kopyası ise Paris'teki Le Corbusier Vakfı'nda korundu. Ardından bir kitap haline getirildi ve geçtiğimiz Ekim ayında yayınlandı. Bu mimarın, 17 eseri UNESCO tarafından dünya miras listesine alındı. Yani yapıları kültür hazinesi.
Aynı mimar, Viyana'yı kül rengi, heyecansız bir şehir, mimarisini de zevksiz ve kötü olarak nitelendirir. Bu aslında onun için bir özeleştiridir. Ancak bugün Viyana hiç de öyle görülmüyor. O mimariyi görmek için dünyanın dört yanından insanlar akın akın geliyor. Hatta şehir, dünyanın en yaşanılacak kentler sıralamasında birinciliği de kimseye kaptırmıyor.
Yani otoriteler, mimarlar bir şehir için kararlar alabilir, ancak hükmü veren insanlar oluyor. Mimarlar birbirlerinin eserlerine övgüler-eleştiriler dizebilir.
Ama önemli olan İzmirlilerin beğenip beğenmeyeceği. Şu ana kadar İzmir'in kent estetiğinin çok da istenilen düzeyde olmadığı bir gerçek.
Bu küllerinden kurulan İzmir'e karşı hep birlikte yaptığımız bir sorumsuzluğun sonucudur. Bu sorumsuzluğa devam edip etmeyeceğimiz yine bizim elimizde.
Büyükşehir binası ile ilgili alınacak ortak kararın kent estetiğinde farklı bir anlayışı tetiklemesi bence harika olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.