Biliyorum üçüncü gün ve yine cinayetleri yazıyorum...
Biliyorum bazen iç sıkıcı hiçbir haberi okumak istemiyorsunuz...
"Yeter" diyorsunuz...
Ama bizler yazdıkça, sizler okudukça, bir kamuoyu gücü oluşturuyoruz...
Türkiye'yi sarsan bir seri katille ilgili dün verilen karar da, işte bu gücü yansıtıyor...
Hatırlayın demiyorum çünkü biliyorum bu seri katilin işlediği cinayetleri unutmadınız...
Katillere ne yazık ki alışkın olan Türkiye, bir seri katil profilinin şaşkınlığını yaşamıştı!
Filiz, Ankara'da Göktuğ Demirarslan ve kız arkadaşı Elena Radchikova'yı, İstanbul'da ise tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı'yı öldürmüştü.
İstanbul'daki dava sürüyor...
Dün ise Ankara'da görülen davada, yok iyi haller, yok pişmanlık gibi kamuoyunu isyan ettiren indirimler uygulanmadı.
Ülkenin dört bir yanında aranırken İzmir'de bindiği bir minibüste yakalanan seri katil Atalay Filiz "tasarlayarak öldürmek" suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Ve dün bu sütunlarda söylediğimiz, "Deli mi psikopat mı" sorusunun cevabı bir kez daha "beklentiler" yönünde verildi.
Kendisine "deli" süsü vermeye çalışan seri katilin, cezai ehliyetinin tam olduğunu bildiren bir rapor sunuldu.
Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olan Filiz, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı.
Mahkeme heyeti, sanık Filiz'den son sözlerini sordu.
Filiz, yeniden savunma yapma talebi reddedilince son söz olarak, "20 saat konuşabileceğim malzeme var. Ama karar nasılsa belli olduğu için kendimi fazla yormayacağım" dedi.
Kendini yormamak!
Üç kişiyi öldüren...
Türkiye'nin dört bir yanında saklanan...
Polisi peşine düşüren...
İnsanları "katil aramızda" diye tedirgin eden...
Masum üç insanı öldüren bir seri katil, konuşarak yorulmayacak!
Kendini yormamak! Üç kişiyi öldüren... Türkiye'nin dört bir yanında saklanan... Polisi peşine düşüren... İnsanları "katil aramızda" diye tedirgin eden... Masum üç insanı öldüren bir seri katil, konuşarak yorulmayacak!
Bu sütunlarda nasıl "kravat indirimi" yapan, kafesinden kanarya çıkarır gibi, tacizcileri, tecavüzcüleri salıveren mahkemeye heyetlerinin kararlarını eleştiriyorsak, emsal karar verenleri de yazacağız...
Cinayetleri işlerken yorulmayan seri katil, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapiste bol bol dinlenir diyor ve emsal kararı veren mahkeme heyetini alkışlıyorum...
Alooo polis sesim geliyor mu?
İzmir'e ara verdik değil mi...
Biz ara verdik, güneşli günlerin yerini yağmur aldı...
Peki yağmurdaki en önemli sorunlarımızdan birisi nedir?
Tabii ki daha önce de defalarca yazdığımız sürücülerimiz!
Hani kendini Camel Trophy'de zanneden...
Yol kenarındaki birikintilerin içinden süratle gelip, yayaları ıslatmaktan sadistçe zevk alan sürücüler...
Hani bu işin cezası olacaktı?
Bu sürücülere herhangi bir cezai işlem yapılıyor mu?
Biz yolda yürürken, en az 3 sürücünün bu saygısızlığıyla karşılışıyoruz...
Tek bir trafik polisi görüp işlem yapmıyor mu?
Merak ediyorum diyorum!
Sesimi duyan var mı diyorum!
Alooo Polis diyorum!
Çeyrek altına bakan kim... Burak 'tam' !
Burak Özçivit ve Fahriye Evcen, Almanya'daki "kız isteme" töreninin ardından nişanlandı...
Kızların önemli bölümü üç günlük yas ilan etti!
Sosyal medya yıkıldı...
Çiftin nişan fotoğrafına yapılan, "Fahriye olsan da takıyorlar çeyreği demek ki" yorumu sosyal medyayı salladı...
Ben de o yoruma şöyle yanıt veriyorum...
Canım yaa! Çeyrek altın taksalar ne olur, Fahriye koluna "tam" Burak taktı!