Nil Kuyumcu

Çocukları sokaktan kim kurtaracak?

Akşam bir mekana gidip oturuyorsun...
Keyifli bir sohbetin ortasındayken, birden yanında dünya tatlısı bir ufaklık beliriyor...
Elinde sakız kutusu tutan minik bir oğlan...
Göz göze bakışıp kalıyorsun...
Seninle konuşmuyor...
Sessiz bir iletişim başlıyor...
"Ne yapmalıyım şimdi...
Geri çevirirsem üzülecek.
Ama para verirsem de ailesi onu çalıştırmaya devam edecek" diye düşünürkeeeennn, "vicdan" taşıyan hiç kimsenin duyarsız kalamayacağı bir hareket yapıyor!
O minicik parmaklarıyla, kolunuzdan "küçük bir lokma" alıp dudaklarına götürüp öpüyor!
Ve sonra size bakmadan başını çeviriyor...
Bunu ilk yaşadığınızda şoke oluyorsunuz!
Yanınızda sizi öpen bir çocuk...
Elinde bir kutu sakız...
Para vermeniz için bekliyor...
Dilenmiyor...
"Bana para ver" demiyor...
Bir öpücük ve sessizlik!
Her gece onlarca kişinin sorduğu soruları siz de sormaya başlıyorsunuz...
- Okula gidiyor musun...
- Evet gidiyorum...
- Ailen mi çalıştırıyor seni...
- Evet...
Sorular bitmeyince yanına bir başka erkek çocuk geliyor hemen...
Belki gizli bir "konuşma kimseyle" tehdidi; belki de onu olası bir tehlikeden korumak için yaklaşma...
Bilmiyorum...
O çocuk yaklaşınca susuyor...
Alsancak'ta akşam ne zaman bir yerde otursam, o çocuk bir süre sonra yanımda...
Kordon'da da ara sokaklarda da karşıma çıkıyor işte...
Sadece bana değil elbette, mekan mekan, masa masa gezerken herkese hep aynı "öpücüklü" yöntemi uyguluyor!
Elinde sakız kutusu bekliyor...
Sizden bir tepki gelmezse masaya çıkarıp bir sakız bırakıyor...
Hadi almayın o sakızı da göreyim!
Onun öpücüğüne bir karşılık vermeyin!
"Seni öptüm sen de bana para ver... Bu öpücüğün karşılığı bir sakız parası olmayacak değil mi?" diyen sessiz bir talep!
Ve şimdi soruyorum...
Hani çocukları çalıştırmak suçtu?
Bunu yapan ailelere ceza veriliyordu...
Bu çocuk sahiden okula gidiyor mu?
Gece yarılarına kadar sokakta gezerken, derslerini nasıl yapıyor?
Peki sadece o mu?
Çiçek satan çocuklar...
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nin çevresinde dolaşan kadınların ve erkeklerin elinden tuttuğu, "Çocuğum aç" yalanıyla, "dolaylı yoldan" dilendirilen yavrular...
Ruhlarında açılan derin yaraları kim tamir edecek?
Herkes iyi de davranmıyor ki onlara...
Çoğu kez mekan sahipleri tarafından tartaklanarak dışarı çıkarılıyor...
Müşteriler tersleyip yanlarından uzaklaştırıyor...
Öpülüp koklanması, sarılıp sarmalanması gereken çocuklar, berbat bir hayat yaşıyor!
Bu sorun yasayla çözülmeye çalışılmıştı...
Çocuğunu dilendirene hapis cezası verilmesi öngörülüyordu...
Peki o yasa İzmir'de uygulanıyor mu?
Çocuklarını çalıştırdığı, dilendirdiği için ceza verilen aile var mı?
Varsa kaç kişi?
Bu ceza çözüm oldu mu?
Olmadıysa niye?
Çocuğu dilendirmeyip, sakız vs. sattırınca bu yasa maddesi işlemiyor mu?
Ve en önemli soru!
Peki buna kim yeter diyecek!
Kim kurtaracak çocukları sokaklardan!
Ama laf olsun diye değil...
Göstermelik hiç değil...
O çocukları tartaklayıp; "Bir daha gelmeyin buraya" diye bir şov değil!
Sahiden kim kurtarır onları!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.