Geciken bir yaz, haylaz bir çocuk gibi etrafımızda dolaşıyor...
Güneş her sabah, "Boşver be işi gücü, gel bugün beraber takılalım" diye kulağımıza fısıldıyor...
Bu cazip teklifi "Yeşilçam filminin masum kızı" edasıyla "Tatile çıkmadan olmaz" diye reddedip, başımız önde işyerlerimize gidiyoruz...
Kulağımızda mavi bir ses dalgalanıyor...
Ve işte tam bu "depresyondayım beni kimler çıkarsın" modundayken kulağımız turizmcilerde...
Acaba bizi nasıl bir sezon bekliyor...
O da ne!
Turizmcilerin kafası bizimkinden karışık!
****
Önce yaz gelmek bilmedi...
Kendini Mart zanneden Haziran'ı yaşadık.
Memleketi, yağmur alıp götürüyordu, ucundan döndük.
Hal böyle olunca turizmciler önce bir zaman kayması yaşadılar...
Sanıyorum hala etkisinden kurtulamayıp, birbirlerine soruyorlar:
- Biz hangi aydayız?
- Temmuz...
- Emin misin?
- Kesin bilgi abi!
*****
Bu konuda ortak bir karara vardılar fakat, sezonu nasıl geçiriyorlar emin değiller!
Biri diyor ki, "Battık"; diğeri adeta sezonu havai fişek ile kutluyor.
Kutlama yapan, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler...
İşler, bayramda doluluk oranının yüzde 100'e ulaştığını söylüyor. Ve bu orandan çok memnunlarmış. Hatta tatilcilere "Elinizi çabuk tutun yer bulamazsınız" diyor.
Kendisine bakarsak, elde bikini-mayo, start çizgisinde bekleyen sporcu misali, tatil başlasın ve kendimizi Ege'nin sularına atalım diye işaret verilmesini bekliyoruz.
Gerçi, oteller yüzde 100 dolduysa nerede kalacağız meçhul...
****
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Ege Bölgesel Yürütme Komitesi Başkanı Rıza Gencay ise, "Bayramın tadı kaçtı, geçen yılın gerisinde kaldık" açıklaması yapıyor.
Gencay, güneyde Rus turistteki kaybı yerli turistle telafi etmeye çalıştıklarını, ancak istenilen düzeyde talep patlaması yaşamadıklarını dile getiriyor.
Kime inanalım...
Sonuçta ortada "rakamsal" gerçeklikler vardır.
Turizm, duygularla yapılmıyor ki yanılsınlar!
"Fransızlarla daha sıkı-fıkı oluruz sanmıştım abi. Oturur bir el tavla atarız diyordum. Bu yıl yüz vermediler... Sezon ondan kötü geçiyor!"
Yani, otelcilerin böyle bir anlayışı yoktur sanırım...
Kanka mı arıyor bunlar!
Bu durumda geriye şöyle bir seçenek kalabilir:
Sanırım bize ters psikoloji uygulanıyor!
Elinin altındayken kıymet vermediğin bir şeyi, kaybedince üzülmek!...
"Oteller sinek avlıyordu ama siz arayıp bir rezervasyon yaptırmadınız. Al bakalım şimdi full çekiyor. Sen anca bu yaz küvette kulaç atarsın" diyerek, "fırsatı" kaçırmayın algısı uygulanıyor olabilir...
Bilemiyorum..
Şu yaz iznim bir gelsin...
Anlayacağım...
Yollarıma güller mi serecek turizmciler yoksa "Sen git anca Kordon'da denizi seyredersin canım" mı diyecekler...